Medimagazin logo

Prostat Kanseri Yol Haritası

Türk Tıbbi Onkoloji Derneği, Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği ve Üroonkoloji Derneği bir araya gelerek “Prostat Kanseri Yol Haritası”nı oluşturdu
Kaynak: MEDİMAGAZİN - DR.İBRAHİM ERSOY
Prostat Kanseri Yol Haritası
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Türkiye Birleşik Veri Tabanı verilerine göre, Türkiye’de 2006-2010 yılları arasında erkek nüfusta prostat kanserinin 100 bin kişide 27,9-33,8 ile en sık görülen ikinci kanser türü olduğu saptanmış durumda. Prostat kanserinin tanı, tedavi ve izlem sürecinin doğru yönetilmesi hasta ile hekim açısından olduğu kadar, toplum sağlığı ve ulusal sağlık politikaları açısından da oldukça önem taşıyor.

Literatürde, çok sayıda çalışma ve bunların sonuçlarıyla hazırlanmış farklı disiplinlerin bakış açısıyla oluşturulmuş ve sürekli güncellenen tanı ve tedavi kılavuzları mevcut. Klinik uygulamada bu kılavuzlar esas alınmakla birlikte hastanın özellikleri, klinik imkânlar, ülkelere göre değişen koşullar gibi etkenler kılavuz tabanlı uygulamalarda sorunlara yol açabiliyor.

Buradan yola çıkarak, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği, Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği ve Üroonkoloji Derneği bir araya gelerek “Prostat Kanseri Yol Haritası”nı oluşturdu.

 

 

“Ortak dil bize birbirimizi anlama şansı verdi”

Çalışma kapsamında, Üronkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Çağ Çal, “Bugün birçok kanserin tedavisinde medikal onkoloji, radyasyon onkolojisi ve ilgili uzmanlık alanı birlikte çalışıyor. Bu çalışmanın amacı, bu kılavuzlara ulaşma olanağı bulamayan hekimlerin Türkçe olarak ve üç farklı uzmanlık alanının bir arada katkısı ile ortaya çıkıp şekillenen bir metne kavuşmasıydı. Ağırlıklı olarak bu üç uzmanlık alanının ortak dili konuşabilmesiydi. Buna paralel olarak da birbirimizin aslında neyi neden ve nasıl yaptığını da anlama şansımız oldu. Çünkü daha fazla konuştuğumuzda ortak dil bize birbirimizi anlama şansı verdi.” şeklinde konuştu.

 

“Literatürü takip edemeyen meslektaşlarımız için önemli bir avantaj”

Prof. Dr. Çal, bu haritanın literatürü takip edemeyen hekimler için önemli bir avantaj sağlayacağını ifade ederek, “İlerleyen dönemlerde güncellenmeler olacağını tahmin ediyorum. Bu güncellemeler büyük avantaj sağlayacak. Yıllık güncellemelerin yanında kimi zaman bir yıldan kısa bir sürede de bir değişim olabileceğini düşünüyorum, çünkü bilgi çok hızlı değişiyor ve çoğalıyor. Diğer yandan bu yol haritasının, üroonkoloji ya da genel üroloji hekimlerinin radyasyon onkologlarından, medikal onkologlardan neyi ne zaman isteyeceklerini, hangi aşamada ortak çalışmanın yükünü kimin daha fazla çekeceğini daha net ortaya koyabilecek bir çalışma olduğunu düşünüyorum.” dedi.

 

“Aynı standartta, kapsamlı ve bir o kadar da öz bir metin”

Tedavide yol haritasını belirlerken standart tanı ve tedavi basamakları oluşturmak amaçlandı. Prostat kanserleri açısından buna taramanın da ilave edilebileceğini, tarama, tanı, evreleme, tedavi aşamalarında üç derneğin de, üç uzmanlık alanının da aynı standardı temel alarak hareket etmesini sağlayacak kapsamlı ve bir o kadar da öz bir metin ortaya çıktığını söyleyen Prof. Dr. Çal, “Akış tabloları buna olanak tanıyor. Diğer alanların, tedavinin konularını da içeren ve standardı sağlayacak bir harita oluşturuldu. Türkiye’nin her yerinden hekimler ihtiyaç duydukları diğer uzmanlık alanından bir hekime ulaşmaları gerektiği noktayı daha iyi anlayacak ve daha kolay ulaşacaklar. Ayrıca, dernekler arası ilişkilerimiz de daha sıcak ve yoğun hâle geldi.” diye konuştu.

 

“Uluslararası kılavuzları göz önüne alarak Türkçe bir çalışma hazırladık”

Prostat kanseri yol haritasını yapmaya başlarken aslında birçok uluslararası kılavuzun göz önüne alındığını ve bunların yarattığı karmaşayı Türkçe olarak toparlayarak bir araya getirmeyi amaçladıklarını söyleyen Türk Tıbbi Onkoloji Derneğinden Prof. Dr. Sevil Bavbek ise “Buna kılavuz demedik, çünkü kılavuzların farklı oluşum şekilleri, kendine has bilimsel altyapısı ve hukuki sorumluluğu var. Kılavuza göre davranmak bir hukuk gereği oluyor, o nedenle yol haritası dedik.” dedi.

 

“Çok sayıda tedavi optimizasyonundan hastayı çok yaşatma aşamasına geçtik”

“Prostat kanseri tedavisinde bizleri ‘ameliyat et, ışın ver, ilaç ver’ ikileminin dışına çıkaracak birçok nüans gelişti son yıllarda. Lokalize prostat kanserinde tedavinin ne olması gerektiği, ‘herkes mi tedavi edilmeli, herkes taranmalı mı’ya kadar uzanan sorular gündeme geldi ve kafa karıştırıcı bir sürü detay ortaya çıktı. Ardından radyoterapi teknikleri gelişti ve iddiası arttı. Hormonal tedavi eskiden beri bilinen bir yöntemdi ama bunun prensipleri yaşam uzadıkça ve başka tedavi işe karıştıkça değişmeye, birtakım yenilikler gelmeye başladı. Son üç dört yıldır da prostat kanseri alanında bir ilaç patlaması yaşandı ve hangi hastada hangi ilacı seçelim ve hangi sırada optimum vererek hastanın yaşamına en büyük katkıyı sağlayalım sorunu gündeme geldi.” diyen Prof. Dr. Bavbek, artık hiçbir tedavisi olmayan hastalığa veya ancak tek bir ilaçla müdahale edebildikleri bir konseptten çok sayıda tedaviyi belli sıralarla optimize ederek hastayı elden geldiğince çok yaşatmaya başlama aşamasına geçtiklerini ve bu nedenle bir araya geldiklerini söyledi.

 

“Klinikte büyük faydası olacağını umuyorum”

Onkolojide multidisipliner çalışmanın her şeyin temelini oluşturduğunu söyleyen Bavbek, “Üç disiplin arasındaki bağları kuvvetlendirmek ve birlikte çalışma temasını da güçlendirmek adına çok faydalı oldu. Hep birlikte oturup bir yol haritası ortaya çıkardık. Bunu, örneğin; hekimlerin kastrasyon dirençli prostat kanserinde dosetaksel verirken, yanında kortizon da veriyoruz ya erken evrede de verecek miyiz vermeyecek miyiz? Ve kaç kür yapacağız, öbür tarafta 10 yapıyoruz, burada sekiz mi, altı mı yapacağız? vb. en ufak aklına bir şey takıldığı zaman açıp bakabileceği çok net bir şekilde madde madde, bütün bilgi ve deneyimlerimizin aktarıldığı bir belge ortaya koymaya çalıştık.” derken, çalışmanın klinikte de büyük faydası olacağını umduğunu söyledi.

Tam bir mutabakatla ve çok net ifadelerle hazırlanmış bir harita oluşturulduğunu, tartışmanın bitmeyeceği alanların her zaman için olacağını ve bilimin zaten akışkan bir mecrası olduğunu ifade eden Prof. Dr. Bavbek, şu andaki bilinen doğruları ifade ettiklerini, altı ay sonra bu bilgilerin değişebildiğini ve yenilemek için bir çalışmaya girecekleri bilgisini verirken, derli toplu bir kaynak oluşturulduğunu ve gayet iyi yönde geribildirimler alındığını söyledi.

Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Serdar Özkök de prostat kanseri tedavisinde üç temel tedavi yöntemi olduğu bilgisini vererek, “Aslında her hasta aynı protokole uymuyor, her hasta için değerlendirmeler, farklılıklar oluyor. Genel olarak üniversitelerde veya büyük hastanelerde konseyler tarafından tartışılıyor hangi tedavilerin yapılıp hangilerinin yapılmayacağı. Bu konseylerde de genellikle radyasyon onkoloğu, ürolog, medikal onkolog, patolog, nükleer tıpçı, radyolog ortak tedavi kararına varıyor.” derken, konuyla ilgili kılavuzlar arasında farklılıklar olduğunu, biraz da bunları Türkiye gerçeklerine uydurmak ve daha da basitleştirmek amacıyla bu yol haritasını oluşturmaya karar verdiklerini söyledi.

 

“Bu artık sadece radyasyon onkolojisini veya medikal onkoloğu ilgilendirmiyor”

İnsanların artık masa başında bilgiye ve tedavi seçeneklerine daha rahat ve kolay ulaşmayı istediğini söyleyen Prof. Dr. Özkök, “Prostat kanserinin tedavisinde başlangıçtan sonuna kadar, yani hastayı kaybettiğimiz veya metastatik olana kadarki süreçte neler oluyor, neler yapılması gerekiyor, bu artık tabii sadece radyasyon onkolojisi veya medikal onkoloğu ilgilendirmiyor. Bir aile hekimini, bir pratisyen hekimi de ilgilendiriyor. Çünkü bu hekimler takiplerde hastalara gidiyorlar, neler yapılıyor, öğrenmeleri gerekiyor. Bu nedenlerle bu çalışmayı yaptık ve buna yol haritası dedik.” şeklinde konuştu.

Lokal bir tedavi yöntemi olan radyoterapinin 1990’lı yıllardan sonra bilgisayarlı sistemlerin ve radyoterapideki tekniklerin gelişmesiyle prostat kanseri tedavisinde yan etki oluşturmayan daha yüksek radyoterapi dozları uygulanmaya başlandığını, bu sonuçların sadece radikal prostatektomi yapılan hastaya radyoterapi uygulanmasını sağladığını ve prostatektominin komplikasyonları olmadan tedavinin yapılabildiğini gösterdiğini söyleyen Prof. Dr. Özkök, “Biz iki boyutlu tedaviler yaparken, üç boyutlu tedavilere geçtik. Ardından yoğunluk ayarlı tedaviyle belli alanlara tedavi verirken, çevredeki rektum, mesane, kemik gibi bölgelerdeki dozları düşük tutarak bu radyoterapi uygulamalarına başladık ve başarılı sonuçlar aldık. Böyle olunca, ürologlar da sonuçlarla ilgilenmeye başladılar.” dedi.

Özkök, eskiden birinci basamakta risk gruplarına göre farklılık olmakla beraber, radyoterapiyle cerrahi düşük-orta ve yüksek riskli prostat kanseri hastalarında bir anda radikal prostatektomiye eş değer sonuçlar elde edilmesiyle, ABD veya diğer gelişmiş ülkelerde radyoterapi kullanılmaya başlandığını, çünkü daha noninvaziv ve komplikasyonlar açısından daha az riskli bir yöntem olduğunu söyledi.

 

“Hastayı yan etkisiz, komplikasyonsuz yaşatabiliyorsanız başarılısınızdır”

Yüksek riskli olgularda kombine hormon terapi ve radyoterapi uygulamalarının hastalara kaliteli ve uzamış yaşam süresi sağlamaya başladığını ifade eden Özkök, “Kanser artık kronik hastalık grubuna girmiş durumda ve bizim için yaşam süresinin kaliteli şekilde artırılması önemli. Eğer kronik hastalıkta hastayı yan etkisiz, komplikasyonsuz yaşatabiliyorsanız o zaman başarılısınızdır. Prostat kanserinde hasta inkontinansı olmadan, ereksiyonu ve cinsel hayatını sürdürebildiği zaman başarılısınızdır.” dedi.

Radyoterapinin son derece başarılı sonuçlarının bütün dünyada ve Türkiye’de görülmeye başlandığını söyleyen Prof. Dr. Özkök, bu yol haritasını hastaların tedavi seçenekleri, seçilmeleri ve hastaya özel tedavilerin yapılması gerektiği, hastada daha faydalı, daha etkin sonuç alınmasını sağlayacak yöntemlerin uygulanması gerektiği düşüncesiyle yaptıkları bilgisini verdi.

Programa derneklerin web sitesinden ulaşılabiliyor. Uygulama sürecinin efektif olup olmadığı ise dernek web sayfalarındaki değerlendirme, anket gibi geribildirim yöntemleri ile belirlenecek. Yol haritası her yıl güncelleştirilecek.

kanser
türk tıbbi onkoloji derneği
türk radyasyon onkolojisi derneği
prostat kanseri yol haritasi
uroonkoloji dernegi
prof. dr. cag cal
prof. dr. sevil bavbek
prof. dr. serdar ozkok
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir