Medimagazin logo

TTB: Anayasa Mahkemesinin kararı hukuki olmaktan çok siyasi bir kabuldür

TTB: Anayasa Mahkemesinin kararı hukuki olmaktan çok siyasi bir kabuldür
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

TTB'den yapılan basın açıklaması:

Anayasa Mahkemesi: Hizmet Satın Alma Yetkisi istisnai hallerde kullanılabilir

Sağlık Bakanlığı 2004 yılında Denizli Devlet Hastanesinde, 4 ay süre ile Psikiyatri Uzmanı, Onkoloji Uzmanı, Çocuk Psikiyatri Uzmanı, Alerji Hastalıkları Uzmanı olmak üzere 5 doktor 7 sağlık personeli hizmetini taşeron aracılığı ile satın almak için ihale açmış ve bu ihalenin iptali için Türk Tabipleri Birliği Danıştay'da iptal davası açmıştır. Danıştay 5. Dairesi tarafından satın alma işleminin dayanağı alan 657 sayılı Yasanın 36. maddesine 2003 yılında eklenen yasa hükmünün Anayasaya aykırılığı itirazı ciddi bulunarak iptali istemi ile Anayasa Mahkemesine gönderilmiştir.

Anayasa Mahkemesi 24 Aralık 2007 Günü Resmi Gazetede yayımlanan kararı ile sağlık hizmetleri sınıfındaki personelin hizmetlerinin satın alma yolu ile gördürülebileceğine ilişkin yasa hükmünü Anayasa'nın 128. maddesine aykırı bulmamıştır. Anayasa Mahkemesi kararında daha önce bu alana ilişkin kararlarından farklı olarak "sağlık hizmetlerinin , kendi iç dinamikleri ve nitelikleri gereği üretilmesi ve halk yararına sunulmasında özel sektörün kazanç, rekabet ve büyüme dinamiklerinden yararlanacak türdeki hizmetler olduğu" belirtmekte; hizmet satın alma yönteminin "yetersiz ve kısıtlı kalifiye insan gücü kaynağını değerlendirerek hizmette etkinlik ve verimlilik sağlamak, kaynak kullanımı kontrollü, kaliteyi yükselten, maliyeti düşüren etkin, süratli, kesintisiz bir sağlık hizmeti sunmak, gereksiz bina ve cihaz alımının önüne geçmek, kurumlar arası işbirliği ve halkın sosyal memnuniyetini arttıracağı" sonucuna varmaktadır. Bu gerekçe ne yazık ki hukuki olmaktan çok siyasi bir kabulü içermektedir. Üstelik bu siyasi kabul sağlık alanında yaşanan gerçeklerle bağdaşmamaktadır.

Anayasa Mahkemesi kararında, sağlık hizmetlerinin nitelikleri gereği diğer kamu hizmetlerinden farklı olduğuna, ertelenemez, ikame edilemez, sürekli olarak herkese eşit ve nitelikli olarak verilmesi gereken bir kamu hizmeti olduğuna ve devletin bu alandaki sosyal ödevlerine ilişkin işaret eden hükümlere de yer vermiştir.

Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararında hizmet satın almaya yönelik yasa ile verilen yetkinin sınırsız olmadığı, ancak zorunlu kılınan durumlarda kullanılabileceği belirtilmiştir. Kararda özetle sağlığın ertelenemez ve ikame edilemez özelliği nedeniyle, acil durumlar, doğal afet, salgın hastalık gibi haller ile iktisadi ve teknik yetersizlik gibi olağan yollarla sağlık hizmetine erişimin sağlanamayacağı durumlarla sınırlı olarak sağlık hizmetinin satın alma yetkisinin kullanımının zorunlu olabileceği belirtilmektedir.

Anayasa Mahkemesinin Kararında da işaret edildiği üzere Anayasanın 128. maddesi ve 657 sayılı Kanun ile belirlenen ve esas olan yöntem kamu sağlık hizmetlerinin kamu görevlisi olan sağlık çalışanları tarafından verilmesidir. Kamu kuruluşlarında çalışan sağlık personelinin, Devlet Memurları Kanunun 4. maddesinde belirtilen statüye bağlı yasa ile düzenlenen istihdam yöntemlerinden vazgeçilemez Bu nedenle Sağlık Bakanlığına verilen yetki kamu sağlık kuruluşlarının tahrip edilmesi, kamu görevlilerinin yasa ile verilen haklarının ortadan kaldırılması için kullanılamaz. Aksi halde kamu sağlık kuruluşunda çalışan sağlık personelinin her türlü özlük hakkının belirlenmesi yetkisi taşeronlara devredilmiş olur ki Anayasa Mahkemesinin kararında yer alan diğer vurgulardan da Anayasanın 128. maddesini kaldırır nitelikte bir yetkinin idareye verilemeyeceği, böyle bir yetkinin kullanımının hukuka açıkça aykırı olacağı anlaşılmaktadır.

Sağlık hizmeti bir ekip hizmetidir. Sağlık hizmetinin nitelikli verilebilmesi için sağlık kuruluşunda çalışan bütün sağlık personelinin birlikte ve sürekli olarak sağlık hizmeti sunması gerekir. Yasa ile hizmet satın alma konusunda verilen yetkinin keyfi ve hukuka aykırı kullanımı sonucu; sağlık çalışanlarının farklı farklı taşeron işçisi haline getirilmesi, 3-5 ay 1 yıl gibi sürelerle çalıştırılarak ekip üyelerinin sürekli değişmesi, mesleki bağımsızlık ve iş güvencesinin bütünüyle ortadan kaldırılması, sağlık personelini insan sağlığını korumakla taşeronun maliyetini ve kârını düşünmek arasında sıkıştırılmasına, sağlık hizmetlerinin bütünlüğünün parçalanmasına neden olacaktır. Bütün bu etkenler verilen hizmetin niteliğini olumsuz etkileyecek, toplumdaki bireylerin sağlık hakkını zedeleyecek, hatta yer yer ortadan kaldıracaktır. Üstelik böylesi bir uygulama kamu yararına değil zararına neden olacaktır. Sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesinin; sağlık harcamalarını arttırdığı, toplumun sağlık göstergelerinde iyileşmeye neden olmadığı bütün dünyada yapılan bilimsel çalışmalarla ortaya konulmuştur.

Sağlık personelinin hizmetlerinin satın alınması yolu ile gördürülmesine ilişkin yasa kuralı, Sağlık Bakanlığına ya da diğer kamu sağlık kuruluşlarına bu konuda sınırsız yetki vermemektedir. Anayasanın 128. maddesi ve 657 sayılı Kanun ile belirlenen ve esas olan yöntem kamu sağlık hizmetlerinin kamu görevlisi olan sağlık çalışanları tarafından verilmesidir. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı'na verilen yetkiyi kamu sağlık kuruluşlarının tahrip edilmesi, kamu görevlilerinin yasa ile verilen haklarının ortadan kaldırılması için kullanılamayacağını, bu alanda yapılacak her işleme müdahil olacağımızı paylaşmak isteriz.

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
MERKEZ KONSEYİ

ttb:
anayasa
mahkemesinin
kararı
hukuki
olmaktan
çok
siyasi
bir
kabuldür
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir