Medimagazin logo

Pediatristin uyarısına rağmen genel cerrahın iğne yaptırdığını iddia eden aile şikayetçi oldu

AYDIN'ın Nazilli ilçesinde, karın ağrısı ve yüksek ateş şikayetiyle gittiği hastanede yaşamını yitiren ortaokul öğrencisi Dilvin Ak'ın (13) dedesi Servet Akoğlan, torunun ölümünde hastanenin ihmali olduğunu düşündüğünü söyledi.
Pediatristin uyarısına rağmen genel cerrahın iğne yaptırdığını iddia eden aile şikayetçi oldu
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

AYDIN-Torununa, çocuk doktorunun uyarısına rağmen genel cerrahın isteğiyle 18 yaşından küçüklere uygulanmaması gereken bir iğne vurulduğunu öne süren Akoğlu, "Sonrasında torunum fenalaştı. Yoğun bakıma aldılar. 15-20 dakika sonra doktor 'çocuğun nefesi kesildi' dedi. 5 dakika sonra tekrar çıkıp, 'Çocuğun kalbi durdu, tekrar çalıştırmak için uğraşıyoruz' dedi. Ardından ölüm haberini aldık. O an dünyam karardı" diye konuştu.

Nazilli Beşeylül Ortaokulu 8'inci sınıf öğrencisi Dilvin Ak, 31 Aralık Salı günü gece saatlerinde karın ağrısı ve yüksek ateş şikayetiyle, yakınları tarafından ilçedeki özel hastaneye götürüldü. Gecenin ilerleyen saatlerinde fenalaşan Dilvin, yoğun bakıma alındı ancak burada doktorların tam çabasına rağmen yaşamını yitirdi. Dilvin'in ölümü şüpheli bulunup, savcının talimatıyla cesedi, otopsi için Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Adli Tıp Kurumu morguna gönderildi. Otopsi işleminin tamamlanmasının ardından Dilvin'in cenazesi, yakınları tarafından perşembe günü, Nazilli'nin kırsal Durasıllı Mahallesi Camii'nde öğlen kılınan namazın ardından mahalle mezarlığında toprağa verildi.

'ACIYA DAYANAMAYIP, ANNEANNESİNİN ELİNİ ISIRMAK İSTEDİ'

Torununu kendisinin büyüttüğünü ve göz göre göre yaşamını yitirdiğini söyleyen Servet Akoğlan, şöyle konuştu:

"İki torunum var. Kızım Fadime Akoğlan, ikinci torunum Dilvin'in doğumundan 55 gün sonra, eşi Çetin Ak'tan boşandı. İki torumun da velayetini üzerime aldım. Onları ben büyüttüm. Torunum Dilvin, 28 Aralık'ta rahatsızlanmış, karın ağrısı ve yüksek ateş şikayetiyle annesi Nazilli'deki özel hastanenin acil servisine götürmüş. Gribal enfeksiyon olduğunu söyleyip, ilaç yazmışlar. Annesi, 'Durumu kötü, en azından bir serum taksaydınız' demiş. Ancak, yer olmadığını söyleyip, eve göndermişler. Hemen aile hekimine gidip, torunum için 2 günlük rapor aldık. Ancak 31 Aralık'ta torunumun durumu daha da ağırlaşınca, tekrar aynı özel hastaneye götürdük. Ben otomobilimi park edene kadar annesi, tekerlekli sandalye ile doktorun yanına götürmüş. Ben de peşlerinden yetiştim. Doktor torunum Dilvin'e tekerlekli sandalyeden inmesini söyledi. Ancak, 'İnemiyorum. Ayakta duracak halim yok" demesi üzerine doktor, torunumun yatırılmasını istedi. Ancak, bu sırada torunum bayılıp, sedyede kusmaya başladı. Doktor 4 serum taktırdı. Torunum, bir ara kendine geldi, 'Sürekli olarak karnım ağrıyor, dayanamıyorum' diyordu. Gerekli filmleri çekilip, tahlillerini yaptılar. Saat 22.00 sıralarında servise aldılar. Torunum karnı ağrıdığını söyleyip, sürekli ağlıyordu. Saat 24.00'de tekrar kusmaya başladı. Çok sancısı vardı. Bir ara anneannesine 'Elini ısırabilir miyim?' demiş. O da dayanamayıp, kabul etmiş. Halen diş izleri eşimin elinde duruyor."

 

 

'O İĞNE, 18 YAŞINDAN KÜÇÜKLERE VURULMAZMIŞ'

Hastanede bir ara kızı Fadime Akoğlan'ın ortadan kaybolduğunu fark ettiğini belirten Akdoğan, daha sonra yaşananlar şöyle anlattı:

"Hemşirelerin odasına gittiğini öğrendim, peşinden gittim. Orada genel cerrah ile çocuk doktoru aralarında tartışıyorlardı. Cerrah, 'Çocuğun hiçbir şeyi yok. Bu psikolojik bir olay. Belirli periyotlarla bağırıyor. İğne yapalım' demiş. O sırada elinde bir şırınga ile bir hemşire içeri girdi. Bunun üzerine kızım Fadime, 'Baba, Dilvin'e iğne yapılsın mı?' diye sordu. Çocuk doktoru, 'Bu iğne nefesini keser yaptırmayalım' demiş. Sonradan öğrendiğimize göre o iğne, 18 yaşından küçüklere vurulmazmış. Ancak, iğne vurdular. Saat 05.30 sıralarında torunumun durumu daha da ağırlaştı. Yoğun bakıma aldılar. Doktor bana, 'Hiç korkma, bunlar psikolojik olay. Bundan insan ölmez' diyerek, sakinleştirmeye çalıştı. 'Her şey temiz' dedi. Biz de güvendik. Yoğun bakımının kapısında bekliyordum. 15-20 dakika sonra doktor çıktı, 'Çocuğun nefesi kesildi' dedi ve içeri girdi. 5 dakika sonra tekrar çıkıp, 'Çocuğun kalbi durdu, tekrar çalıştırmak için uğraşıyoruz' dedi. Şok oldum."

'VURDUKLARI İĞNEYLE TORUNUMU ÖLDÜRDÜLER'

Torununun duran kalbinin çalıştırılamadığını belirten Akdoğan, "O an dünyam karardı. Şikayetçi olmamız üzerine doktor, torunumun ölümünü şüpheli bulup, otopsi yapılması için Adnan Menderes Üniversitesi Hastanesi Adil Tıp Morgu'na gönderdi. Otopsi sonucunda gerçek ortaya çıkacaktır. Vurdukları o iğne ile torunumun nefesini kesip, öldürdüler. Ölümünde hastanenin ihmali olduğunu düşünüyorum" diyerek, tepkisini dile getirdi.

Hastane yönetimi ise, konuyla ilgili açıklama yapmadı.

aydın
malpraktis
Yorum (12)
ömer hayyam
benim anladığım, besin eksikliği ile , kıt kanaat büyütülmüş bir çocuğun( zayıf bünyeli) geçirmekte olduğu ve ailece ihmal edilmiş şiddetli gribal enfeksiyonun myokardit yapması veya reye send. durumu... olay iğneye vurduruluyor...gece saatlerinde karın ağrısı ve yüksek ateş ile hastaneye götürülmüş ama sanki sapa sağlam ve hiç şikayeti yokmuş gibi yanlı bir şekilde kaleme alınmış haber... kim ölümü sever ki...
38
Cevapla
g
ben volvulus düşündüm.iskemi reperfüzyon hasarı ile kardiak arrest olabilir. çok yazık
17
Cevapla
zeki can
kardeşim vaka belli ki akut batın....biraz araştırsana gözünü seveyim iğne yapıp göndermek ne demek bu unutulmamalıdır ki inatçı kusma ve inatçı ağrıların altında daima ciddi hastalık yatar etyoloji bulunana kadar araştırılmalı kusura bakmayın ama kendimize öz eleştiri yapalım
36
Cevapla
hassasiyet
ihmalden başka birşey değil, hekimlerin karın ağrısı olan hastaya psikolojik deme şansları yok etyolojiyi kesinlikle bulmaları gerekiyor, merakımdan dır batın bt yada usg planlanmış mı, yada h1 n1 gibi gribal bir vaka ards mi olmus bakılmışmı?
7
Cevapla
uzman
Ne kadar güzel ahkam kesiyorsunuz. Vallahi şaştım kaldım. Bu hasta yanlış sağlık politikaların kurbanıdır. Bir hekim olarak bunu göremiyormusunuz ? Acile bir günde 1000-2000 hasta geliyor, 1-2 doktor bakıyor bunlara. Bunların en az % 97 si acil değil ama acil hasta muamelesi görüyor, gördürülüyor. Acilde poliklinik yaptırılıyor. Bunu bilmeyen görmeyen sağlık yöneticisi var mı ? Yok. Ama buna rağmen bu böyle devam ediyor. Böyle olursa arada gerçekten acil olan vakalar atlanır. Bu vakada onlardan bir tanesi, yazık.
34
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir