Türkiye'de sağlık hizmetlerinin dünü, bugünü, yarını

ADANA (A.A) - Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Muhsin Akbaba, Avrupa'da tıp fakültelerinin kuruluşunda Selçuklu devletindeki eğitim sisteminin önemli katkısı olduğunu belirtti.

Prof. Dr. Akbaba, Ramazanoğlu Konağı Kültür Merkezi'ndeki ''Türkiye'de Sağlık Hizmetlerinin Dünü, Bugünü, Yarını'' konferansında, Türklerin sağlık alanındaki gelişmelere önemli katkıları bulunduğunu söyledi.

Selçuklu devletinde tıp öğrencilerinin bugünkü fakültelerde olduğu gibi hem teorik hem pratik eğitimden geçirildiğini bildiren Akbaba, ''Avrupa'da tıp fakültelerinin kuruluşunda Selçuklu'daki eğitim sisteminin önemli katkısı oldu'' dedi.

Osmanlı döneminde 773'ü yabancı 2 bin 658 hekim bulunduğunu, o tarihlerde imparatorluk nüfusunun 54 milyon, yüzölçümünün 6 milyon kilometrekarenin üzerinde olduğunu belirten Akbaba, bu koşullarda yaklaşık 20 bin kişiye bir hekim düştüğünü söyledi.

Osmanlılarda batılı anlamdaki ilk tıp okulunun II. Mahmut döneminde, 1827'de Tıphane-i Amire adıyla kurulduğunu anlatan Akbaba, şöyle konuştu:
''Cumhuriyet döneminde ise sağlıkta büyük yenilikler yapıldı. TBMM hükümeti kurulduktan sonra sağlık hizmetlerini yönetme görevi 3 Mayıs 1920'de kurulan Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletine (Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı) verildi ve ilk bakan olarak Dr. Adnan Adıvar atandı. Daha sonra ise Sağlık Bakanlığı kuruldu ve Refik Saydam ilk sağlık bakanı olarak göreve başladı.''

Prof. Dr. Akbaba, 2004'te başlatılan ''Sağlıkta Dönüşüm'' programına da değindi.
Bu program kapsamında aile hekimliği uygulamasına geçildiğini hatırlatan Akbaba, şunları kaydetti:
''Bu sistem sevk zincirini ön plana çıkardı. Şu anda sağlık hizmetinden yararlanmak isteyenler öncelikle aile hekimine gidiyor, onların yönlendirmesiyle de hastanelere başvuruyor. Böylece hastanelerdeki yığılmaların önüne geçildi. İlk olarak Düzce'de başlatılan uygulama, her geçen yıl yaygınlaşıyor. 2010'da tüm ülkede aile hekimliği uygulamasına geçileceği söyleniyor. Bu sistemde bireye yönelik koruyucu hizmetler ile birinci basamak tanı ve tedavi hizmetlerinin, bireylerin kendi seçeceği doktorlar tarafından yürütülmesi amaçlanıyor. Sistemde birinci basamak güçlendirilirken, özel teşebbüsün de hizmet ağında yer alması sağlanıyor.''