Ünlü doktor davayı kaybettiği gün can verdi

Dikkat ettiyseniz, bu haberde Milli Tıp Hukuku Formülü kurbanı merhum Dr. Uysal’ın savunması yok. Onu da ben veriyorum: http://www.hurriyet.com.tr/kelebek/paparazzi/27656055.asp

Arkadaslar, meslektaşımızın mi geçirmesine vesile olan olay bu dava olabilir. Kesin böyle kimse diyemez tabi ki ama biz doktorları bu davalar olağanüstü etkiliyor. Yüzde yüz haklı bile olsak canımız inanılmaz derecede sıkılıyor. Meslektaşlarım bana hak verecek, dava riski çok büyük stres faktörü , hele bir de dava açılırsa tek başına bir depresyon, panik ve anksiyete sebebi. Bu nedenle akıllara zarar malpraktis yasasının mutlaka yumuşaması lazım.

Mezdeke Aynur Hanım artık kariyerine asimetrik memelerle devam etmek zorunda çünkü bu haberden sonra sanırım hiçbir cerrah ona el sürmeyecektir.

Saglik sendikalarinin mudahil oldugu olume sebebiyet vermekten dava mutlaka acilmali.

Yıllardır doktorlara dava açmanın hastalar ve avukatlar için bir “para kazanma aracı” haline geldiğini yazıyorum. Mesleği “erotik dansözlük” olan kadın, opere meme ca. Radyoterapi, kemoterapi almış. Kendi ifadesine göre, 47 yaşında bile mesleğine devam ediyor. “Göğsüm asimetrik oldu !” diye 50.000 lira istiyor protez takan doktorundan. Savcılığın takipsizlik kararı vermesine rağmen, hekimi kusurlu bulup ceza veriyorlar. Dikkatinizi çekerim, hukukta “TAKİPSİZLİK” demek, hekimin oluşan olumsuz sonuçla hiçbir alakası yok demektir. Ki, üstelik bunu söyleyen de Savcı. Yani, bizzat suçlama makamı. Savcı, hep suçlayan taraftır. O bile bir kusur görmüyor. Ama yine de “Sistem” hekimin yakasını bırakmayacak. Canına okumadan göndermeyecek adamcağızı. Yıllarca mahkemelerde git-gel, git-gel, pinpon topu gibi oynadıkları doktora tazminat cezası veriyorlar. Felaket sadece bundan ibaret değil elbette. Türkiye’deki hukuk sistemine göre; SERİ KATİL ; sadece hapis alır. 5-6 seneyle sıyıran çok katil var. Çıkar, yine temizler. Çok örneği var. ABDULLAH ÖCALAN ; 40.000 ölümden sorumlu olduğu ve Türkiye’ye en az 1.2 trilyon dolara malolduğu açıklandı. “Sayın Öcalan” sadece hapis aldı. Ne katiller, ne de “Sayın Öcalan”, mesleklerinden men edilmeyecekler. Yaptıkları için 1 kuruş tazminat da ödemeyecekler. Öte yandan, ülkemizde yürürlükte olan MİLLİ TIP HUKUKU FORMÜLÜ gereğince, “suçlu bulunan” bir TIP DOKTORU ise; Çift dava yer ve HAPİS + TAZMİNAT + MESLEKTEN MEN ile yargılanır. Sonunda aklansa bile, en az 7-8 sene mahkemelerde debelenir. Dolayısıyla ölen meslektaşımız sadece tazminat değil, Türk Ceza Kanunu’ndaki adıyla “Taksirle Adam Yaralamak”tan muhtemelen hapis cezası da aldı ve belki meslekten menni de gündeme geldi. Kendini savunmak için yıllarca Adliyelerde süründükten, ve Allah bilir avukatlara ve diğer masraflara kaç milyar harcadıktan sonra, davayı kaybediyor ve hemen akabinde kalp krizinden düşüp ölüyor. Üşenmedim, bugün iki ayrı Kardiyoloji hocasıyla konuştum. İkisi de, “ağır emosyonel streslerin enfarktüsü gayet kolay tetikleyebileceğini, bunun hiç de nadir olmadığını” söylediler. Sonuç: “Memem asimetrik oldu, bana para ver !”  Genç bir insan hayata veda etti. ………. Ben burada “Türkiye’de hekimler mahkemelerde katillerden daha kötü şartlarla yargılanıyorlar !” diye yazıp durduğumda, bazı değerli kardeşlerim tarafından alaycı bir şekilde “Yav argadaş, sen ne diyon la, Milli Tıp Hukuku Formülü de neymiş ?” muhabbeti yapılıyordu. Ama işte, bu feci acılı bir süreçtir. Allah, böyle abuk-subuk konuşan meslektaşlarıma bile bu felaketi vermesin. (Lütfen yayınlayınız)