Medimagazin logo

Dünya onu bu fotoğrafla tanıdı! Dilara Hemşire ilk kez konuştu

Dünya onu buğulu camlar ardındaki yorgun gözlerle tanıdı. Dünya basınında yer bulan ve fedakar sağlık çalışanlarının sesi olan hemşire Dilara Fahrioğlu, yoğun bakım servisinde yaşanan zorlu süreci anlattı.
Kaynak: DHA
Dünya onu bu fotoğrafla tanıdı! Dilara Hemşire ilk kez konuştu
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Koronavirüs salgınıyla mücadelenin baş kahramanı şüphesiz sağlık çalışanları. Canla başla çalışan yeri geldiğinde ise evlerine gitmeden hastalarla ilgilenen bu kahramanlardan biri de Dilara Hemşire. Dünya onu buğulu camlar ardındaki yorgun gözlerle tanıdı. Dünya basınında yer bulan ve fedakar sağlık çalışanlarının sesi olan Medicana International İstanbul Hastanesi'nde görevli Dilara Fahrioğlu, yoğun bakım servisinde yaşanan zorlu süreci DHA’ya anlattı.

YILLIK İZNİNİ BIRAKIP YOĞUN BAKIMA KOŞTU

Türkiye’de koronavirüs vakasının ortaya çıktığı dönemde yıllık izinde olduğunu belirten Dilara Fahrioğlu, tatilini yarıda bırakıp görevinin başına koştu. 3 yaşındaki oğlunu annesine bırakarak işine döndüğünü söyleyen Dilara Hemşire, “5 yıldır yoğun bakım hemşireliği yapıyorum. Son 7 aydır onkoloji hemşiresiydim. Ancak koronavirüs vakalarının ortaya çıkmasıyla birlikte yoğun bakım servisine geri döndüm. Türkiye'de ilk vaka çıktığında ben yıllık izindeydim. İznimi bırakıp yoğun bakım servisinde görevime döndüm. İşe başlamadan bir gün önce oğlumu annemlere bıraktım. Bir aydır birbirimizi görmüyoruz. Görüntülü konuşarak özlem gidermeye çalışıyoruz. Oğlum da beni özlüyor, yeri geliyor ağlıyor, yeri geliyor gülüyor. Benim çocuğum şu günlerde bensiz, ama bizler herkes ailesiyle sağlıklı şekilde yaşasın diye burada olmak zorundayız. Ben sorumlu hemşireyim 9 saat çalışıyorum. Günde 12 saat çalışan arkadaşlarımız da var. Gece-gündüz alanı boş bırakmadan çalışıyoruz” diye konuştu.

"EVDE KENDİMİ İZOLE EDEREK YAŞIYORUM"

Sağlık çalışanları olarak zorlu günlerden geçtiklerini anlatan genç hemşire, “Koronavirüs herkesi zorluyor ancak sağlık çalışanları olarak bizim için zorlukları daha da fazla. Biz her gün buraya geliyoruz. Ben eşimle beraber aynı evde kalıyorum. Evde kendimi izole ederek yaşıyorum. Benim gibi evli çocuğu olan ekip arkadaşlarım var. Onlar da bu süreçte ailelerini çocuklarını göremiyorlar. Herkes bu süreçte çeşitli zorluklar yaşıyor. Umarım geçecek bu süreci hep birlikte atlatacağız. Bu süreci atlatmak için canla başla çalışıyoruz. Yoğun bakım servisi her zaman yoğun çalıştığımız bir alandı. Sadece koronavirüs nedeniyle değil her zaman aktif bir şekilde çalıştık. Her zaman böyle yorulduk terledik. Bu süreçte dinlenemiyoruz. Ekip arkadaşlarımızdan da hastalananlar oluyor. Onların yerine de çalışmak zorunda kalıyoruz. Onlar iyileşip gelsinler diye bizler kendimizden fedakârlık ediyoruz. Aynı şekilde ben hastalansam benim yerime çalışacak bir sürü arkadaşım var içerde” ifadelerini kullandı.

"OLAYIN CİDDİYETİNİ ANLAMALIYIZ"

Bu süreçte sosyalleşmek adına dışarı çıkan insanları gördüğünü ver buna çok üzüldüğünü söyleyen Dilara Fahrioğlu, “O insanları gördükçe çok üzülüyorum. İnsanlar olayın ciddiyetinin farkına varmalı. Ben yoğun bakım servisinde o hastalarla bir arada olduğumdan olayın ciddiyeti konusunda yakın çevremi sürekli uyarıyorum. Herkesin bu farkındalığa varıp evde kalarak bizlere destek olması gerekiyor. Tabi ki 'ben de bu virüsü kaparsam' korkusu var. Genç oluşum ve kronik rahatsızlığımın olmaması beni biraz daha rahatlatıyor. Elimizden geldiğince kendimizi koruyoruz. Koruyucu ekipmanlarımızı giyiyoruz sık sık ellerimizi sabunla yıkıyoruz. Hastalara hiçbir şekilde koruyucu ekipman olmadan yaklaşmıyoruz. Onlar da çok fazla maske, gözlük, tulum gibi koruyucu olduğundan bizi görünce korkuyorlar. Onlara da bunun gerekli olduğunu anlatıyoruz” dedi.

"EVDE KALMAYA DEVAM EDİN"

Buğulu camların yorgunluğun birer yansıması olduğunu vurgulayan Fahrioğlu, “Yorgunluk her zaman var, çocuğumu görememenin üzüntüsü var, hastaların durumunu düşünme var. Onların yorgunluğu her zaman üzerimizde oluyor. Gözlük camlarımız tabi ki buğulanıyor. Çünkü aktif şekilde çalışıyoruz. Kimi zaman ellerimizi yıkayıp yeniden önlük giyip hastaya müdahale için koşuyoruz. Hızlı hareket etmek zorundayız. Ama kendimizi de korumak zorundayız. Herkes evde kalsın bu süreç geçene kadar dikkat edelim” uyarısında bulundu.
 

koronavirus
hemsire
dilara fahrioglu
bugulu cam
Yorum (1)
Eline,diline,yüreğine
ALINTIRDIR kim yazdıysa eline diline sağlık lütfen sonuna kadar okuyun; Şu “ ev de kal “ günlerinin en iyi tarafı, bana düşünmek için epey bir zaman tanımış olmasıydı... Ben özel sektör de çalışan bir mühendisim.... Ben ve çevremde tanıdığım özel sektör çalışanları , paramızın ödenmediği anda projeyi yırtar atarız veya peyder pey işi yaparak kendimizi güvenceye alırız yahut olmadı işi bırakırız... Ve Olur biter..... Kimse de bizlere bu işleri yapacaksın, çalışacaksın demez, diyemez de..... İşin doğrusu ve maalesef ayıptır söylemesi ama biz kararlarımızı tamamen kişisel çıkarlarımız doğrultusunda alırız... Aslında ben bütün meslek gruplarının da böyle olduğunu sanıyor ve vicdanım rahat yaşayıp gidiyordum.... Son günlerde bu salgın nedeniyle olsa gerek herkes gibi ben de sağlık camiasını gerçek anlamıyla yeni yeni tanımaya başladığımı farkettim.... Birden Eğer onlar da bizim gibi davranırsa diye bir telaş aldı beni... Öyle ya, bile isteye olağanüstü bulaşıcılığı olan hastaları ben niye muayene edeyim..????!!!!! Üstelik niçin böylesine bir ölüm riskini göze alayım..!!!??? Baktım ki olacak gibi değil biraz araştırınca gördüm ki 1 ay önceden”izin rapor istifa” hepsinin zaten yasaklanmış olduğunu öğrendim... Buna rağmen istifa edenler olursa da, bu kişilerin bir daha kamuya alınmayacağı kamu ile iş yapamayacakları yazılmış... Kendi adıma sevindim ama çıkarcı tarafımdan da utandım. İnanın bizim meslek grubuna bu dayatmayı kimse yaptıramazdı.... Mesela Ben her 2 bayramda da şehir dışında ki ailemi görmeye ziyarete giderim.. Meğer sağlık personeli en fazla bir bayram ki o da nöbetlerini ayarlayabiliyorlarsa gidebiliyorlarmış........ Doğru ya !!!! adamlar gece gündüz nöbet usulü çalışıyor ve biz tatile giderken de meğer nöbet tutuyorlarmış....? Siz hiç Nöbetçi bakkal ya da Nöbetçi fırın duydunuz mu ? Ama gece yarısı “canım sıkılıyor “ şikayetiyle yahut “elim kaşınıyor “ diye acile gidenler varmış.!!! O zaman doktorun birinin de gece yarısı “ ey fırıncı Çavdarlı bir ekmek istiyorum “ arzusunu ülkece yerine getirmemiz gerekmez mi..??? Çok ironik..... Üstelik bu adamların maaşları da sabit değilmiş , daha çok çalıştırılabilmek amacıyla performansa bağlanmışlar... ve maximum çalışsa bile bir hekim , Maalesef Bir hakim/savcı nın aldığı maaşı bile alamıyormuş.. Üstelik bir uzman hekim en az 10-12 yıl eğitim alıyormuş.... 40 günlük extra Adli tatiller ve eğitimcilerin yaz tatili aklıma geldi de...!!!?? Adliye ve milli eğitim personeli çalışmazken, tatildeyken bile maaşlarını tam alırken ne yazık ki sağlık personelinin yıllardır doğru dürüst tatil yapmadığını üzülerek öğrendim.... Yapamadıklarını çünkü aldıkları paranın çoğunun döner sermayeye bağlı olduğu nu ve izin alınca da aldıkları paranın kesildiğini biliyor muydunuz...!!!!!??? Ülkemizde entel muhabbetlerini saymazsak Sıklıkla 3 yerde HOCAM lafı geçiyor...... 1/-Hastane, 2-/Cami 3-/Okul...... Lütfen Düşünelim.....!!!!!!! Covid+ hasta öğrencileri okutacaksın deseler kaç öğretmen okula gider...... Ben gitmem..... Covid + Hastalar camiye gelecek deseler kaç imam namaz kıldırır...... Ben kıldırmam.... Covid+ sanıkların mahkemesi görülecek deseler kaç hakim mahkemeyi yürütür..... Ben Hayatta yapmam.... Ya da Covid+ Hastalara mal satıp para kazanacaksın deseler kaç tüccar bu işle ilgilenir....... Sizler için haftalardır ailesinden, çocuklarından ayrı kalıp canı pahasına görevine koşan sağlık personeline büyük/küçük gerçek sayın HOCALARIMA en derin sevgi, saygı ve hürmetlerimizi sizler adına ben sunuyorum.... Sövdüğün, dövdüğün, maaşını vergimle ben ödüyorum diyerek aşağıladığın sağlık personeli, yine senin için veya sevdiklerin için canını hiçe sayarak görevi başında....... Sadece, 1 dakika samimi olarak düşün , SEN YAPAR MIYDIN, SEN YAPABİLİR MİYDİN...???? Öylesine çıkarcı bir toplum olduk ki emin olun ülkemizde hiçbir meslek grubu, sağlık personelinin yaptığı bu fedakarlığın yanına bile yaklaşamazdı...... Avrupa da Amerika da görevden çekilenleri izledikçe, İspanya da çalıştıkları bakım evlerini terkedip orada yatanları ölüme mahkum ettiklerini gördükçe, bizim kahraman sağlık personelimize yaşattığımız bütün sıkıntılardan, bütün benliğimle hepimiz adına utanç duydum..... Arkadaşlar, taptığımız Para anladık ki herşey değilmiş.... Sağlıklı bir gün bile en büyük zenginlikmiş... Ve işin garibi bu büyük salgının bize öğrettiğini sağlık personeli zaten biliyormuş... Bizlere karşı gösterdikleri bu olağanüstü sabırları da muhtemelen bu yüzdenmiş....!!! Uyan Türkiyem....... Sana şifa dağıtan bu insanların Çok ama çok ahını aldın... BU SON OLSUN SON.....
24
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir