Medimagazin logo

2 liseli tıp dünyasını sarstı

İstanbul’da, iki lise öğrencisi izledikleri bir haber sonrasında kanserojen maddelerle ilgili araştırmalarında hem kendilerini hem de doktorları şaşırtan bir tespite ulaştı. Serum poşetlerinde 260 kat fazla kanserojen madde olduğunu ortaya çıkaran öğrenciler Sağlık Bakanlığı’nı harekete geçirdi.
Kaynak: TRT HABER
2 liseli tıp dünyasını sarstı
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Araştırma sonrası Tıbbi Cihaz Piyasa Gözetim Denetim Kurumu serum ambalajlarını piyasadan toplatarak inceleme altına aldı. Şaşırtan tablo üzerine onkoloji uzmanı, “Kaş yapalım derken göz de çıkartabiliyormuşuz” diye olayı yorumladı.

DOKTORLARI ŞAŞIRTAN BULUŞ

İstanbul’da, 11’inci sınıf öğrencileri Yusuf Berk Güçlü ile Ahmet Sadık Gülgeç izledikleri bir haberden yola çıkarak Sağlık Bakanlığı’nı harekete geçirdiler. Kırtasiye malzemelerinden tekstil ürünlerine, kişisel bakım ürünlerinden temizlik maddelerine kadar uzanan kanser yapıcı madde içerikli ürünleri piyasadan toplayan öğrenciler laboratuvarlarda yaptırdıkları analizle ilginç sonuçlara ulaştı.

Öğrencileri şaşırtan araştırma sonucu serum ambalajlarındaki kanserojen madde oranı oldu. Sonuçlar sonrasında öğrenciler danışman öğretmenleri vasıtasıyla çevre ve insan sağlığına zararı bulunmayan ‘Eastman 168tm Plastifiya’ maddesinin kullanıldığı serum ambalajı üretimi gerçekleştirdi.

Öğrencilerden Yusuf Berk Güçlü, projenin doğuş fikrinden gelinen noktadaki durumuna ilişkin bilgi vererek şunları söyledi: “İzlediğimiz haberler sonrasında fitalatların birçok üründe kullanıldığını gördük. Örneğin tişört baskılarında, kırtasiye malzemeleri ve elektrik kablolarında. Biz de piyasadan topladığımız rastgele ürünlerde fitalat analizleri yaptık ve en fazla fitalatın serum ambalajında olduğunu gördük. Öncelikle şaşırdık. Çünkü serumlardan direkt kana solüsyon geçiyor ve en fazla fitalat serumlarda olduğu zaman kan vasıtasıyla vücuda yayılıyor kanserojik madde olduğu için de zararının olduğunu biliyoruz. Bu yüzden biz de Çevre ve İnsan Sağlığına Zararı Bulunmayan Eastman 168tm Plastifiyanın kullanıldığı ismiyle bir proje geliştirdik ve fitalat analizini bu üretilen ambalaja uyguladığımızda herhangi bir fitalat türeviyle karşılaşmadık.”

260 KAT DAHA FAZLA KANSEROJEN MADDE VAR

Öğrencilerden Ahmet Sadık Gülgeç de, serum ambalajında üç kısımda kanserojen madde oranlarına rastladıklarını açıklayarak şöyle konuştu: “Serum ambalajlarında öncelikle üç kısımda fitalatın olduğunu tespit ettik. Bunlar mavi uç kısım, şeffaf kısım ve şeffaf ambalaj kısımları. Bunlara uyguladığımız analizlerde mavi uç kısımlarda 260 kat, şeffaf kısımda 120 kat, şeffaf ambalaj kısımda 220 kat daha fazla fitalatın olduğunu tespit ettik. Bunlarla karşılaştığımız zaman insan, çevre ve hayvan sağlığını ciddi anlamda tehdit ettiğini düşünmeye başladık. Doğaya geçişi de aşırı derecede fazla olduğu için hayvanlarda da birikimi olduğundan gelecek nesiller için tehlike doğurabilir.”

SERUM AMBALAJLARI TOPLATILMAYA BAŞLANDI

Projeye danışman öğretmenlik yapan Meryem Özgan, öğrencilerin söz konusu başarısının insan sağlığı açısından değerlendirildiğinde hem tıp hem de bilim dünyasına ışık tutacak nitelikte olduğunu söyledi.

Danışman Öğretmen Meryem Özgan, konunun Sağlık Bakanlığı’na iletilme sürecine ilişkin şöyle bilgi verdi: “Ambalaj üretimi noktasında çalışmaları devam ettirirken aynı zamanda Sağlık Bakanlığı’na iletmemiz gerekiyordu. Öğrencilerimiz Sayın Emine Erdoğan’a ulaştı. Sağlık Bakanlığı arkasından harekete geçti, bizimle iletişime geçerek neler yapabiliriz ve nasıl çalışma yapabiliriz? Diye bununla ilgili fikirlerimizi sordular ve kendilerine raporlarımızı gönderdik. Tıbbi Cihaz Piyasa Gözetim Denetim Kurumu en son yaptığı bilgilendirmede piyasalardan rastgele serum ambalajlarının toplatıldığı ve araştırmalarının başlatıldığını öğrendik.”

'KAŞ YAPALIM DERKEN GÖZ ÇIKARTABİLİYORMUŞUZ'

Onkoloji Uzmanı Prof.Dr. Yavuz Dizdar da, Türkiye’nin kanser haritasının Amerika’yı izleyen bir noktada olduğunu dile getirdi. Öte yandan, insanın damarından verilen sıvıyı ambalajlayan malzemenin içinde de kanser içerikli madde olmasının kendilerini şoke ettiğini söyleyen Dr. Dizdar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şaşırdım. Çünkü bunun içinde de kullanılmış olabileceği ya da sıvının içine geçtiğini hesaba katmadan piyasaya sürmüş olabilecekleri aklıma gelmezdi. Tıpta kullandığımız bir ürün olarak küçük ambalajdan tutunda daha büyüğüne göre çok güzel seçenek oluşturuyordu. Cam şişeye göre üstünlükleri var. Ancak içerik olarak fitalat içermesi durumu bizim de dikkatimizi arkadaşlarımız nedeniyle ilk kez çekti. Serumun poşetinin hazırlanmasında esnek olması için kullanılan fitalatın insan vücuduna da bir şekilde geçebiliyor olması olasılığı ile doğal olarak karşılaşmış olduk. Nitekim yapılan çalışmalarda fitalatın olması gerekenin çok çok üstünde olduğunu göstermiş oldu. Demek ki biz kaş yapalım derken göz de çıkarabiliyor muşuz. Ve bir şekilde insanların vücuduna bu serum ambalajları nedeniyle böyle bir riski verebiliyor muşuz. Bizim burada dikkatimizi çeken şaşırtan şey sağlıkla ilgili doğrudan insanın damarından verilen sıvıyı ambalajlayan malzemenin içinde de çıkabiliyor olması.”

FİTALAT NEDİR?

İnsan sağlığı ve çevreye zararlı olabilecek tüm ürün ve kimyasalları kontrol altında tutan Ekoteks Laboratuvarı Teknik Müdürü Sevim Razak da, fitalat maddesinin içeriğine ilişkin bilgi vererek şunları söyledi: “Fitalatların kendisi kanserojendir. Fitalatlar özellikle plastiğin sert ve kırılgan yapısını daha kolay ve işlenebilir hale getirmek amacıyla endüstriyel alanda kullanılan yumuşatıcı plastizayırlar olarak biliniyor. Boya ve mürekkep, matbaa ürünleri, kişisel bakım ürünleri, tekstil ayakkabı çanta malzemelerinde fitalat analizlerinde rastlayabiliyoruz. Kanserojen olduğu için özellikle endokrini bozucu maddeler olduğunu biliyoruz. Plastiğin kullanılacağı ürüne işleme sırasında fitalat katılıyorsa, ürünün daha sonrasında kullanılması ile elbette doğaya ve çevreye karışımı yıllar boyunca bozulmadan kalabilmesi ekolojik sistemde zarar vermesi mümkündür.”

2
liseli
tıp
dünyasını
sarstı
Yorum (3)
Frankie Bellevan
okulların önünde satıldığı söylenen uyuşturuculardan,çocukların uyuşturucu madde bağımlılığından ne haber? kardeşlerim biraz daha büyüsünler,bakalım daha ne yaman çelişkiler farkedecekler. bakalım o zaman da tebessüm edebilecekler mi? bir zamanlar bizler de kafası çalışan gençlerdik,bireylerdik ama zamanla gördüklerimize yaşadıklarımıza gariban beynimiz isyan etti,zavallının yük kaldıracak,yük taşıyacak hali de kalmadı. artık rölantiye razıyız. bu ülkede beynin yüksek kapasiteyle çalışması ile makam,mevki,kazanç ters orantılı.
0
Cevapla
ömer yılmaz
IARC fitalat'ı (phtalate) kanserojen saymıyor. Endokrin bozuculardan (endocrine disruptors) olduğu kabul edilmiş. Ancak bu etki doz bağımlı olduğundan NOEL ve NOAEL değerleri hesabı yapılmadan insanları telaşa düşürmek akıllıca değil. Bu sefer fitalatsız ürünler reklamlı pazar oluşuyor. Bilen bilmeyen konuşmasın konuyu toksikologlara danışın lütfen.
0
Cevapla
Frankie Bellevan
1-proje danışmanı öğretmen konunun "sağlık bakanlığına" iletilme sürecini şöyle özetlemiş: öğrenciler önce sayın emine erdoğan'a ulaşmışlar. daha sonra da "haliyle" sağlık bakanlığı harekete geçmiş. ve işin garip tarafı bakanlığımızdaki ilgililer "neler yapabiliriz,nasıl yapabiliriz" diye de projeyi hazırlayanlara sormuşlar. karşılık olarak gençlerde; projelerindeki "eastman 168tm plastifiyadan" bahsedip,nezih bir şekilde muhataplarını bilgilendirmişlerdir. muhtemelen:bakanlık personeli gençlerin konuya ne derece hakim olup olmadığını test etmek ya da "kardeşim bu projeyi başımıza nereden bela ettiniz,uğraşacak daha başka bir proje,alan bulamadınız mı,başımıza ne büyük bir dert açtığınızın farkında mısınız?" demek istemişlerdir. 2-bu durum:olası riskler(!?) anlatılarak bir yandan "acil servislerde" hiç gerekmediği halde,hasta yakını zoruyla taktırılan sıvıların sayısını azaltabilir öte yandan hekim tarafından gerekli görülen,zorunlu olan vakalarda ciddi tartışmaları,suçlamaları ve kavgaları da beraberinde getirebilir. yakında konuyla alakalı davalar bile açılabilir. aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık. artık karşıdakinin durumuna göre,bilinç düzeyine göre hareket edilecek. 3-bundan sonra sorunlarımı,sıkıntılarımı ben de en kısa ve sağlam yol olan sayın emine erdoğana iletsem mi diye düşünmeden edemiyorum. ama belli ki bu düşüncede de çok geç kalmışız,kaldık. ülkemizde bu gibi konularda hızlı davranan,bu "joker" seçeneği ilk sırada kullanan uyanık birileri her dönemde mutlaka bulunur.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir