Medimagazin logo

Bakanlık özellere sezaryen oranını düşürdükçe kadro verecek!

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "Şu anda Türkiye'nin 20 bin uzman hekim ihtiyacı var. Masada 5 bin hekimimiz varsa, bu hekimler tüm Türkiye'ye dengeli bir şekilde hizmet verecek. Dengeyi birlikte yapacağız" dedi.
Bakanlık özellere sezaryen oranını düşürdükçe kadro verecek!
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

İstanbul İl Sağlık Müdürü ile Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği'nin (OHSAD) işbirliğiyle WOW Otel'de düzenlen iftara katılan Müezzinoğlu, Türkiye'de sağlık sektörönün son 10 yılda önemli mesafeler kat ettiğini belirterek, sağlık alanında hizmet sunan tüm taraflara eşit davranacaklarını söyledi.

Türkiye'de sağlıkta özel söktörün dünya standartlarını yakaladığını kaydeden Müezzinoğlu, "Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir. Kamu olarak 75 milyona en uygun hizmeti sunmak, bunu planlamak sağlık bakanlığı'nın görevidir. Tüm taraflara dengeli davranacağız. Buna vakıf hastanelerini de ekleyeceğiz. Sağlıkta her üç ayağa destek vermek ve bunu birlikte güçlendirmek...Bu akşam burada toplananlar bunu sağlayacaktır. Bize bunu koordine etmek düşüyor. Önümüzdeki süreçte özel sektör, üniversite temsilcileri ve Sağlık Bakanlığı yetkilileri, sorunların çözümünü hep birlikte planlayacaklar. Bir müsteşar yardımcımız bu alanda dinamiklerimizi daha iyi bir noktaya taşımak için görev üstlenecek" diye konuştu.

Müezzinoğlu, temel sorumluluklarının 75 milyon Türk vatandaşına daha iyi hizmet sunmak olduğunu kaydederek, bunu da sağlık hizmeti veren tüm bileşenlerle birlikte başarmak istediklerini vurguladı.

Tıp fakültelerinde 20 yıl önce Türkiye'de fazla hekim olduğu gerekçesiyle kontenjanların arttırılmadığını dile getiren Müezzinoğlu, "Gittiğim her ilde bana uzman doktor talebi geliyor. Bize çocuk, kadın hastalıkları uzmanı lazım diyorlar. Olsa dükkan sizin. Şu anda Türkiye'nin 20 bin uzman hekime ihtiyacı var. Masada 5 bin hekimimiz varsa, bu hekimler tüm Türkiye'ye dengeli bir şekilde hizmet verecek. Dengeyi birlikte yapacağız. Ağustos ayında 300-400 civarındaki kadroyu özel sektörümüze ilk planda vereceğiz. Bunu yıl sonuna doğru arttırmayı planlıyoruz" ifadelerini kullandı.

Müezzinoğlu, sağlık hizmeti veren bir kurumu kapatmak, mühürlemek, hizmet alanını daralmak gibi bir anlayışlarının bulunmadığını, ancak sağlık hizmetinin standardından da vazgeçmeyeceklerini kaydetti.

Dünya Sağlık Örgütü'nün Türkiye'yi 2011 ve 2012 yılında sağlık alanındaki gelişmelerden dolayı örnek gösterdiğine dikkati çeken Müezzinoğlu,"Örnek olmayı, her geçen gün daha iyi olma noktasına taşıyacaksak, tıp merkezlerimizin, hastanelerimizin standardını yükseltmeyi masamızda tutmamız gerekir. Bu süreçlerde iletişimi çok daha iyi noktada tutarak, mesleğin standardını ve etik değerlerini koruyan bir anlayışı benimsememiz gerekir" dedi.

Sezaryen yöntemiyle doğum oranın yüksekliğine dikkati çeken Müezzinoğlu, "Sezaryen oranlarının özel sektörde yüzde 75'e geldiğini görmek ve bunun hızla artmasına ses çıkartmamak, kaale almamak... OHSAD buradaki duruşunu devam ettirirse, o zaman sezaryen oranıyla paralel kadro sistematiğini önümüzdeki dönemde masamıza alacağız. 75'ten 65'e indiysen gel oturalım. 65'ten 55'e indiysen gel oturalım. Neticede dünyada örnek gösterilen bir ülkeyiz. Hastaya çok konforlu mekan sağlamak öncelikli görevimiz değil. Önce görevimiz bu mesleği saygın ve etik yapmaktan geçer. Bu saygınlık ve etik duruşumuzdan sağlık mesleğini yaptığımız sürece asla vazgeçmeyeceğiz" şeklinde konuştu.

Sağlık çalışanlarına yönelik şiddete değinen Müezzinoğlu, özel ve kamu sektörü ayrımı yapmadan sağlık çalışanlarına yapılan şiddete karşı duracaklarını dile getirerek, özel sektör hastanelerinden vatandaşa yüksek fatura çıkarmamalarını, yüksek fatura çıkaran hastaneleri takip edeceklerini dile getirdi.

Müezzinoğlu, sezaryenin hem anne için hem çocuk için zararlı olduğunu, sezaryenden sonra yüksek komplikasyon riski bulunduğu vurguladı.

Müezzinoğlu, reçetelerin yüzde 85'inde antibiyotik yazıldığını ve bunu bir hekimin kendisine izah etmesinin mümkün olmadığını belirterek, OHSAD'ın bunları takip etmesini ve sağlık alanının her tarafında sorumluluk almasını istedi.

"BUNDAN SONRA EPİDURAL GÜNDEME ALINACAK"
"Epidural yöntemiyle doğum yapılmasını teşvik etmeyi düşünüyor musunuz?" şeklindeki bir soruya, Müezzinoğlu, önceliklerinin normal doğum olduğu cevabını verdi. Normal doğum konusunda vatandaşların doğru bilgilendirilmesi gerektiğine dikkati çeken Müezzinoğlu, "İşin fıtratı normal doğumdur ve fıtratın peşinde koşmak lazım. Bundan sonra epidural doğum, hipnozla doğum gibi yöntemler gündeme alınabilir. Normal doğumun önüne başka bir şeyi geçirmemek lazım.

"ANNE NE KADAR CESURSA ÇOCUK DA O KADAR CESUR OLUR"

Kullanmayalım, istifade etmeyelim demiyorum ama moda haline getirmemek lazım. Bu işin tabiatı normal doğumdur. 'Sezaryen mi, epidural mı?' derseniz tabi ki epidural. Fakat 'normal doğum mu, epidural mı?' Tabi ki normal doğum. Anneleri konkutmayacaksınız. Anne ne kadar cesursa çocuğu da o kadar cesur olur. Korkak bir nesil istemiyoruz" diye konuştu.


"SAĞLIK MESLEK LİSELERİYLE EBE SIKINTIMIZ BİRAZ AZALACAK" ;


Müezzinoğlu, fark ücretlerinin serbest bırakılıp bırakılmayacağı yönündeki bir soruya, "Sağlıkta Uygulama Tebliği'yle (SUT) anlaşma yapmayan hastenelerle böyle bir uygulama var. Fakat SUT'la bir anlaşma yapıldıysa, anlaşma yapan kurum belirli bir çerçeve yapma hakkına sahip. SUT'la anlaşma yapmayan hastanelerimize kimse birşey yapmıyor. Sosyal Güvenlik Kurumu 75 milyonun sağlığından sorumlu. Onun imkanlarını özel sektörle yaptığı anlaşmada kendi hukukunu koruyacak bir çerçeve çizmesi lazım. İki tarafın da hukukunu koruyan bir çerçeve olması lazım. Serbest piyasada gecenin üçünde, vatandaş nerenin kapısını çalarsa oranın vicdanına teslim olsun demek sağlıkta çok mümkün değil" yanıtını verdi.


Müezzinoğlu, "Ebe hemşire açığıyla" ilgili bir soru üzerine, "Açık sıkıntımız olan alanlardan bir tanesi. Sağlık meslek liseleriyle ebe sıkıntımız
biraz azalacak. Hamile anneyi ilk aydan doğuma kadar takip edecek ebelerimiz olacak" dedi.

DÜNYA KRİZDE AĞIR BEDELLER ÖDEDİ
Hastaların özel diş hekimi muayenehanesinden hizmet almasına da değinen Müezzinoğlu, "4-5 hekim biraraya gelirse, hizmet almamız belki söz konusu olabilir. Muayene hekimlerinden hizmet alımının olabileceğine inanmıyorum" ifadesini kullandı.


Sağlıkta SUT fiyatlarının düşürülmesi konusundaki bir soru üzerine Müezzinoğlu, şunları kaydetti:
"Dünya krizde ağır bedeller ödedi. Yunanistan Sağlık Bakanı sağlık çalışanlarının yüzde 40'ını işten çıkaracaklarını söyledi. 10 yıl önce eczane hak ettiği ödeneği ne zaman alacağını bilmiyordu. Şimdi ayın 16'sında almıyorsa 17'sinde, 20'sinde alamıyorsa 21'nde alıyor. Bir taraftan özel sektör dinamikleriyle kamu sektörü yarışmak zorunda. Geçtiğimiz 10 yılda 122 bin yatak sayısının 3'te birini yeniledik ve nitelikli yatak haline getirdik. İnşaat halinde 22 bin yeni yatağımız var. Önümüzdeki 2 ay içinde 60 hastanenin ihalesine çıkacağız. Bütün bunların hepsini bu ülkenin ve insanlarının imkanlarıyla yapıyoruz. 2002 yılında ilaç tüketimiz 670 milyon kutuydu. Buna ödediğimiz para 14.5 milyardı. Eski sistemle gitseydik bu gün yaklaşık 35 milyar (lira) ödememiz gerekirdi. Bu para ne Recep Tayyip Erdoğan'ın ne de Mehmet Müezzinoğlu'nun cebinde çıkıyor. SUT artışı yapılmadı, haklısınız ama milletin parasını iyi kullanmamız gerekir."


Müezzinoğlu, ilaç israfını gündemine alacaklarını ve ilaç kullanmanın bir sistematiğinin olması gerektiğini söyledi.

"ÖZEL SEKTÖRDE FARK DEVAM EDECEK"
"Özel hastanelerdeki fark sorununu nasıl çözeceksiniz?" yönündeki bir soruya Müezzinoğlu, "Özel sektörde fark almayı sıfırlamayı mümkün görmüyorum. Açıkcası doğru da bulmuyorum. Özel sektörde bir miktarda farkı makul buluyorum. Tabi acil vakaları ve kronik durumları hariç tutuyoruz" yanıtını verdi.


Müezzinoğlu, tıp merkezlerine yönelik bir soruyu da, "Kapatmayla değil, standardımızı daha yükseltme şeklinde bu yol haritasını tamamlayacağız. Belirli zorlamalar mutlaka gündemimizde olacak. A ve B grubu tıp merkezlerinin daha iyi noktada olmasını istiyoruz. C grubundakilerin A grubu standardına çıkmasını istiyoruz. Belki burada imar konusundaki koşulları yeniden değerlendirebiliriz" şeklinde cevaplandırdı. Müezzinoğlu, hastanelere başvuran acil vakalar hakkında da yeniden statü değerlendirmesi yaparak, koşulları daha net hale getirerek sıkıntıları aşmayı hedeflediklerini ifade etti.

‘türkiye’nin
20
bin
uzman
hekim
açığı
var’
Yorum (10)
Md
Niçin bu kadar kıymetsiz olduğumuzu anladım bu yazıdan...
0
Cevapla
gani gani
Cezalandırmaya ve rüşvete bağımlı sağlık politikası. İşte sizin başarınız bu kadar.
0
Cevapla
hasan
Bence ameliyatları da anestezisiz yapalım. Acı çeken hasta cesurdur.Cesur kişilerden cesur çocuklar doğar :))))
0
Cevapla
CRİSTALLER
2 x 2 = 4 r.akdağ = m.müezzinoğlu
0
Cevapla
ÖF
-Yumurta tavuktan mı, yoksa tavuk yumurtadan mı çıkar misali? -Öncelikle sezeryan oranlarının özeldeki artışının en başlıca nedeni yetersiz hekim kadrosu yüzünden, hekimlerin kendilerini garanti altına almasıdır. -Doğum/sezeryan oranı ile kadro daha fazla kısıtlanırsa sezeryan daha da artcaktır. -Sezeryan oranı düşürülmek yerine, doğum oranı nasıl artırılırı düşünmek gereklidir. -Bunda da doğum ve sezeryana verilen ücret hekimin hastanede kalış süresi ile orantılı olmalıdır.Doğumun uzun sürmesi durumunda hekim de ona bağlı olarak daha fazla ücret almalıdır. Sezeryanda ise en fazla sezeryan süresi kadar ücretlendirmeye gidilmelidir. -Bir de Normal Doğum derken vaginal doğum olduğunu belirtmeli ve bunda da müdahalelerin, travmaların olduğu açıklanmalıdır. -Ağrısız doğuma yardımcı olan anestezist için de doğum süresi ile alakalı ücret verilmelidir. -Hekime ücret verilmez, gerekli tıbbi araç gereç ekipman bulunmaz ise Doğum/Sezeryan oranını düşürme abesle iştigaldir.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir