Medimagazin logo

Türkiye'nin 'ithal ilaç' faturası kabarık

Türkiye'nin geçen yılki ilaç ithalatı bir önceki seneye göre yüzde 5,5'lik artışla 4,7 milyar dolar olarak gerçekleşti
Türkiye'nin 'ithal ilaç' faturası kabarık
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

KOCAELİ -Akılcı ilaç kullanımının sağlanması ve ilaç ihtiyacının yerli kaynaklardan karşılanması konusunda önemli adımlar atan Türkiye'nin geçen yılki eczacılık ürünleri ithalatı yüzde 5,5'lik artışla 4,7 milyar dolar oldu. Böylece, son 5 yılda ithal ilaç için ödenen tutar 23,5 milyar dolara ulaşırken, bu rakam ülkenin bazı mega projelerinin maliyetlerini geride bıraktı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ilaç ihracatı son 5 yıllık dönemde istikrarlı bir şekilde artış gösterirken, ithalat ise dalgalı bir seyir izledi. Eczacılık ürünleri ihracatı 2010-2014 döneminde yüzde 40'lık artışla 856 milyon dolara ulaşsa da ithalatın sadece yüzde 18'lik kısmını karşılıyor.

Türkiye'nin 2010'da 4,8 milyar dolar olan ilaç ithalatı 2011'de 5 milyar dolara yükselirken, 2012'de 4,3 milyar dolara geriledi. 2013'te 4,5 milyar dolar olan eczacılık ürünleri ithalatı, 2014'te yüzde 5,5'lik artışla 4 milyar 743 milyon 488 bin dolara çıktı. Böylece, 5 yıllık ilaç ithalat faturası 23,5 milyar dolar olarak gerçekleşti.

İthal edilen ilaçlar için son 5 yılda ödenen meblağ, Türkiye açısından önemli bazı projelerin maliyetleri ile karşılaştırıldığında da ilginç sonuçlar ortaya çıkıyor. Buna göre, 5 yıllık dönemde ithal ilaca aktarılan kaynakla 1 Sinop Nükleer Santrali, 2 İstanbul'a yapılan 3. havalimanı, 4 Marmaray, 6 Yavuz Sultan Selim Köprüsü Projesi gerçekleştirilebiliyor.

- En fazla ithalat Almanya'dan

Yurt dışından satın alınan ilaçlara ödenen meblağın 4,1 milyar dolarına denk gelen yüzde 87'lik kısmını tedavide veya korunmada kullanılmak üzere hazırlanan dozlandırılmış ilaçlar ile insan kanı, hayvan kanı, serum, aşı, toksin ve benzeri ürünler oluşturdu.

Bu dönemde 97 ülkeden eczacılık ürünü satın alan Türkiye'nin en fazla ödeme yaptığı ülke 885 milyon 792 bin dolarla Almanya olurken, bunu 601 milyon 295 bin dolarla ABD, 450 milyon 518 bin dolarla Fransa, 429 milyon dolarla İsviçre, 328 milyon 205 bin dolarla İtalya takip etti.

Türk ilaç endüstrisinin geçen yılki başlıca ihracat pazarları ise Güney Kore, İsviçre, Almanya, Irak, İran, Rusya, ABD ve Azerbaycan olarak sıralandı.

- "Düşük fiyat uygulamaları ihracatçıyı zorluyor"

İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) Genel Sekreteri Turgut Tokgöz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de ilaç fiyatlandırma sisteminin 2004 yılına kadar maliyet-kar esasına dayanırken bu tarihten itibaren referans fiyat uygulamasına geçildiğini söyledi.

Avrupa Birliği (AB) uyum kriterleri çerçevesinde çıkartılan yönetmelik kapsamında ilaç fiyatları belirlenirken ilaçların en ucuz olduğu 5 AB ülkesindeki fiyatların baz alındığını aktaran Tokgöz, ilaçlar bu 5 ülkeden hangisinde daha ucuzsa Türkiye'de de o fiyatın referans alındığını kaydetti.

Tokgöz, bu politikaların yanı sıra SGK'ya uygulanan iskontolarla birlikte dünyadaki en ucuz ilaç fiyatlarının Türkiye'de oluştuğunu vurgulayarak, "Türkiye'de uygulanan düşük fiyat politikaları, ihracat hızının azalmasında rol oynayan önemli faktörlerden birisidir. İhracat pazarlarındaki sağlık otoritelerinin kendi ülkelerinde de bu düşük fiyatları uygulatmak istemesi ilaç endüstrisinin dış pazarlarda etkin pazarlama yapmasını engellemektedir. Bu durumda üreticiler, üretim imkanı bulunan ihracat pazarlarında daha yüksek fiyat alabilmek adına fason üretim yaptırmayı tercih etmektedir" değerledirmesinde bulundu.

- "Türkiye'de üretilen birçok ürünün eşdeğeri ithal ediliyor"

"Düşük fiyat uygulamaları, ilaç ithalatındaki büyümenin hızlanmasında en önemli etkenlerden biri" iddiasında bulunan Tokgöz, "Bu ortamda birçok yeni ürün ülkemizde ruhsatlandırılmamakta ve pazara sunulmamaktadır. Gerektiğinde bu ürünler Türk Eczacıları Birliği (TEB) aracığıyla ithal edilmektedir. TEB, bu ürünleri üretici değil depocu fiyatı üzerinden ve iskontosuz olarak ithal ettiği için ithalat daha yüksek fiyatlarla yapılmaktadır" ifadesini kullandı.

Tokgöz, Kalkınma Bakanlığı'nca geçen yılın kasım ayında "Onuncu Kalkınma Planı" çerçevesinde "Sağlık Endüstrilerinde Yapısal Dönüşüm Eylem Programı"nın açıklandığını hatırlatarak, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu eylem planları yurt içi ilaç ihtiyacının değer olarak yüzde 60'ının yerli üretimle karşılanması, ithal ürünlerin yerli eşdeğeri varsa ürünün tedarikinde gerekli güvencenin alınması kaydıyla ithal ürünlerin geri ödeme listesinden çıkarılması gibi önemli hedef ve kararlar içermektedir. Ancak henüz bu konularda adım atılmamıştır. Dolayısıyla, Türkiye'de imal edilen birçok ürünün aynı zamanda ithalatının da devam etmesinden ötürü gereksiz bir ithalat hacmi oluşmaktadır. Yeni önlemler alınmadan 2015'te ithalatın gerilemesi beklenmediği gibi ihracatın ancak tek haneli büyüme göstereceğini tahmin ediyoruz."

Türkiye'nin son 5 yıla ilişkin ilaç ihracat-ithalat gelişimi şöyle:
Yıl     İhracat (Bin $)     İthalat (Bin $)     İhracat/İthalat (%)
2010     611.956     4.786.695     12,8
2011     620.383     5.092.960     12,2
2012     720.090     4.353.517     16,5
2013     817.663     4.497.956     18,2
2014     855.728     4.743.488     18,0

türkiye'nin
'ithal
ilaç'
faturası
kabarık
Yorum (2)
Mücahit Altuntaş
Sağlıkta dönüşüm ile sağlıkta yapılan işlem son on yılda %300 artarken , işin doğası gereği ilaç kullanımı da arttı ! Sağlık Bakanlığının verilerine göre ! 2005 2014 yılları arasında kişi başı ilaç kullanımı %100 artmış.12kutudan 25kutu kişi bazı artış var. %300 iş yükü artışını hiç sorgulamadık ! Kimin parası , kimin iş yükü ? Malpraktis ve hasta hakları tamam da , son on yılda nasıl iş ve işlem sayısı %300 artıyor , bilimsel mi ?, ahlak yanı , ekonomik yanı,iş sağlığı ve güvenliği kavramları ihmal edilmiş görünüyor. Geriye ne kalıyor ? Başlıkta yazdığı gibi ! Türkiye'nin 'ithal ilaç' faturası kabarık ! Türkiye'nin geçen yılki ilaç ithalatı bir önceki seneye göre yüzde 5,5'lik artışla 4,7 milyar dolar olarak gerçekleşti ! Daha öncesi var.2002 yılından itibaren verilere bakın !Sağlık harcamları %800-900 artmış. Bu yazıda verilenler ise şöyle ! Türkiye'nin 2010'da 4,8 milyar dolar olan ilaç ithalatı 2011'de 5 milyar dolara yükselirken, 2012'de 4,3 milyar dolara geriledi. 2013'te 4,5 milyar dolar olan eczacılık ürünleri ithalatı, 2014'te yüzde 5,5'lik artışla 4 milyar 743 milyon 488 bin dolara çıktı. Böylece, 5 yıllık ilaç ithalat faturası 23,5 milyar dolar olarak gerçekleşti. Son bilgi ise şöyle ! bizim bağımlılığımızı anlatıyor. "Eczacılık ürünleri ihracatı 2010-2014 döneminde yüzde 40'lık artışla 856 milyon dolara ulaşsa da ithalatın sadece yüzde 18'lik kısmını karşılıyor"Yani %82 dışa bağımlı bir ilaç ekonomisi. O zaman işlem miktarının artması ve daha çok doktor gitme kültürünün artışı sağlık getirir mi ? , iş sağlığı ve güvenliği kurallarına uygun mu ? bunlar ayrı konular ! , ama maliyet getirdiği anlaşılmaktadır. Türkiyede iş sağlığı güvenliği konularında ise son yıllarda , son altı yılda ,2008-2014 arası iş kazalarından ölümler iki kat artmıştır. Hangisini kriter alalım ? Sağlıkta , Çok ilaç kulanmayı ve çok doktor gitmeyi mi ? , yoksa Hayatımızın büyük kısmını iş + yolda geçirdiğimiz iş ve işe gitmedeki meşum , uğursuz ölümlü iş kazalrındaki tablomuzda mı , verilerde mi arayım ? Nuri Bilge Ceylan son yıllarda iki filmden ödül kazandı. "Üç Maymun" ve "Kış Uykusu" Samimiyetin mi , yaratıcılığın mı göstergesi? Dr.Mücahit Altuntaş İç hastalıkları uzmanı 01/04/2015
0
Cevapla
bozeren
bir park- bahçe düzenlemesi düşünün.. lunapark gibi.. çadırlar ve minik kulübecikler.. aslında hastaneyi hekimliği eczacılığı kaldıracaksın, böyle renkli renkli bonbon şekerleri gibi ilaçların bedava dağıtıldığı, kimin hangisinden isterse ondan rahatça alabildiği bir sistem getireceksin. tansiyon ölçtürmek isteyen tansiyon cihazının olduğu kulübeye, film çektirmek isteyen amer- ancio cihazının olduğu kulübeye serbestçe gidebilecek. iğne olmak isteyen iğne kulübesine.. ameliyat isteyenler hemen sedyeye yatıp ameliyat kulübesine.. halk tıbbı isteyen sülük kulübesine.. aynen böyle, şirinler gibi.. (hayır olmadı, teletabiler gibi demek daha uygun olacak..) evet.. ne diyorduk? teletabiler gibi.. emin olun bu yöntemle hem sağlık sistemi daha kolay yürür, hem de SGK iflas etmez. hasta memnuniyeti %100 olur, dava- şikayet olmaz. alan memnun veren memnun olur. lunapark gibi.. :)
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir