Medimagazin logo

Omurga kanal darlığında yeni tedavi yöntemi: Minimal Invaziv Lomber Dekompresyon

Girişimsel Nöroradyoloji Uzmanı Doç. Dr. Eren Erdem, girişimsel nöroradyoloji biliminin bir yaklaşımı olarak yakın zamanda ABD'de geliştirilen "Minimal Invaziv Lomber Dekompresyon" (MILD) yönteminin, açık cerrahiye gerek duymaksızın, omurga kanalındaki darlıkları gidermeye yarayan güvenilir, yeni bir tedavi yöntemi olduğunu belirtti.
Kaynak: AA
Omurga kanal darlığında yeni tedavi yöntemi: Minimal Invaziv Lomber Dekompresyon
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Doç. Dr. Erdem, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tıp literatüründe "Spinal Stenoz" olarak adlandırılan, halk arasında ise omurga kanal darlığı olarak bilinen hastalığın, oldukça sık rastlanan ve yaşam kalitesini ciddi şekilde tehdit eden bir sağlık sorunu olduğunu, genellikle yaşlılığa bağlı olarak ortaya çıktığını söyledi.

Omurga kanal darlığında, omurgadaki kemikleri birbirine bağlayan bağların kalınlaştığını ve arka faset eklemlerinde, kireçlenmeye bağlı olarak genişlemelerin ve hacim artışlarının ortaya çıktığını dile getiren Erdem, aynı zamanda disk eklemlerinin de yıprandığını ve bunun sonucunda disk aralığının daraldığını, diskin kenarında kemiksel büyümeler oluştuğunu ve kanalı ön tarafından da daraltarak, sinirler üzerinde baskıya sebep olduğunu anlattı.

Eren Erdem, omurga kanalında oluşan daralmanın, omurilikten geçen sinirlerin, iletilerin beyinden bacaklara aktarılmasını zorlaştırarak uyuşmalara ve kuvvet kaybına yol açtığına işaret ederek, şunları kaydetti:

"Geç fark edilmesi, tedavinin başarısını düşürmektedir. Her hastalık gibi, omurga kanal daralmasında da erken teşhis, geçici ve kalıcı felç gibi kötü sonuçlar olmadan tedavi edilmesinde büyük önem taşımaktadır. Omurga kanal darlığında en belirgin belirti, ağrıdır. Uzun mesafe yürümekle ortaya çıkan kalça ve bacak ağrıları dışında, dirençli bel ve boyun ağrılarına da sebep olur. Bunun yanı sıra bacaklarda uyuşma, yürürken ortaya çıkan ağrılar, kramplar ve dinlenme isteği, tipik olarak öne eğilerek yürüme, yürüme mesafesinde kısalmalar ve idrar kaçırma karşılaşılan belirtiler arasındadır. Hastalar oturduğunda da, ancak öne eğilerek ağrıyı azaltabilirler."

 "Omurga kanal daralması, bel fıtığı belirtileriyle karıştırılıyor"

Girişimsel Nöroradyoloji Uzmanı Doç. Dr. Eren Erdem, omurga kanal daralmasının genellikle 50'li yaşlardan sonra görüldüğünü belirterek, hastalığa kadınlara oranla erkeklerde daha sık rastlandığını ve sorun ilerledikçe yaşam kalitesinin düştüğünü dile getirdi. 

Sorunun kol ve bel ağrıları gibi belirtilerinden dolayı hastalar tarafından bel ya da boyun fıtığı ile karıştırıldığına işaret eden Erdem, şu bilgileri verdi:

"Bel fıtığı, bel omurgasında bulunan disklerin zedelenmesiyle sinirlerin sıkışması durumudur. Ani başlayan ve yürüme ya da oturmayla ilgisi olmayan bir ağrıdır. Bir ya da birkaç sinire fıtığın baskısıyla oluşur. Omurga kanal darlığı ise tüm sinirlerin sıkışmasıdır. Omurga kanal darlığında belirtiler, genellikle bel fıtığı ile benzer olduğundan dolayı doğru tanıyı koymak için iyi bir anamnez almak ve muayene etmek gerekir. Hastayı iyi dinleyip, tanı doğru konulmalıdır. Teşhise yardım için, MR ve bilgisayarlı tomografi incelemeleri kullanılır. Aksi takdirde, tedavi süreci yanlış bir şekilde sonuçlanabilir. Bu yüzden, omur kanal darlığının teşhisi için alanında uzman bir doktora görünmek gerekmektedir."

"Açık cerrahi olmadan tedavi mümkün"

Doç. Dr. Erdem, omurga kanal darlığı ileri derecede değilse ilaç ve fiziksel tedaviyle sonuç alınmaya çalışıldığını, ancak yürümekte zorlanan, sinirlere uygulanan baskı nedeniyle ağrıları çok fazla olan hastalarda cerrahi yöntemin tercih edildiğini söyledi.

Klasik cerrahi yönteminde omurganın arkasından girilerek kanalın arkasındaki kemik ve dokuların alındığını, sonrasında ise vida ve platinle omurganın sabitleştirildiğini ifade eden Erdem, şunları kaydetti:

"Ancak omurga kanal darlığında, açık ameliyatlar gerek işlem, iyileşme süresi uzunluğu, gerekse vücuda yerleştirilen metal implantlar gibi nedenlerle hastalar için zahmetli bir operasyondur. Girişimsel nöroradyoloji biliminin bir yaklaşımı olarak yakın zamanda ABD'de geliştirilen 'Minimal Invaziv Lomber Dekompresyon' (MILD) yöntemi, açık cerrahiye gerek duymaksızın omurga kanalındaki darlıkları gidermeye yarayan güvenilir, yeni bir tedavi yöntemidir. Bu yöntemle omurganın yapısını bozmadan sadece büyümüş ve kalınlaşmış dokuları alarak bu hastalığı tedavi etmek mümkün hale gelmiştir. MILD yönteminde dikiş bile gerektirmeyen fındık çapında bir delik açılıp, buradan kanala ulaşılır ve özel aletlerle görüntüleme (floroskopi) altında daralmaya neden olan dokular çıkartılır. Hasta prosedürden 2 saat sonra yürüyerek çıkar ve evine döner. Bu yöntemde hastanın uyutulmasına ihtiyaç olmaz."

İşlem sırasında hastaya dikiş atılmadığını, kesi üzerine uygulanan bir yara bandıyla kişinin taburcu edildiğini vurgulayan Erdem, "MILD işleminde omurgaya hiçbir implant yerleştirilmez. Damar yolundan verilen ağrı kesici ilaçlarla hastanın rahatı sağlanır. Hasta normal hayatına 2-3 gün içerisinde döner. Hastalar işlemi takip eden 2 hafta süreyle ağırlık taşımamaya özen göstermeli ve ani hareketlerden kaçınmalıdır." diye konuştu.

mild
girişimsel nöroradyoloji
eren erdem
Yorum (8)
Prof.Dr.Erdal Kalkan
Girişimsel nöroradyolog arkadaşın görüşlerini ilgi ile okudum. Spinal stenoz omurga cerrahları tarafından son derece iyi bilinen bir hastalık olup bu konuda minimal invaziv cerrahi girişimler (endoskopik ve mikroskobik olarak) yaygın olarak uygulanmaktadır. Hukukçu kimliğim ile birlikte bu arkadaşa sormak istiyorum. Tıbbi müdahaleyi hukuka uygun hale getiren unsurlar; en başta yetkili kişinin bu müdahaleyi yapması, kişinin bu işleme rıza göstermesi ve bu işlem neticesinde bir komplikasyon meydana çıkarsa bu komplikasyonu yönetebilecek yetki ve sorumluluğu alması şeklindedir. Girişimsel nöroradyologların eğitiminde ve uzmanlık dernek karnelerinde bu girişimi yapmalarını olanaklı hale getiren hangi hukuki dayanaklar vardır? Bu girişimi uygularken meydana gelebilecek spinal epidural hematom, Bos fistülü, spondilodiskit, abse gibi komplikasyonların varlığında bu arkadaş hangi kliniğe hastayı yatıracak, hangi yetki ile ilişkili ameliyatları yapacak ve tedavileri düzenleyecektir. Bu sorular cevaplanmadan arkadaşın yaptığı eylem hukuka aykırıdır ve malpraktistir. Hastada sorun çıktığında hem kendisi hem de çalıştığı hastane müteselsilen sorumlu olacaktır. Saygılarımla...
28
Cevapla
Engin ozar
Radyoloji uzmanının nöroşirürji ameliyatı hakkında bilgi vermesi ne kadar etik ve doğru ?
11
Cevapla
Serdar Kahraman
Bahsedilen MILD işlemi girişimsel değil cerrahi bir işlem olup, omurganın mikro ya da makro cerrahi girişimleri ile aynı oranda komplikasyon gelişme riskine sahiptir. Dolayısı ile komplikasyonu tedavi etme yetkinliği olmaksızın, bir işlemin minimal invaziv şekilde yapılıyor diye ana uzmanlık alanları dışında uygulanması sonucunda oluşan morbiditeler malpraktis kapsamına girecektir. Ayrıca spinal stenoz kliniği, yazıda anlatıldığı gibi erken teşhis ve tedavi kapsamına giren bir hastalık olmayıp, aksine radyoloji ile orantılı kliniği olmayan doğal bir dejeneratif süreçtir. Bu nedenle radyolojik görüntüyü temel alan tedavi kontrendike olup, bu alanda uzman olan kişilerin kanıta dayalı tıp uygulamaları kapsamında karar verme süreci ile tedavi edilir. İlk basamak egzersiz, fizyoterapi ve algoloji uygulamalarıdır. Saygılarımla
23
Cevapla
Ramazan Uyar
Medimagazin hangi konuda hangi uzmanlık dalının görüşlerini alacağı konusunda daha dilkatli olmalı . Bence girişimsel radyoloji sınırlarını fazla zorlamamalı.
9
Cevapla
zeliha karasu
Dr. beyin geçmişi yeterli bilgiye sahip olduğunu gösteriyor bence. Ayrıca Arkasas/ABD'de 6 yıl nöroşirürjide çalışmış görünüyor. Yine aynı yerde Girişimsel Nöroradyoloji Şefliği de yapmış.
8
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir