Medimagazin logo

Sağlık Müdürü: Körlük yok, enfeksiyon var

Malatya Sağlık Müdürü Nail Umay, kentte "özel bir hastanede aynı gün katarakt ameliyatı olan 17 kişiden 6'sının enfeksiyon kaptığı ve bu kişilerden 3'ünün kör olduğu" iddiasıyla ilgili soruşturma başlatıldığını bildirdi.
Sağlık Müdürü: Körlük yok, enfeksiyon var
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Umay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, iddialarla ilgili basında yer alan haberler üzerine soruşturma başlattıklarını söyledi. İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi'nde söz konusu 6 hastanın tedavisinin sürdüğünü belirten Umay, "Bunların tedaviye cevap vermeleri 4 ila 6 hafta içerisinde belli olur. Şu anda körlükten bahsedilmesi söz konusu değil. Şimdilik enfeksiyon kapma söz konusudur. Hasta yakınlarından ikisi, Sağlık Bakanlığı'na şikayette bulunmuş. İddialarla ilgili araştırmalarımız devam ediyor" dedi.

- Hasta yakınlarının görüşleri

Turgut Özal Tıp Merkezi'nde tedavisine devam eden Remziye Çoban'ın damadı Gaffar Özçırpıcı, kayınvalidesinin katarakt ameliyatı için Malatya'daki özel bir hastaneye 11 Eylül'de yatırıldığını ve burada ameliyat edildiğini söyledi.

Ameliyatın ardından kendilerine "hastanın dört gün sonra kontrole getirilmesi"nin söylendiğini belirten Özçırpıcı, kayınvalidesini üçüncü günde aşırı derecede kusma ve sancı şikayetleriyle hastaneye götürdüklerini kaydetti.

Doktorun, muayenenin ardından "daha yapabileceği bir şey olmadığını" söyleyerek kendilerini Turgut Özal Tıp Merkezi'ne yönlendirdiğini öne süren Özçırpıcı, "Buraya hastamızı getirdik. Aldılar, gözlerine iğne falan yaptılar. Şu anda gözlerini kaybetmiş durumda, kör oldu. Yani katarakt ameliyatı için gittiler ve maalesef gözlerini kaybettiler. Aynı hastane şu anda ameliyata devam ediyor, aynı doktor da orada" diye konuştu.

Özçırpıcı, konuyla ilgili, savcılığa ve Sağlık Bakanlığı'na başvurduklarını söyledi.

Gözünü kaybettiği iddia edilen hastalardan Minadiye Çek'in kızı Ayfer Çek de hastanenin ve ameliyatı yapan doktorun cihazlarının steril olmadığını öne sürerek, "Daha önce görüyordu, çok güzel görüyordu, yürüyebiliyordu. İşlerini kendisi çok rahat yapabiliyordu. Bu şekilde, göremeyecek. İnsan sağlığı bu kadar ucuz değil. Ben de şikayetçiyim. Başka hastaların bu şekilde olmasını istemiyorum. Buna 'dur' denilmesi lazım" dedi.

sağlık
müdürü:
körlük
yok
enfeksiyon
var
Yorum (9)
postenflamatuar
hasta yakınının kızı Ayfer Çek "Daha önce görüyordu, çok güzel görüyordu" demiş. Madem çok güzel görüyordu niye ameliyatı kabul ettiniz? daha önce çok güzel görüyorduysa niye ameliyaat kararı verildiğinde itiraz etmediniz? "yok doktor bey annem çok iyi görüyor, ameliyata geek yok" deseydiniz ya! Amm işte işin ucunda hekimden para koparmak var ya, önceki şikayetlerinizi bile sizlere unutturuyor. "İnsan sağlığı bu kadar ucuz değil. Ben de şikayetçiyim" diye eklemiş. Ameliyat olurken neredeyse bedavaya ameliyat olurken niye sağlık bu kadar ucuz mu diye sormadınız? Tüm riskleri hekime yükleyip problem geliştiğinde trilyonları mı talep edeceksiniz? Bu kadar da ucuzluk olmaz ki? Tazminat hakkınız olacaksa hekimi gerçek anlamda sigortalayacak sigorta şirketinin primleri de, kullanılacak kaliteli ürünlerin ekstra masrafı da ameliyat ücretine yansıtılsaydı sizi haklı bulurdum. Tabiki o ameliyatı da herhalde en az 15-20 bin TL ye ancak yaptırırdınız. Hekimin hatası varsa kolaylıkla tazmin edilirdi. Ama işte tüm sistem risklerini devletle beraber hekime yükleyeceksiniz sonra hekimden para isteyeceksiniz. Birisi çıkıp hala o doktor ameliyat yapıyor diyor. Adama kalsa demekki o doktoru yaşatmayacak. Biz doktorlar işimize ve bize bu gözle bakan kişilere hizmet veriyoruz. Hizmet vermekte bir sakınca yok. Ancak tüm riskler, sistem riskleri dahil bize bindirilmiş şekilde hizmet veriyoruz. Hakim de bu hastalar gibi düşünse doktorlar bu yükün altından kalkamaz. TTB de bu çalışma şartları ile kafa yoracağına siyasi gündeme yönelik açıklama ve faaliyetlerine son gaz devam ediyor.
0
Cevapla
RKTR
Allah’a şükredelim, bu sitede dr. postinflamatuar, F. Bellevan gibi arkadaşlar da var. Benim –ve hadi kabul edin, aslında hepimizin- aklından geçenleri gayet güzel ifade ediyorlar. Evet, çok doğru: Devlet ancak en sefil, en düşük kalite malzemeyi ödesin. Batı’da 15-20.000 dolara yapılan ameliyatlara 180 dolar versin. Senin de halk olarak cebinden 5 kuruş çıkmasın. Sonra, kaçınılmaz olarak ortaya çıkan feci tıbbi sorunların tüm faturasını doktora yüklemeye kalk. Bir avukat bulup, para koparmaya bak. Yok öyle şey. Bu, insafsızlıktır. Alçaklıktır. Buradan tıbba girmeyi düşünen, ya da yeni girmiş tüm genç arkadaşlara sesleniyorum: İşte böyle bir ortamda hekimlik yapacaksınız. Hiçbir şekilde sizden kaynaklanmayan, SİSTEM’e dair sorunlar için bile size dava açacaklar. Örneğin; bir günde 500 vatandaşa baktıktan ve bunların agresif yakınlarıyla uğraştıktan sonra, tek bir tanesi ertesi gün MI geçirdiğinde veya ciddi bir infeksiyon çıktığında doğruca Savcılık’a şikayet edileceksiniz. Hastaneniz doğru-dürüst sterilizasyon yapmadığında da b.. yoluna gidecek olan sizlersiniz. Size gösterilmemiş filmler, branşınızla hiçbir alakası olmayan akut hastalıklar, engellenemeyecek ilaç ve ameliyat komplikasyonları, vs. vs. hepsi birer şikayet sebebi olabilecek. Verdiğiniz ilaçları kullanmadığı, söylediğiniz hiçbir şeyi yapmadığı halde sizi mahkemeye verebilecek çakallar olacak. Adam 55 sene eşşek gibi sigara içtikten sonra evre 4 akciğer kanserinden gitmiş. Mahkemeyi bırak, bu şekilde silahla vurulan doktorlar var. Adliye’de iken, Savcıların sizinle nasıl konuştuğunu göreceksiniz (düzgün olanları elbette tenzih ederim, ama benim gördüğüm 2 tanesi de hekimlere büyük nefret besliyor, bunu gizlemeye de gerek görmüyorlardı). Size, dünyada eşi benzeri olmayan bir “MİLLİ TIP HUKUKU FORMÜLÜ” uygulanacak: SERİ KATİL: birkaç kişiyi parçaladıktan sonra tek dava açılır; sadece hapis cezası alır; çoğu da 7-8 seneyle yırtar. Daha az yatan, hatta hiç yatmayanlar bile vardır. Çıkar, yine temizler. Gazetelere bakmak kafidir. DOKTOR: ÇİFT dava açılır. 3-6 SENE HAPİS + MASİF TAZMİNAT + MESLEKTEN MEN yer. Karşı tarafın avukatı size gelip, “Cezanı çekeceksin, senden 500 milyar alacağız, haberin olsun” diyebilir. Bana aynen böyle dediler. Gerçi sonunda haklı çıkınca, 500 milyar yerine başka bir şey aldılar, ama bana attıkları iftiralar ve çektirdikleri eziyetler hep yanlarına kar kaldı. Tıbbi tazminatlarda avukat oranlarının % 50 olduğunu da unutmayın. Dolayısıyla kazanmak için ellerinden geleni yapacaklardır. Boşuna mı tıp kitapları okumaya başladılar ! Bu iş çok yağlı kapı haline geliyor. Bakınız, bir Gastroenteroloji Doçenti işi gücü bırakıp avukat oldu ve hemen demeç verdi: Hastaları adına dava kovalayacakmış. Sonunda kazansanız bile, en az 20 milyar avukatlık parası verecek, 8-10 sene mahkemelerin müdavimi haline geleceksiniz. Ben, kazanana dek tüm masraflarla 30 milyardan fazla kaybettim. Hiçbir mal varlığım yok. Hayattan ve meslekten soğumayı, hastalardan korkmayı, bu süreçte kaybedeceğiniz tüm profesyonel fırsatları hiç saymıyorum bile. Ona göre, çok dikkat edin branş seçerken. Hatta bu meslekten ebediyen kurtulmayı bile düşünebilirsiniz.
0
Cevapla
Bilge dr
RKTR rumuzlu kardes, sözlerinin çoğunda çok haklısın. Ben de zaten değişik rumuzlarla korkunç malpraktis yasasindan hep şikayet ettim ama biraz abartiyorsun. Sanki tüm malpraktis davaları meslekten men ile sonuçlanıyormuş gibi bir hava ettiriyor. Meslekten mene neden olan hatalar gerçekten kabul edilemez korkunç yanlışlar. Örneğin ben öğrenci iken acile myocard enf. İle gelen bir hastaya iv bolus potasyum yapan asistan meslekten men edilmişti. Bazı hatalar vardır ki cinayet gibidir ve dünyanın hiçbir yerinde bu kişilerin hekimlik yapmalarına izin verilmez.
0
Cevapla
Mücahit Altuntaş
Mevcut malpraktis yasası bu haliyle hekimlere zarar vermektedir.Yeniden bağımsız kurumlarca katılımla ele alınmalı , düzenlenmeli. Sağlık kurumlarında sağlık çalışanlarının çalışma şartları iş koşulları fedakarlık mantığıyla değil , çalışma koşullarının niteliği üzerinden değerlendirilmeli.Bu aynı zamanda hukuksal bir gereklilik.Nu koşullar ve çalışma sistemi sınırları belirlenmemiş performans sistemine göre değil "nitelikli zamanda nitelikli iş" mantığına göre düzenlenmeli İşte zurnanın zırt dediği yer burasıdır ! "nitelikli zamanda nitelikli iş" formülünün işlemesi için sağlık alanından siyasetin ve oldu bittinin elinin çekilmesi gerekiyor. Sağlık fetişimi politikaları terk edilmeli. Sağlıkta elektronik ortamda kayıt sistemi ( mutlak hastanın bilgisi ) ve sevk sistemi kullanılmalı Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının konforu gözetilmeli. Sağlık sisteminde mezuniyet sonrası eğitim ve geri bildirim süreci başlatılmalı. Sağlıkta köpük ypan tüm uygulamalar iptal edilmeli. Sağlık sistemi kendini kendi belirleyici özerk mekanizmalarla denetlemeli. TUBA başkanı dmekki bağımsız bilim kuruluna ihtiyaç yok deyip vakti zmanında istifa etmişti.Demek ki GEREK VARMIŞ ! BİLGİLERİNİZE TAKDİM EDİYORUM. Mücahit Altuntaş İç hastalıkları uzmanı
0
Cevapla
dr
fako katarakt kasetleri 10 hastada bir değiştirilirse olacağı budur. bence fiyat politikası yüzünden steril çalışılmıyor...
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir