Medimagazin logo

Sağlıkta şiddet önlenemiyor

-"Sağlık alanında resmi verilere göre her ay yaklaşık bin şiddet vakası görüldüğü düşünülürse doktorumuzun katledildiği günden bugüne yaklaşık 24 bin şiddet vakası yaşanmıştır ki bu korkunç bir rakamdır"
Sağlıkta şiddet önlenemiyor
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol


Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, 2 yıl önce Gaziantep'te hasta yakını tarafından katledilen Dr. Ersin Arslan'ın ölüm yıl dönümü nedeniyle yaptığı açıklamada, "Sağlık alanında resmi verilere göre her ay yaklaşık bin şiddet vakası görüldüğü düşünülürse doktorumuzun katledildiği günden bugüne yaklaşık 24 bin şiddet vakası yaşanmıştır ki bu korkunç bir rakamdır" ifadelerini kullandı.

Kahveci, açıklamasında 2 yıl önce Gaziantep'te hasta yakını tarafından Dr. Ersin Arslan'ın katledildiğini, geçen sürede sağlıkta şiddette vahim bir tablo olduğunu belirtti.

Sağlıkta şiddete doktorların sabrının kalmadığını kaydeden Kahveci, geçen 2 yılda 24 bin şiddet olayının yaşandığını kaydederek, "Türk Sağlık-Sen olarak Sağlık Bakanlığı Beyaz Kod verilerine dayanarak yaptığımız araştırmaya göre, 1 Ocak-1 Eylül 2013 tarihlerini kapsayan 8 aylık sürede sağlıkta 7 bin 287 şiddet olayı yaşandığının ortaya çıkması da şiddetin önlenemeyişinin açık bir göstergesidir. Sağlık alanında resmi verilere göre her ay yaklaşık bin şiddet vakası görüldüğü düşünülürse doktorumuzun katledildiği günden bugüne yaklaşık 24 Bin şiddet vakası yaşanmıştır ki bu korkunç bir rakamdır" değerlendirmesinde bulundu.

Çözüm ne kadar gecikirse, sorunların o ölçüde artacağını ifade eden Kahveci, sağlıkta şiddetin önüne geçilmesi için artık ciddi adımların atılması gerektiğini belirtti.

sağlıkta
şiddet
önlenemiyor
Yorum (12)
Mal
Rumuzum mal çünkü koca bir tıp ordusu şiddet olaylarını kendi imkanları ile çözemiyorsa hepimiz malız. Meslek kısmına hamal yazdım çünkü bu malpraktis yasası , iş yükü ve şiddet riski altında çalışan aslında hamaldan bile zor durumdadır ama mal rumuzu ile kafiyeli geldigi icin bunu sectim. Arkadaslar, aylık 1000 şiddet vakasını öpüp basınıza koyun. Keşke o kadar olsa. Sadece ben 5 kes sözlü şiddet ve tehdide uğradım ve hiçbirini sinirlerim daha fazla bozulmasın diye şikayet etmedim. Ayrıca yargıya güvenim yok ve cezalar uyduruk. En az 10 binlerce bildirilmeyen şiddet vakaları var ve durum gittikçe kötüye gidiyor. Vatandaş sanıyor ki hala kaliteli sağlık hizmeti alıyorlar. Ciddi hastası olanlar durumun farkına varmislardir. Artık tüm doktorlar kacak güreşiyor. Ornegin ben koca hastanede akşamları dahiliye konsültasyon nöbeti tutuyorum. Koca gece onlarca servisin hiçbirinden aranmıyorum çünkü kimse servislere baslarını ağrıtacak hasta yatırmıyor. Bu sözler boş, iş işten gecti. Artık etkili şiddet yasası çıksa bile sistem biraz zor düzelir. Bıkana kadar tekrar tekrar yazdım arkadaslar, bu doktorlar gerizekalı değil diye. Elbette kendilerini koruyacak önlemleri alacak diye. Ama bu önlemler kesinlikle vatandasa yaramayacaktı elbette. Ne diyeyim daha? Yok mu burayı okuyan bir saglik bakanlığı bürokratı
0
Cevapla
Frankie Bellevan
teşekkürler helikonatör:aslına bakarsan sen ne kadar açıklasan da dilim veya beynim rumuz da olsa sana mal(hamal) demeye varmıyor,razı da gelmiyor. ne diyelim;kibarca söylemek gerekirse bizi öyle görenler utansinlar. yorumları okumadıklarını düşünmek çok zor. önceden cevap yetiştirirlerdi. ama eleştiri ve eleştiren sayısı arttıkça belki de kendileri de gerçekleri farkettikçe sesleri en azından medimagazinde duyulmaz oldu. sanki güçlü bir nörotoxic ajana maruz kalmış gibi felç olmuş ya da boks tabiriyle anlatacak olursak;pek çok defa kroke olmuş ve aslında çoktan abandone olması gereken durumdalar. yani yıldızları sayıyorlar. yine de aynı başarısız yöntem ve taktiklerle maça devam ettiklerini söylemeye gerek yok. çünkü önümüzde her şeye rağmen bu taktikleri yutan ve bu taktiklere kanan maçın bu şekilde kazanılacağını düşünüp üzerine bahse giren bir halk kitlesi var. burada doğru yönde yapılan eleştirileri kabul etmeyi "zayıflık" olarak gören,değerlendiren bir irade'den bahsediyoruz. böyle bir irade'den hayır gelir mi veya hayır beklenir mi? tam da burada değerli "rktr" uzmanımızın "sabim" ile ilgili ama genel eleştiri niteliği taşıyan,dönemin sağlık bakanına hitap ederek yazılmış 06/12/2012 tarihli "güncelliğini hala devam ettiren" yorumunu hatırlamakta,"izniyle paylaşmakta" ve geçen süre zarfında neyin değişip neyin değişmediğini kendimize sormakta yarar var. "sayın sağlık bakanlığı yetkilileri de aşağıdaki soruları kendilerine sorabilirler." RKTR (Uzm)06/12/2012 07:37:20 Sayın Sağlık Bakanımız sık sık yurtdışından örnekler verir. Özellikle rakam bazında karşılaştırmalı bilgiler verir. Böylece memleketimizin Batı’dan ne kadar üstün olduğunu, biz fanilere mütemadiyen kanıtlamış olur. Kendisinden rica etsek, acaba şu verileri de bizimle paylaşır mı : - Batı’da hangi ülkelerde Türkiye’deki cinsinden “SABİM” ve benzeri sistemler var ? (Nee ?! Yoksa hiçbirinde yok mu ?!! O zaman, Sayın Bakan bu soruyu pas geçebilir. Daha ilk soruyla zorlamayalım zat-ı alilerini ..) - Türk hekimleri, Batı’ya göre çok daha kötü şartlarda çalışmalarına rağmen, Batılı meslektaşlarının KAÇYÜZ MİSLİ şikayet ediliyorlar ? - Batı’da bir hekim şikayet edilirse ne olur ? Şikayetin haklılığını değerlendirecek ön eleme mekanizmaları nasıl işliyor ? - Türkiye’de de şikayetleri önden eleyecek bir sistem olacak mı ? - Oralarda şikayet edilen hekimin haysiyetiyle, şerefiyle, izzet-i nefsiyle oynanıyor mu ? - Batı’da DOKTOR DÖVME / ÖLDÜRME / İNTİHARA SEVKETME oranları ne alemde ? Tabii, ülkemiz ile karşılaştırmalı olarak soruyorum. Zor bir soru oldu, özür dilerim. - Almanya’da, İngiltere’de, Fransa’da, veya herhangi bir Batı ülkesinde, Başbakan veya yüksek bürokratlar veya Basın (veya Sağlık Bakanları) hekimlerle sık sık alay edip, onları halka hedef gösteriyorlar mı ? (Hay Allah, yine zor bir soru daha !..) - Batı’da bir yandan sosyal güvenlik kurumlarının başındaki şahıslar, “fazla ilaç ve tetkik yazan hekimleri takip eder, çırasını yakarız !” diye ortalığa korku salarken, diğer yandan da oradaki SABİM’ler “Doktor istediğim ilacı, tetkiki yazmadı !” diyen cahillerin şikayetlerini hemen kabul edip, doktordan “Niye istediğini yazmadın ?” savunma isterler mi ? - Türkiye’de binlerce kez olan bu manyakça çelişkinin, Batı’da tek bir kez bile olmamasına ne diyorsunuz ? Herhalde bu, ülkemizin hasta haklarında Batı’dan çok daha ileri (!) olduğunu gösteriyor, değil mi ? Eminim öyledir. Sayın Bakanım, son bir soru daha sorabilir miyim ? Dünya’nın hangi ülkesinde şu hukuk formülü uygulanıyor: Bir KATİL, bir veya birkaç masumu taammüden katleder, birkaçını da yaralar: Sadece HAPİS alır. (Birkaç sene sonra da çıkar. Af, iyi hal, tahrik filan da olabilir. Tekrar adam öldürür. Yatar, yine çıkar. 3-4-5-6 kişiyi öldürüp, 8-10 seneyle yırtanlar biliyorum. O kadar çok örneği var ki. Günlük gazetelere bakmak kafi. Ne diyorsunuz, 35.000 kişiyi öldürten bile yakında çıkabilir). Bir DOKTOR, “malpraktis”ten suçlu bulunur (ki, çoğu zaman hiç hatalı bile değildir): + TAKSİRLE ADAM ÖLDÜRMEKTEN HAPİS + MASİF TAZMİNAT + MESLEKTEN MEN + ÇİFT DAVADAN YILLARCA MAHKEMELERDE SÜRÜNME VE TONLA AVUKATLIK ÜCRETİ + İTİBARININ ve HAYATININ MAHVOLUŞU alır. (Öte yandan katillerin hiçbirisi, 35.000 kişiyi öldürten dahil, 1 kuruş tazminat ödemez ve mesleklerinden men edilmez). Evet, sevgili Bakanım. Değerli yanıtlarınızı bekliyorum. …………. Neyse, hadi cevap vermeseniz de olur. Nasıl olsa Kıyamet Günü geldiğinde, BAŞKA BİRİSİ sizden bu soruların cevabını söke söke alacak. O gün, bugünkü gibi soruları duymazdan gelmek gibi bir şansınız olmayacak. Siz istemeden diliniz her şeyi anlatacak zaten. (Ne yalan söyleyeyim, bunu düşünmek bile öfke ve kederimin % 99’unu gideriyor. Herhalde sizin ve ekibinizin endişesini de % 1 milyon arttırıyordur. E ama, kötülük eken, kötülük biçer).
0
Cevapla
drpediartist(şimdi çoban ve çiftçi)
Mal hocam tebrik ederim çok güzel özetlediniz. Bende pediatri endokrin yandalını bıraktım DANA besiciliğine başladım. HUZURU BULDUM TAVSİYE EDERİM.
0
Cevapla
ismail çeçen
sayın mal meslektaşım, bu şekilde hitap etmekten üzülüyorum,sizden ricam gerçek adınızla yazmanızdır, söylediklerinize tamamen katılıyorum,ancak ekleyeceklerim var, bu şiddetin sorumlusu cehaleti örgütleyerek üzerimize sevk eden akp siyaseti ve sağlıktaki dönüşüm uygulamalarıdır,bu konu amerikalının sağlıkta dönüşüm kitabında yazıtor ve bizimkiler çevirip hıfzıshha kurumundan yayınladılar,ancak diğer suçlu meslektaşlarımızdır,cehalet karşısında bir aydın sorumluluğuyla direnmek ve hastayı püskürtmek yerine,söz söylememek,sessiz kalmak,kaçmak gibi korkakça davranışlara yönelmişlerdir,söylediğiniz gibi emekliliği gelen hemen ayrılıyor ve mesleğide bırakıyor,çalıştığım muğla ilinin ilçelerinde örneğin dalamn,ortaca ,fethiye,köyceğizde o kadar çok kariyerli emekli meslektaşlarımız varki,içlerinde prof lar doç lar var,kimisi palmiye ihracatı yapıyor,kimisi doğal yaşam köyü kurmuş kimisi ev yapıp satıyor, ne kutsal mesleği,insan ve bakanlık kutsal meslek sahiplerine böyle it muamelesimi yapar, kutsal dedikleri şu iki mesleğe yani imamlar ile hekimlere yapılan ahlaksızlığa ve saygısızlığa bakın siz,yok öyle kutsallık sadece hamallık ve enayilik var, saygılar dr.ismail çeçen
0
Cevapla
nedim uz
Nefret dili ayrıştırmacı aşağılayıcı alaycı usluplar,birini diğerine kışkırtmak ve bu arada kendini kutsatmak bakın işte ben yapıyorum ama bu doktorlar var ya hepsinin eli sizin cebinizde...Bu söylemler karşılığını buldu.İnsanlarda hekime karşı ne saygı ne sevgi kaldı.vatandaşta mecbursun yapacaksın havalarında.Son seçimlerde gösterdiki siyasetçi aldatma cambaza baktırma ama bu arada götürme işini çok iyi biliyormuş.Ülkede bozulmayan dejenere olmayan nerede ise hiç bir şey kalmadı.Nezaketten yoksun sokak ağzı ülkeyi giderek vandallaşmaya götürdü.Bundan en büyük hisse sağlıkçılara düştü.Ama bunca dayağa tehdide rağmen mevcut ikdidar şu an sağlıkçılardan bile %45 oy alabildiğine göre sözün bittiği yerdeyiz..
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir