N'olacak bu doktorların hali!

"Hasta hakları" yetmiyormuş gibi, bir de YTL gibi YTC çıktı.
Gel keyfim gel. Hasta gelecek, doktor ona hastalığı hakkında bilgi verecek.. Tedavi alternatifi ve bu alternatiflerin risklerini anlatacak. O da, yok ben bir de öteki doktorla konuşmak istiyorum diyecek.
- Çay, kahve de ister misiniz?
- Sağol evladım, diyetteyim.
Bir hastaya 3 dakika ayırıyor devlet hastahanesinde bir doktor.. Yasaya göre, titiz bir hasta için en az yarım saat gerek..
Hani bu kadar çok hasta olunca, hata yapma riski de yüksek..
Hata yaparsa ne olur? Ne olacağı basit, önce hapse girer, sonra da yıllarca biriktirdiği ne varsa hepsini tazminat ödemek için satar ya da malı haczedilir. Hatta hastahaneye bile icra gelebilir..
Yasa çıkartmak o kadar zor değil. Önemli olan onu uygulamak!
Buyurun uygulayın..
Eskilerin deyimi ile yapacağınız iş, çıkartacağınız yasa efradına cami, ağyarına mani olmalı.
Hastayı güvenceye aldın da, doktorun güvencesi ne? Doktoru güvenceye almadan hastayı güvenceye almak mümkün mü?
Yeterli hastahane, yeterli doktorun var mı?
Yeterli donanıma sahip misin?
Hastan sigortalı, doktorun sigortalı mı, hastahane sigortalı mı?
Eldeki doktoru haczeder, bir kaçını da hapse tıkarsan, onlar da gider köşe başında kestane satar. Olacağı bu. Zaten başı örtülü diye Tıp Fakültelerinden az öğrencinin, son sınıftan kaydı silinmedi..
O zaman bir an evvel şu "malpractice" yasasının çıkması lazım..
Bu sistem istismara açık. Denetim yapabilecek misiniz? Aile hekimliği de öyle.. Hani sonra "Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmayalım" da. İyi niyet tek başına yeterli değil..
Şimdi adına "koruyucu hekimlik" diyorlar. Eskiden adı "Hıfzıssıhha" idi. Şimdi de "Norm Kadro" uygulaması adına, İBB'de bu bölüm kapatılmış, ismi yaşasın diye, hani nostalji olsun kabilinden bir başka birime bağlanmış..
Hani, bunları yazıyorum da, hastahanelerin Sağlık Bakanlığı'na devrine karşı çıktığımdan falan değil.. Ama yapılacak daha birçok iş olduğunu ve bunların bir kısmının zamana son derece duyarlı olduğunu söylemek istiyorum. Bazı konularda acele etmek gerek. Madem süreci başlattınız, arkasını takip etmek zorundasınız.. Yarın olumsuz birkaç olay her şeyi berbat edebilir..
Bazı şeyler "kervan yolda düzelir" mantığı ile bu işler olmuyor.. Bir arkadaş devir günü İstanbul'da Polis Hastahanesi'nde yaşanan olayları anlattı da. 50'ye yakın polis memuru hastahaneden ayrılmış, hasta sayısı patlamış.. Hadi çık işin içinden çıkabilirsen. Tam zamanla taşlar yerine oturuyor ama, o zamana kadar da olan oluyor..
Özel ve resmi, tüm doktorların; meslek hastalıklarına karşı, yanlış teşhis ve tedavi ya da ihmal, kusura karşı sigorta edilmesi gerek.. Doktor sigortasızsa, hastanın hakları da korunamaz, hak kaybının tazmini zorlaşır.. Bu konu ise ertelenemeyecek kadar önemlidir..
Şu zorunlu sağlık ve emeklilik sigortası konusunun da bir an evvel çözülmesi gerek.. Bu konudaki çok başlılık, pirim alacaklarının sorununun çözümü için de bir şeyler yapılması şart.. Özelleştirme işi ertelenecekse, gecikecekse, aslında bir yandan da bundan sonrası için yeni sigorta olacaklara alternatif özel seçenekler sunulamaz mı? Belki o zaman sigorta şirketleri de sağlık sektöründe yatırım yaparlar. Bu konuda yeni teşvikler getirilmeli. Rekabet olursa, talep karşılanırsa maliyetler düşebilir. Alternatif tedavi yöntemleri, koruyucu hekimlik, ilaç araştırmaları ve ilaç sanayii, teknik sağlık donanımı üretimi, kaplıca ve sağlık turizmi konusundaki yatırımlar, çalışmalar da teşvik edilmeli. Toplumun beden ve ruh sağlığına dönük yeni projeler geliştirilmeli.. Sağlık aansı, sağlık ratingleri yapacak, izleme, araştırma, değerlendirme, derecelendirme çalışmaları yapılmalı. Bu konuda sağlık alt yapısı kurulmalı..
Devlet hastahaneleri özelleştirilmeyecekse, onların yerel yönetimlere devri konusunda çalışmalardan söz ediliyordu. Bakanlık bu işleri Ankara'dan yönetmek yerine, düzenleyici, koordine edici bir rol oynamalı, denetim sağlamalı. Teşvik etmeli.. Doğuya doktor gitmiyorsa, zorunlu rotasyonu, ya da özendirici tedbirleri hayata geçirmeli..
Doktorların sigortalanması konusunda tabib odaları niye bu kadar sessiz, onu da anlayabilmiş değilim.
Selam ve dua ile.

Abdurrahman Dilipak-Vakit