Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sunabilmek için internet sitemizde çerezler kullanılmaktadır. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul etmiş sayılmaktasınız.
Ozon tabakasının her geçen yıl biraz daha incelmesiyle güneş ışınları yeryüzüne daha az filtre edilerek, daha yoğun ulaşıyor. Bu da güneş ışınlarının zararlı etkilerini çoğaltarak cilt lekelerine, foto yaşlanmaya ve kansere neden olabiliyor. Güneşin bu zararlı etkileri, son yıllarda çok daha fazla görülüyor. Memorial Şişli Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Eneida Kote, güneşin cilde etkileri ve korunma yöntemleri hakkında bilgi verdi.
Prof. Dr. Umut Kalyoncu, sedef hastalarının güneşten büyük yarar sağlayabileceğini belirtti. Ancak sedef romatizması hastalarının özellikle öğle saatlerinde ve uzun süre güneşte kalmamaları konusunda uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Umut Kalyoncu ayrıca, eklem ağrısı şikayeti olan sedef hastalarının bu şikayetlerini mutlaka doktorlarına iletmeleri gerektiğini vurguladı.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Hilal Kaya Erdoğan: “Havanın sıcak-soğuk ya da açık-kapalı olmasına bakılmaksızın yaz-kış güneşten korunulmalıdır. Araba ve ev camlarına yatırılabilen UV filtreli filmler faydalı olabilmektedir. Altı aydan küçük bebeklerde ise güneşten koruyucu kremler kullanılmamalıdır”.
Yaz mevsimi yaklaşırken uzmanlar, güneş ışınlarının zararlı etkilerine doğrudan maruz kalmanın, en agresif cilt kanseri olarak tanımlanan Malin Melanom riskini artırdığına dikkat çekiyor. Melanomun tedavisinde erken teşhisin çok önemli olduğunu belirten Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Saadettin Kılıçkap, konuyla ilgili önerilerde bulundu
Deri hastalıklarında etkinlikleri bilimsel olarak kanıtlanmayan hiç bir yöntemin uygun olmadığını belirten Türk Dermatoloji Derneği yönetim kurulu üyesi Prof. Dr. Osman Köse; özellikle egzema hastalığında kullanılan bazı otların deride hasara yol açtığını ve bu durumun telafisinin olmadığını söyledi.
Kış aylarında cilt, soğuk havaya uyum sağlamaya çalışarak kan dolaşımını azaltır. Bu durum, ter ve yağ bezlerinin az çalışmasına, cildin ihtiyaç duyduğu antioksidanları almamasına sebep olur. Ayrıca soğuk havalarda cilt kuruluğu, cildin yağ kaybetmesinin en büyük sebebi.
Sağlıklı, ışıl ışıl parlayan bir cilde sahip olmayı kim istemez ki? Üstelik cildimiz en büyük organımız olması itibariyle de şüphesiz büyük bir özeni hak ediyor. Peki, cildimizi tazeleyerek güzel görünmesi nasıl sağlayacağız?
Güneşin sıcak yüzünü göstermesiyle birlikte özellikle açık tenli kişilerde cilt lekeleri de artmaya başladı. Yazın en sık görülen cilt sorunlarından biri olan çil ve cilt lekeleri, alınacak basit önlemlerle engellenebilir.
Güneş ışınlarının 90 derece acıyla geldiği yaz aylarından önce cildin kusursuzluğuna gölge düşüren lekeler için yapılacak tedavileri tamamlamak gerekiyor. Evde yapılan doğru kürlerle ufak lekeler geçirilebilirken, kalıcı lekeler için çeşitli medikal estetik uygulamaları ile maksimum sonuç elde etmek mümkün.
Yıkarken, tararken ya da kendiliğinden, dinlenme fazındaki 50-100 adet saçın bir günde dökülmesi olağan kabul ediliyor. Ancak günlük dökülen miktar 100 telin üzerindeyse, saçlarınızda belirgin azalma hissediyorsanız, saç telleriniz giderek inceliyorsa, çevrenizden saçınızın azaldığına dair uyarılar alıyorsanız, doktora başvurmayı ihmal etmemeniz gerekiyor.
Özellikle yaz aylarında görülen en önemli cilt problemlerden biri de güneş lekeleri. Güneşe maruz kalma süresi, cildin genetik yapısı, kullanılan kimyasal maddeler, hormonal tabletler ve diğer birçok faktör leke oluşumuna neden olabilir.
Yüzyıllardan beri saç kadınlar için estetik açıdan oldukça önemlidir. Saçlarda meydana gelen her patolojik durum, kişide derin psikolojik sorunlara neden olabiliyor. Dolayısıyla saç problemleri ve buna ilişkin konular hastalar için önemli bir stres kaynağı oluşturuyor.
Bahar aylarının gelişiyle zayıflama çabaları hız kazandı. Ancak aman dikkat! Kısa sürede fit görünmek amacıyla uygulanan şok diyetler, sağlığınıza zarar vermenin yanı sıra saçlara da şok etkisi yapıyor ve hem kadınlarda hem de erkeklerde ciddi şekilde dökülmelere neden oluyor.
"Alınabilecek önlemler arasında cildin uygun ürünleri ile düzenli olarak nemlendirilmesi, nemlendirici kullanımının günde en ez iki kez olması ve özellikle banyo yapıldıktan hemen sonra uygulanması, cildi tahriş etmemek için ılık su kullanılması, sabun seçimine dikkat edilmesi, normal sabun yerine kremli sabunlar tercih edilmesi, hastalık ataklarını tetikleyebilecek faktörlerden uzak durulması bulunuyor"
Dermatolog Dr. Yelda Terzioğlu, son yılların popüler ameliyatsız estetik uygulaması botoksun hijyenik koşullarda ve doktor tarafından yapılmasını tavsiye etti.
Genetik bilimindeki gelişmeler, sağlık, beslenme ve spor gibi ihtiyaçların karşılanmasında kişiye özel yöntemlerin ortaya çıkmasında etkili oluyor. Genetik bilimciler, bireye özel bu uygulamaların kozmetik sektöründe de geliştirilmesi gerektiğini belirterek “Özellikle hücrelerimizin biyolojik yapısına uygun kozmetik ürünler, beklenenden daha etkili ve uzun soluklu yarar sağlayacaktır” diyor.
NKÜ Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kulaç, "Alerji testinin kendine göre sıkıntıları var. Her alerjisi olana ezbere test yapılması uygun değildir " dedi.
Yaşam boyu karşılaştığımız birçok etken, vücudumuzu saran derimiz üzerinde izler bırakıyor; Yara izleri, gençlik yıllarında oluşan sivilce problemleri, ameliyat sonrası yaralar... Her biri, ilerleyen dönemlerde, görsel rahatsızlıktan kaynaklı tedavi isteğini de birlikte getirebiliyor.
Çoğu kadın ve erkek yüzündeki lekelerden şikayetçi. Yaz güneşinin etkisiyle daha da koyulaşan leke tedavisi için en ideali kış mevsimi. Gebelik dönemi, bazı ilaçlar, solaryum, bazı hormonal hastalıklar ve genetik faktörlere de bağlı olarak cilt lekelenmeleri görüldüğünü söyleyen Liv Hospital Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Gonca Gökdemir “Güneş lekeye neden olan en önemli faktör olduğu için ve leke tedavi yöntemlerinde güneşten korunma gerekir. Bu yüzden leke tedavileri mutlaka kış aylarında yapılmalıdır” diyor.
Türkiye’de 10 erkekten 7’sinin saçları dökülüyor; 3 erkekten 1’i ise saç ektirme işlemine başvuruyor. Saç ektiren erkeklerin ilk işi daha fit görünmek için sigarayı bırakıp spora başlamak oluyor. Saçı doğru taramanın dökülmeyi azalttığını belirten Medical Park Bahçelievler Hastanesi Saç Sağlığı ve Saç Ekimi Üniteleri Genel Koordinatörü Songül Alıcı, “Saç nemli iken yüzde 50 oranında esnektir. Bu esneklik saçınızın koparak dökülmesini ve kırılmasını engeller. Saç suyun altında ya da nemli iken nazikçe taranmalıdır” diyor.