Medimagazin logo

Göksel Kalaycı'nın eşi: Biliyorum sen öldürdün

İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Göksel Kalaycı'yı öldürdükleri iddiasıyla müebbet hapis cezası istenen Yusuf Cevahir ve kendisine yardım ettiği ileri sürülen Hasan Kokoğlu'nun yargılandıkları davanın duruşması sona erdi
Göksel Kalaycı'nın eşi: Biliyorum sen öldürdün
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Göksel Kalaycı'yı öldürdükleri iddiasıyla müebbet hapis cezası istenen Yusuf Cevahir ve kendisine yardım ettiği ileri sürülen Hasan Kokoğlu'nun yargılandıkları davanın duruşması sona erdi.


Gelmeyen tanıkların zorla getirilmesine karar verilen duruşmada, lunapark görevlisiyle, yetkili Gündüz Meriç'in de ifadelerine başvurulmasına karar verildi.


İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Yusuf Cevahir ile Hasan Kokoğlu ve öldürülen profesörün eşi Nurlan Kalaycı avukatlarıyla katıldı.

Sanık Yusuf Cevahir mahkemeye verdiği ifadesinde, daha önce Cumhuriyet Savcılığı'nda verdiği ifadelerini tekrar ettiğini belirtti. Eğer mahkeme heyeti kendisine soru soracaksa onlara cevap verebileceğini söyledi.


Sanık Cevahir, "Ahmet Cevahir' amcazadem olur. Onun ölüm haberini aldıktan sonra moralim çok bozuldu. Olay günü hastanenin parkında bir bankta oturuyordum. Bir gürültü ve karmaşa oldu. Olaya ilişkin bütün bildiklerim bunlardır benim işlenen cinayetle ilgili herhangi bir alakam yoktur. Ben adam öldürecek olsam, kardeşimi vuranları öldürürdüm, adam öldürürsem İstanbul'u terk ederdim" şeklinde ifade verdi. Nurlan Kalaycı'nın avukatı Şeref Dede'nin, sanık Cevahir'in montunun kolundaki barut yanığı lekesinin neden kaynaklandığını sorması üzerine Cevahir, "Hasım sahibiyim. Sabıkam nedeniyle silah ruhsatım iptal edilmişti. Bu nedenle bazen yakınlarımın silahlarını alıp atış talimi yapardım" dedi.


Diğer tutuklu sanık Hasan Kokoğlu ise memleketi olan Trabzon Çaykara'dan kanser hastası olduğu ve tedavisinin yapılması için sık sık İstanbul'a geldiğini, bu nedenle Yenikapı'daki lunaparkta işe başladığını, evi olmadığı için yaklaşık 2 aydır lunaparkta bulunan bir karavanın içinde yatıp kalktığını söyledi. Karavanda bulunan bir el bombası, 37 mermi ve şarjörün kendisine ait olmadığını, kime ait olduğunu ise bilmediğini belirten Kokoğlu, "Benim olayla bir ilgim yok" diye konuştu. Kokoğlu ile Cevahir, birbirlerini hemşehri olmaları nedeniyle tanıdıklarını söyledi.


Öldürülen Profesör Göksel Kalaycı'nın eşi Nurlan Kalaycı ise kendisi için çok değerli olduğunu belirttiği eşini kaybettiğini belirterek, "Alınan bir karar neticesinde olduğunu biliyorum. Bu kişilerin tek kişi olduğuna inanmıyorum. Ölen kişinin intikamını aldılar. Onları tanımam. Onlar da beni tanımazlar. Acaba beni
görünce üzüldüler mi merak ediyorum" diye konuştu. Kalaycı, sanık Cevahir'i göstererek "Biliyorum sen öldürdün" dedi.


Duruşmaya çağrılan 21 tanıktan 18'inin ifadesine başvuruldu. Tedavi olurken ölen Ahmet Cevahir'in şoförü olduğunu belirten Mehmet Kazancı, bir telefon konuşması sırasında patronunun, kendisini tedavi eden doktorlara, "Ben ölürsem siz de ölürsünüz" dediğini duyduğunu söyledi. Kazancı, bu sözlerin şaka yoluyla söylendiğini belirtti.

Öldürülen Profesör Kalaycı'nın mesai arkadaşı doktor Seyfi Alper Toker ise Kalaycı'nın, "Ameliyatında komplikasyon çıkarsa başımıza kötü şeyler gelir. Tatsız şeyler yaşayabiliriz" dediğini, kendisinin de önemsemediğini söyledi. Toker, "Başarılı olamazsak bizi öldüreceklerini söyledi. Çok da
önemsemedim ama bu zaman zaman tekrar edince ben de, 'koruma isteyelim' dedim. Bana 'onlar isterlerse yine de yaparlar' diye cevap verdi. Bir defasında da hasta Ahmet Cevahir, 'ben ölürsem, ölümüm üçümüzün ölüm ilanı aynı gün çıkacak' şeklinde söylemişti. Bunu da önemsemedim. Olay günü hasta öldüğünde saat 08.30'a doğru Göksel hocayla telefonda görüştük. Ancak ölüm haberini kendisine söylemedik. Çünkü bu konuşmaları yüzyüze yapardık" diye konuştu.


Olay günü otomobilini park ettiği sırada 7-8 el silah sesi duyduğunu belirten tanık Gonca Emel Karahan, "Sesin geldiği yere doğru yürüyordum. Yokuş aşağı kaçan biriyle karşılaştım. 'Yukarda ne oluyor?' diye sordum. 'Adam vurdular' dedi. Tahminen 3-4 metre mesafedeydik. Onun heyecanlı tavırlarından arkadan silahlı biri geliyordur diye ben de korktum. Lacivert montu vardı. Montunun altı lastikliydi. Pantolonu koyuydu. Ayakkabısı köseleydi. Beyaz tenliydi. Göze batacak gibi sakalı yoktu. Bıyığı vardı" diyen Karahan, hakimin sorusu üzerine, bu kişinin sanık sandalyesindeki Yusuf Cevahir olduğunu söyledi.


Tanık ifadelerinden sonra söz alan Yusuf Cevahir, "Amcam esprili bir insandı. İnsanların arasında kendini belli ederdi. Zaten 'Halter Ahmet' lakabıyla bilinirdi. Şaka ve latifeleriyle insanları korkutmayı severdi. Eğer böyle bir şey düşünseydi bize ihtiyaç bile duymazdı. Kendisi yapabilirdi bunu. Zaten hayatı bitmiş bir adamdı. Göksel Hoca gibi değerli bir insana böyle bir düşüncemiz olamaz. Biz inançlı insanlarız. Maddi ve manevi olarak mağduruz. Bilinen geniş bir ailemiz var ve buna leke sürülmek isteniyor" şeklinde konuştu.
İfadelerin ardından Cumhuriyet Savcısı, olay sırasında karavanda arama yapan polis memurları ile lunapark görevlisinin tanık olarak dinlenmesini istedi. Lunaparkta ele geçirilen el bombasının savaş silahı olup olmadığının ve lunapark görevlisi ile yetkilisinden bu bombanın Hasan Kokoğlu'na ait olup olmadığının sorulmasını talep etti.


Gelmeyen tanıkların zorla getirilmelerine karar verilen duruşmada lunapark görevlisi ile yetkili Gündüz Meriç'in de ifadelerine başvurulmasına karar verildi. Ele geçen bombanın 6136 sayılı kanunun ek 5 maddesi kapsamında savaş silahı olup olmadığının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumuna yazı yazılmasına karar verilen duruşma ertelendi.


İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Prof. Dr. Necip Göksel Kalaycı'nın 11 Kasım 2005 tarihinde, işyeri olan İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nin otoparkında silahla vurularak öldürüldüğü belirtiliyor. Bu konuya ilişkin yapılan soruşturmada, Prof. Dr. Kalaycı'nın yaklaşık 1 yıl önce ameliyat ettiği Ahmet Cevher'in, ''Ben ölürsem sizde öleceksiniz'', ''Ben ölürsem aynı gün ölüm ilanlarımız birlikt Cevahir'in şoföre çıkar'', ''Tahlil sonuçları iyi çıkmazsa sizin için iyi olmaz'' gibi beyanlarda bulunduğunun tespit edildiği anlatılan iddianamede, bir süre Almanya'da da tedavi gördükten sonra Türkiye'ye dönen Ahmet Cevahir'in 11 Kasım 2005 tarihinde saat 03.00 sıralarında öldüğü kaydedildi.


Bu yönde genişletilen soruşturmada, olayı Yusuf Cevahir'in gerçekleştirdiğinin, Hasan Kokoğlu'nun da Cevahir'e eylemlerinin tüm aşamalarından yardım ettiğinin belirlendiği anlatılan iddianamede, Cevahir ve Kokoğlu'nun ''Kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmek'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması isteniyor.


İddianamede ayrıca, Cevahir'in 6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu' 13. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 1 ile 3 yıl arasında, Kokoğlu'nun da aynı kanunun 13. maddesinin 2. fıkrası uyarınca 5 ile 8 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.

İHA
göksel
kalaycı'nın
eşi:
biliyorum
sen
öldürdün
Yorum (1)
Mücahit Altuntaş
Sağlık söktörünün temel saiki ne ? Sağlık sektörü hasta hekim ilişkisini standarda oluşturuldu mu? Hasta bakma süresi ne alemde ? Neden bu kadar çok hasta sisteme pompalanıyor ? Son on yıllardır neden bu sorun çözülemiyor ? Sağlık sektörü bütünsel yaklaşım sergiliyor mu? Sağlık sektörü hastanın bilgisini sorununu paylaşıyor ve ilgili uzmanlığa refere ediyor mu? Tıp neden bu kadar parçalı halae geldi ?Herkes pazaramı çıkıyor?Sağlık oluyor mu? Sağlık sektöründe bu anlamada sevk sistemi var mı ? Son 10 yılda OECD ülkelerindeki sağlık harcamalarındaki ortalama artışın yüzde 3,6; Türkiye’de ise yüzde 8,6 düzeyinde gerçekleşmesi ülkemizdeki sağlık verilerine yansıdı mı ? Sağlıkta şiddet neden oluyor , üstelik artıyor ? Sağlık personelinin ve emeğin değeri ne alemde ? Sağlık çalışanın çalışma ortamı neden böyle ?Kargaşa , pecmurdelik yok mu ?Acil servislerin hali ne ? İş yükü , hastanelere müracat sayıları neden böyle ? İş sağlığı ve güvenliği , iş kazaları açısından Dünyadaki yerimiz değiştimi ,bu yansımayı görüyormuyuz ? Bu verileri ve soruları ele alan yazı yazmanızı umuyorum. Hep Fizyolojik sınırlar , normalleşmeler diliyorum.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir