Medimagazin logo

"Fizyoterapistlerin gelir beklentileri hekimlerin düzeyine ulaştı"

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ bir dizi temaslarda bulunmak amacıyla havayoluyla Erzincan'a geldi. Yüzlerce vatandaşın katıldığı karşılama töreninde iki Bakan, THK Paraşütçüleri tarafından düzenlenen gösteri uçuşu ile karşılandı. Paraşütçüler Bakan Yıldırım ve Bakan Akdağ'ın resimlerinin bulunduğu pankartlarla iniş yaptı.
Kaynak: İHA
"Fizyoterapistlerin gelir beklentileri hekimlerin düzeyine ulaştı"
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

ERZİNCAN-Sabah saatlerinde havayolu ile gelen Bakan Yıldırım ve Bakan Akdağ, Erzincan Havalanı önünde bekleyen coşkulu kalabalığı selamlayarak kısa bir konuşma yaptılar. Bakanlar daha sonra Erzincan Üniversitesi (EÜ) Akademik Yılı açılış törenine katılmak üzere Eğitim Fakültesi'ne geçti.


Buradaki tören saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Törende EÜ Rektörü Prof. Dr. İlyas Çapoğlu ve Erzincan Valisi Abdulkadir Demir'den sonra bir konuşma yapan Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, sağlık sektöründe yapısal bir sağlık reformu gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, "Bugün bana sorulduğunda sağlık sektöründe en önemli sorun nedir? Bunun cevabı nettir. Sayısal alanda insan kaynağımız yetersizliği. Yetişmişlik anlamında değil. Demek ki üniversiteler YÖK zamanında bunu görmeliydi ve bunun için temel almalıydı. YÖK'ün en önemli yapısı bu olmalıydı. Ama görün bakın ki yıllardır, yeni başkan kim olacak, o mu seçilecek, bu mu seçilecek gibi kavgalar oluyordu. Böyle üniversite gelişmez. YÖK'ün görevi Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) veya devletin diğer kurumları ile birlikte doğru bir planlama yapmak ve insan kaynağını yetiştirmektir. Bir taraftan bir fizyoterapistin aylık gelir beklentisi bir hekimin aylık gelir beklentisine ulaşacak. Neden? Ülkede yeterli sayıda fizyoterapist yoktur. Öbür taraftan 10 binlerce gencimiz işsiz bekleyecek. Böyle bir planlama olur mu? Bu yanlışlar Türkiye'de yıllarca yapıldı. Şimdi görüyoruz ki YÖK farklı yaklaşmaktadır. Türkiye'nin önümüzde ki 30- 40 yıl içerisinde sağlık sektöründe nelere ihtiyaç var onların çalışmasını YÖK'le birlikte yapıyoruz. Ülkenin önünü tıkayanların, ortalığı velveleye vermesi ile geleceğimizi oluşturamayız. Üniversiteler nitelikli insan yetiştirmelidir. Her açıdan nitelikli insan yetiştirmelidir" dedi.

ŞANLIURFA'DA DOĞAN ÇOCUK SAYISI YUNANİSTAN'A EŞİT
Türkiye'nin genç nüfusunun iyi yetiştirileceği üniversiteler ile Türkiye'nin hatta Avrupa'nın geleceği haline geleceklerini belirten Prof. Dr. Recep Akdağ, "Bugün artık Avrupa'da çocuk yapılmıyor. Şanlıurfa'da doğan çocuk sayısı, Yunanistan'da 1 yılda doğan çocuk sayısına yakın. Bundan 10 sene öncesi ile kıyasladığımızda, doğurganlık çağındaki kadınların, ortalama çocuk sayıları da fazla değil. Ortalama çocuk sayısı 2,1'dir. Bu daha aşağı inerse biz de batılı ülkelerin geldiği noktalara geliriz. Batılı ülkelerdeki en büyük sıkıntı genç nüfusunun yok olmasıdır. Bugün 73 milyon nüfusu ile kararlı bir biçimde artan, ama artık anormal bir biçimde de artmayan, bu nüfusu ile hem Türkiye'nin hem de Avrupa'nın harekete geçilmiş gücü olacaktır" diye konuştu


Üniversitesinin akademik açılış yılı töreninde son konuşmayı Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım yaparak üniversitelerde yaşanan ideolojik kavgalara değindi. Bakan Yıldırım, "Üniversiteler evrensel aklı temsil ediyor. Bu nedenle üniversite, siyasetin ve ideolojik oluşumun tayin edici bir yeridir. Böyle bir konuma sahiptir. Üniversitelerin ana amacı, aklı beslemek, düşünmeyi öğretmek ve düşünce üretmektir. Üniversite her şeye, aklın, bilim, düşüncenin gözlüğü ile bakar. Değerlendirmesini tarafsız objektif
ölçüler içerisinde yapar. Üniversite, etkilenen değil, etkileyen, tamamlayan değil tanımlayan, yol gösterilen değil yol gösteren kurum olmalıdır. Üniversite deyince de, soyut, toplumdan kopmuş bir kurumda aklımıza gelmemelidir. Bu nedenle, evrensellik olmasının yanı sıra çağdaş üniversiteden beklenen bulundukları ülkelerin ve o ülkelerin sorunları ile ilgili çözüm üretmesi, sivil toplum örgütleri, yerel yönetimler, tüm devlet kurumları ile bilgi ve deneyim paylaşımı içerisinde olmalıdır.
Üniversiteler bir anlamda ülkelerin öncü kurumları olmak durumundadır. Dünyada yüksek öğrenim çağında öğrencilerin en az yüzde 30'unun 4 yıllık eğitimden geçiremeyen ülke, kalkınmış ülke olarak anılmıyor" şeklinde konuştu.


Konuşmaların ardından Erzincan Üniversitesi ile Çelebi Holding arasında işbirliği protokolünün imzalanması ve plaket verilmesi ile tören sona erdi.

"fizyoterapistlerin
gelir
beklentileri
hekimlerin
düzeyine
ulaştı"
Yorum (65)
hasan sabri
Fizyoterapistlerin gelir beklentisinin doktor seviyesine gelmesinin en önemli nedeni uygulanan yanlış sağlık politikalarıdır. Özel hastane açılması için mikrobiyoloji uzmanını bile mecburi tutmayıp, 2 aylık rotasyonla laboratuvar açma yetkisi verilen enfeksiyon uzmanı ile ya da biyokimya uzmanı ile mikrobiyoloji laboratuvarı ruhsatı alınabilmektedir.Üstelik tüm dünyada dirençli bakterilerin kol gezdiği, bir çağda.. Oysa ki özel hastane ruhsatında ülkemizdeki fizyoterapist sayısı YETERSİZ olduğu halde fizyoterapist diploması mecburi tutulmuştur. Her halde fizik tedavi hastalar açısından hayati önemli bir konu olduğu için olsa gerek.... Üstelik çoğu fizyoterapist özel hastanelerde veya merkezlerde kendisi yerine lise mezunu ya da ilkokul mezunu işsiz gençleri çalıştırmaktadır. Aslında böyle bir ortamda fizyoterapist arkadaşların aldığı para az bile...
0
Cevapla
Vahit Bilge
Sayın uzman hekim arkadaş.. Bir fizyoterapist olarak yorum yazmayacaktım bu habere ama sizin yorumunuz tamamen taraflı.. Tartışma ortamı arzuladığımdan değil ama.. Çürük Elmalara bakarak siz meslek değerlendirmesi yaparsanız burda para için ameliyat yapanları.ortez protez raporları düzenleyenleri, Eczane ile anlaşıp ilaç yazanları vs vs çoğaltma mı istermisiniz?? Bizim aldığımız para öle sanıldıgı gibi çok çok değil ne kadar biliyormusuz? Önce öğrenin sonra yorum yazın..Bizim kimsenin parasında da gözümüz yok..Her vatandaş gibi bizde hakkımız olanı istemekte de Hürüz ayrıca.. Hükümet Politika olarak bunu dillendiriyor.. aynı şeyi hekimlere de yapıyor.. Tüm hekimler aynı mı kazanıyor? bir hekimin 1 yılda kazandığını 1 ayda kazanan var!! Lütfen artık tartışma yaratacak şekilde yorum yazmak yerine Sağlık çalışanları olarak haklarımızı savunalım..Her birey rahat bir yaşam sürecek şekilde parasını kazansın tabi ki.. beni başkasının kazandığı ilgilendirmez Herkes hakkını aramalı Toplum yanlış bilgilendirilmeden!! ayrıca 1.200 maaş veriyor devlet..5000 FZT malesef şartlar kötü olduğu için özelde izinsiz sabahtan akşama çalışmak zorunda kalıyor..saygılar
0
Cevapla
S.K
Bugün yurt dışındakı fiyoterapistlerin maası ortalama 10-14 bin lira civarında. Türkiye de bu rakam ortalama 1-3 bin lira civarında. Mesleki kanunu olmadığından dolayı birçok fizyoterapist devlet hastanelerini seçmemekte. Biz fizyoterapistler olarak para değil bizim dışımızda bırakın almanya, ingiltereyi İran, israil, suriye gibi ülkelerdeki fizyoterapistlerin haklarına sahip olalım yeter.
0
Cevapla
Ahmet Taş
İşini iyi yapan, ihtiyaç duyulan her meslek mensubu iyi maaş almayı hakeder. "Hiçbir meslek doktordan fazla kazanamaz." diye bir kural yok. Doktorların bu düşünce tarzı yanlış.
0
Cevapla
Orçin Telli Atalay
Fizyoterapistlerin hekim kadar maaş beklentisi falan yok fizyoterapistlerin aldıkları eğitime uygun mesleki hak ve saygı beklentisi var fizyoterapisti resmi olarak tanımlayan ve haklarını koruyan yasa beklentisi var Anayasayı değiştiren hükümet 1920'li yıllardan kalma son derece çağdışı kalmış adının bile esamesi olmayan sağlık yasasını değiştiremiyor hekim fizyoterapist hemşire şu bu fark etmez hepimizi köle gibi çalıştırıp emeğimizin hakkını vermemeye ucuza kalitesiz hizmete azmettiriyorlar fizyoterapistler yüksek maaş istiyor diye kızan hekimler kendi maaş ve çalışma şartarının daha iyi olması için çalışmak yerine fizyoterapistlerle uğraşıyor bu nasıl bir mantık? tıp fakültelerinin kalitesi hakikaten düştü galiba...
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir