MEDİMAGAZİN - 3. Uluslararası Tıp Hukuku Kongresi geçtiğimiz günlerde tıbbiyelileri ve hukukçuları bir araya getirdi. Tıp doktorlarının da yoğun katılımı ile gerçekleşen kongrede, Kongre Başkanı Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Refik Korkusuz Medimagazin’e açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Korkusuz, kongrenin doktorların hukuki bilgilerini artırmak amacı ile toplandığını belirterek “Doktorların sıkıntılarından birisi de özellikle son zamanlarda aşırı dava ve ceza tehdidi altında bulunmak. Bu nedenle eskiden cerrahi branşlar ön plandayken şimdi cerrahi branşların puanları düştü.” dedi.
Türkiye’de ilk kez tıp hukuku yüksek lisans ve doktorası açtıklarını belirten Prof. Dr. Korkusuz; doktorlara temel hukuk bilgisinin, hukukçulara da temel tıbbi terimlerin öğretildiğini belirtti.
153 tane yerli yabancı sunum yapıldığını kaydeden Prof. Dr. Korkusuz kongreye yoğun ilgi gösterildiğini belirterek daha sonraki toplantılarda daha spesifik konuların ele alınacağını söyledi.
Sağlıkta şiddet küresel sorun
Sağlık şiddetin çözümü için yeterince adım atılamadığını ifade eden Prof. Dr. Korkusuz, sağlıkta şiddetin dünyada sorun olduğunu belirterek “İngiltere’de 3 ila 6 yıl arasında yapılan incelemede çıkan sonuca göre; sağlık çalışanlarının yüzde 36’sı şiddete maruz kalıyor. Hemşirelerin de yüzde 43’ü, doktorların da yüzde 13,4’ü maruz kalmış. Bizim ülkemizde de yüzde 42 civarında. Fransa’da bizden daha kötü durumda. Avrupa Birliği ülkelerinde de ortalama olarak yüzde 40’tan aşağı değil.” dedi.
Kamu görevlisine verilen cezaların aynı olması gerektiğini belirten Prof. Dr. Korkusuz “Hakime verilen ceza ile doktora verilen ceza çok farklı değil. Fark olmaması lazım! Aynı kanun geçerli ve cezalar da ağır.” dedi.
“Takdir edilmiyorsa bile tekdir edilmemesi gerekir”
Doktorların dünyanın en özverili insanları olduğunu dile getiren Prof. Dr. Korkusuz sözlerini şöyle sürdürdü:
“İnsanların iyileşmesi için her türlü fedakarlığı yaparlar. Bu kadar fedakarlık yapan insanlar şiddete maruz kalmadan hayatlarına devam etmek istiyorlar. Takdir edilmiyorsa bile tekdir edilmemesi gerekir. Canı sıkılan hasta veya hasta yakını hıncını doktordan alıyor. Doktorlar cezaların yetersiz olduğunu söylüyor. Cezalar yeterli. Doktoru darbedenlerin 2 ila 5 sene hapsi var.”
İki kardeşi ve yakınlarında da doktor olduğunu söyleyen Prof. Dr. Korkusuz; onların da şiddete maruz kaldığını dile getirdi. Sağlıkta şiddetin dünyada sorun olduğunu dile getirerek ortak akıl toplantısını ihtiyaç olduğunu belirten Prof. Dr. Korkusuz sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir dahaki tıp hukuku kongrelerinin ortak akıl toplantılarına yönelik olması gerekiyor. Dünyaya çözüm önerilerini ortaya koymamız gerekiyor. Bunun psikolojik, toplumsal, dini, toplumsal ahlaki boyutları var.”
“Eskiden köye gelen hemşire melek gibi görülürdü”
Eskiden köylere doktor, hemşire geldiğinde el üstünde tutulduğunu hatırlatan Prof. Dr. Korkusuz, köylere gelen hemşirelerin melek gibi algılandığını beyaz melek isminin de buralardan geldiğini kaydetti. Eskiye kıyasla sağlık çalışanlarına bakış açısının değiştiğini ifade eden Prof. Dr. Korkusuz şiddetin artık neredeyse makul veya mantıklı görüldüğünü ve bu durumun çok kötü bir durum olduğunu vurguladı.
Sağlık personeline yapılan her türlü şiddeti, şiddetle kınadığının altını çizen Prof. Dr. Korkusuz insana yönelik bütün şiddetleri telin ettiğini vurguladı. Doktora yönelik şiddetin normal insana yönelik şiddetten daha kötü olduğunu belirten Prof. Dr. Korkusuz “İnsana şiddet çok kötü bir şey. Doktora şiddet ondan çok daha kötü. Hayatını başkasının iyiliğine adamış, onun sağlığına kavuşması için çaba göstermiş insana şiddet uygulanması kabul edilebilir bir şey değil. “ ifadelerini kullandı.
Kamuda çalışanlar iki kat daha fazla şiddet riski altında
Doktor hastayı tedavi ederken başka bir hastanın doktora artık kendisi ile ilgilenmesini söyleyen ve sonrasında doktoru darbeden zanlıyı örnek veren Prof. Dr. Korkusuz “Bu kadar cahilliğin, bilmezliğin, insani meziyetten uzak tutum ve davranışların olduğu bir yerde kanunları daha fazla ağırlaştırarak bir yere gidemeyiz. Bunun yanlış mantık olduğunu ortaya koymamız lazım.” dedi.
Özel hastanedeki doktorların sağlıkta şiddet konusunda artık kamu görevlisi kapsamında değerlendirildiğini kaydeden Prof. Dr. Korkusuz, yapılan bir araştırmada kamuda çalışan sağlık personellerinin özel sektörde çalışan meslektaşlarına göre iki kat fazla riskli olduğunun ortaya çıktığını belirtti.
On beş yıl önce kişinin doktora müracaatının yılda bir olduğunu, bu sayının sürekli arttığını dile getiren Prof. Dr. Korkusuz Türkiye’de sevk zincirinin de etkin çalışmadığına dikkat çekerek sistemsel hataların sağlıkta şiddete yol açabileceğine işaret etti. Prof. Dr. Korkusuz bir sonraki kongrenin sağlıkta şiddet özelinde olacağını öngördüğünü kaydetti.