Medimagazin logo

"Hasta hekim ilişkisi çıkar ilişkisi haline geldi"

Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof. Dr.Gençay Gürsoy, 64 yaşındaki bir kadının yumurta nakliyle çocuk sahibi olmasını değerlendirirken, "Ne yazık ki bu alanlar çok büyük yasal boşluklarla dolu. Hamile bir kadına ’Türkiye’de doğuramazsın’ diye engel çıkarmak da olacak iş değil" dedi
"Hasta hekim ilişkisi çıkar ilişkisi haline geldi"
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof. Dr.Gençay Gürsoy, 64 yaşındaki bir kadının yumurta nakliyle çocuk sahibi olmasını değerlendirirken, "Ne yazık ki bu alanlar çok büyük yasal boşluklarla dolu. Hamile bir kadına ’Türkiye’de doğuramazsın’ diye engel çıkarmak da olacak iş değil" dedi.

Prof. Dr. Gürsoy, İstanbul Üniversitesi (İÜ) İstanbul Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı ile Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği’nin İÜ Merkez Bina’da düzenlediği "2. Uluslararası Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Sempozyumu"nda yaptığı konuşmada, hasta ile hekim arasındaki ilişkiye işaret etti.

Hasta-hekim ilişkisinin güvene dayalı olduğunu ve sarsılmaması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Gürsoy, bu ilişkinin Türkiye’de "çıkar ilişkisi" haline geldiğini, etik değerlerden de teknolojik gelişmeyle daha da uzaklaşıldığını söyledi.

Prof. Dr. Gürsoy, tıp teknolojilerinin öncüsü ve yürütücüsünün finans olduğuna dikkat çekerek, akademik dünyanın bile sermayenin yönlendirmesi altında bulunduğunu, bu ilişkiyi hümanist bir çerçevede tutacak olanın da "hekimin vicdanı" olduğunu dile getirdi.

64 YAŞINDA ANNE OLAN KADIN
Çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Gürsoy, bir gazetecinin, "Yumurta nakli Türkiye’de yasal değil. Bu yolla yurt dışında hamile kalan, menopoza girmiş 64 yaşında bir kadının Türkiye’de doğum yapması yasal mı?" sorusu üzerine, şunları söyledi:

"Ne yazık ki bu alanlar çok büyük yasal boşluklarla dolu. Hamile bir kadına ’Türkiye’de doğuramazsın’ diye engel çıkarmak da olacak iş değil. Burada, bu alanı piyasaya teslim etmenin tehlikesine işaret etmek lazım. Yarın öbür gün bilim kurgu filmlerinde, romanlarında karşılaştığımız olaylarla da yüz yüze gelebiliriz. O yüzden genetik müdahale ağırlıklı çalışmalar bağımsız kamu kuruluşları, üniversiteler ve bilim kuruluşları tarafından ciddi denetlenmeli."

KORDON KANI BANKACILIĞI
Prof. Dr. Gürsoy, bu tür olaylara nasıl baktıklarına ilişkin bir soru üzerine de, "Buna benzer çok şey var Türkiye’de. Şu anda Türkiye’de ’insan bedeninden genetik materyali, ileriye yönelik organ üretme tekniklerinde kullanma olasılığı olabilir’ diye para karşılığı dondurup bekleten bir sistem kurulmaya çalışılıyor" dedi.

Bunun da hukuki bir alt yapısının bulunmadığına işaret eden Prof. Dr. Gürsoy, "İleride ne olacağı belli değil. Bunlar yapılıyor. Kordon kanı bankacılığı bunun örneklerinden biri" diye konuştu.


Bu tür gelişmelerin büyük tehlikelere de gebe olduğunu ifade eden Prof. Dr.Gürsoy, İngiltere’de bir bilim adamının ileride 2 tür hekimin yetişeceğini, birinci türün yüksek teknolojiyi ve genetik müdahaleyi sıkça kullanan hekimler, ikinci türün de bu tür uygulamalardan hastaları koruyacak hekimlerin olacağını, bu hekimlere de "tıp papazları" deneceğini ifade ettiğini anlattı.

Prof. Dr. Gürsoy, "Tüm bunlar 2 başlı bir süreç. Hem bilimsel gelişme olması lazım, hem de bunların kötüye kullanılmaması lazım" dedi.


Milliyet

"hasta
hekim
ilişkisi
çıkar
ilişkisi
haline
geldi"
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir