Medimagazin logo

Avrupa'nın en büyük özel hastane grubu olacak

Alman Fresenius Grubu, 3 milyar euro karşılığında 44 hastaneyi daha bünyesine kattı. Anlaşmanın anti-tröst yetkililerince de onaylanması durumunda Fresenius, Avrupa'nın en büyük özel hastane grubu olacak.
Kaynak: ©Deutsche Welle Türkçe
Avrupa'nın en büyük özel hastane grubu olacak
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Almanya genelinde toplam 117 hastane Fresenius-Helios Grubu'na ait. Grubun yıllık cirosunun 5 milyar 500 bin euro olduğu tahmin ediliyor. 11 bin 800 yatak kapasiteli Rhön Gruba ait hastaneler zincirinin ise bu yıl 2 milyar euro dolayında ciro yapması öngörülüyor. Anlaşma uyarınca toplam 3,07 milyar euro karşılığında 43 hastane ile 15 tıbbi malzeme dağıtım merkezi Fresenius Grubu'na devredilecek. Fresenius yetkilileri, konuyla ilgili açıklamalarında, satışın onaylanmasıyla birlikte grubun ülke geneline yayılacağını ifade ettiler.

Anlaşmaya imza atılmasıyla, Rhön Grubu'nun için bir süredir devam eden 'devir yarışına' da nokta konulmuş oldu. Fresenius Grubu, hastanelere geçen yıl da talip olmuş ancak teklifiyle hissedarları ikna edememişti. O dönem rakip şirketlerden Asklepios, Rhön Grubu'na ait hisse satın alarak, Fresenius'un teklifinin geri çevrilmesini sağlamıştı.

 

Fresenius, yıl sonuna kadar devir işlemlerini tamamlamayı hedefliyor. Anlaşmaya anti-tröst yetkililerinin yanı sıra istisnai olarak yerel hamilerin ya da azınlık hissedarlarının da onay vermesi gerekiyor.

Almanya genelinde yaklaşık 2 bin 45 hastane bulunuyor. Bu hastanelerin 680'i özel şirketlere ait. Özel hastane sektöründe en büyük pazar payına Fresenius Grubu ve Rhön Grubu'nun yanı sıra Asklepios ve Sana sahip. Anlaşmanın onaylanmasıyla Fresenius Grubu, Almanya genelinde ve Avrupa'da en büyük özel hastane zinciri olacak.

fresenius
özel hastane
Yorum (2)
Bezgin
5 yıl sonra bizim ülkemiz de böyle olacak. Olmayacak diyen varsa ortaya çıksın! Hekimlik tüm ülkelerde bu yöne gidiyor. Yönetim zor bir iştir. Devlet hastanelerinin başarılı olamamalarının nedeni iyi yönetim sergileyememeleridir. Diğer bir ifade ile dışarıdan gelen her türlü etkiye açıktırlar. Özel hastanecilikte ise pek böyle bir durum yoktur. Devlet mevcut verimsiz yönetimden kurtulmak için özel hastaneciliği teşvik ediyor. İleride özeller daha da kuvvetli bir sistem oturacak, çünkü özellerden devletin ciddi oranda karı var. Şu anda devlet hastaneleri tümüyle zararına çalışıyor. Bizler geçiş sürecinin insanları olarak bu travmayı yaşayacağız.
1
Cevapla
postenflamatuar
Almanya genelinde yaklaşık 2 bin 45 hastane bulunuyor. Bu hastanelerin 680'i özel şirketlere aitmiş. Yani Almanyada hastanelerin %25 ten biraz daha azı özel hastane oluyor. Bizim ülkemizde "şehir hastaneleri" olarak adlandırılan başbakanın "hayalim" olarak tarif ettiği hastane sistemi var. Bu hastaneler ihale usülü yap işlet devret olacak. Yani bir zengin çıkacak hastaneyi yapacak ve 39 yıllığına belki de 45 yıllığına "işletecek". Doktor, hemşire, temizlikçi, başhekim dahil tüm kadroları sözleşmeli işçi olacak. Kısacası bildiğiniz düpedüz özel hastane olacak. Bu şehir hastaneleri tüm yurda yayıldığında, ki öyle planlanıyor, Türkiyedeki tüm hastahaneler "özel" hastane olacak. Yani %100 özel. %100 öxel olunca bunlar kendi aralarında gizlice, anlaşacak doktor-hemşirelere ulusal tarifeler belirleyecekler. El mahkum. Ya doktor istifa edecek ya da çok düşük ücretlere talim edecekler. Aylık 1800 liradan performansa göre arttırılacak. Bu yurt çapında ortlama 2500-3000 lira olur. Nasıl kş star futbolcu varsa star doktorlar olacak. Bunlar tüm doktorların %1-5 i kadar olur ve bunlar aylık 20-70 bin tl ye anlaşırlar. Tabiki bu doktorlara başbakanımızın dedeiği gibi çoban vetandaş değil aylık geliri 10 bin lira üzerinde olanlar ancak başvurabilir. Durum bu kadar bariz ortada iken güya hekimlerin örgütü TTB bu durumu önemsemiyor, taksimde, hatayda "GEZİ" niyor. Sheratonlarda, lüks otellerde kongre düzenleyen anlı şanlı uzmanlık derneklerinin yönetimleri bunları umursamıyor. Çünkü TTB siyasi-ideolojik amaçla kuruluyken uzmanlık dernekleri kongreleri düzenleyip el altından paraları cebe indirme amacıyla kurulmuştur. Bunlardan üyelerine bir hayır gelmez. Şimdiye kadar gelmediği gibi. Bu uzmanlık dernekleri hekim dostu olsalardı aylık 3-5 bin TL kazanan hekimleirn sheratonlara gidemeyeceğini bilip ona göre kongrelerini yaparlardı. Adamlar ilaç firmaları ile anlaşıp onlar üzerinden hekimlerin ilaçfirmalarının maskarası olmasına göz yummuyor. TÜrkiyede bankacılık sektöründe bile hükümetler bütün bankaların halkı sömürmesini engellemek piyasanın dengelenmesini sağlamak amacıyla piyasada devlet bankalarının bile olmasını zaruri görürken ve kendi bankalarını korurken tüm sağlık sektörünü birkaç firmaya teslim edip ortadan çekilecektir. Piyasanın insanların ahlak anlayışına bırakılamayacağı rtada iken sağlıktaki bu %100 özelleştirme ne oluyor? Sistemin ağırlıklı kısmı ya da %80 den fazlası kadro olarak özele geçtiğinde bunlar fark ücretlerini günden güne arttırak insanlar soyulacaktır. Fakirler acile bile gitmeye korkacak çünkü o zaman da acil bedava hizmet son bulacak. Devletin 1 liraya verebileceği hizmet şehir hastanelerinde 5-10 tl ye verielcek ve üstelik bu patronlar her gün medyay demeç verecekler. Kazancımız maliyetimizi karşılamıyor, sgk ödemelerini arttırsın veya devlet fark ücretlerini daha da arttırmamıza ses çıkarmasın gibi. Tabiki bunlar hükümetlerle el ele kol kola olacağından istediklerini alacaklar. Bir de devlet hastanelrinin karlı yönetiminden bahseden aklı eveller var maalesef. Birincisi devletin vermek zorunda olduğu sağlık hizmeti ticari bir alan değildir. Çünkü devlet sağlık ödemelerinin zorunlu ve en büyük ödeyicisidir. Bu özel dediğimiz hastenelerin gelirleri de aslan payı SGK üzerindedir. SGK dediğimiz bir insan değildir. SGK nın verdiği ücretler bizim cebimizde, bizim vergilerimizden çıkan paralardır. Mesela sınrı kapılarından, mesela çiftçiden, mesela aldığımız benzinden, aldığımız çikolatadan kesilen paradır.İşte bu paramız özel hastane patronlarının ceplerine akıtılacaktır. Devlet sağlık harcamalrının en az %80 inin kendisi üstlenmelidir. Sağıktan "kar" diye bir şey kamunun ödemesini yaptığı bir sistemde olmaz. Kar dediğiniz şey bütçe zararından başka bir şey değildir. Kar dediğiniz şey vergilerimizin patronlara akıtılmasıdır sadece. vergimizle 1 birime halledebileceğiniz şey 5 birime çıkar. Aradaki 4 birim yol- köprü yapımına, bilimsel araştırmalara, uçak-gemi teknolojilerini geliştirilmesine değil 3-5 patronun cebine gidecektir.Yani resmen zengin daha zengin fakir daha fakir ve totalde ülde daha da geri olacaktır. Eğer ki bir özel hastaneye başvuran tüm hastalar ödemenin %100 ünü kendi ceplerinden yaparsa o zaman "kar" diye birşeyden bahsedilebilir. Özel okulların birçoğunda kontenjanların yarısından fazla dolmadı çünkü fazla para istiyorlar ve halkın çocuklarını gönderebileceği alternatif devlet okulları var. Başbakanımız okulların yap-işlet devret modeline geçilmesini başaramadığını belirtiyor yani denemeye devam edecek. Şimdi bir düşünün bakayım. anaokuldan ünivrsiteye tüm okulların "özel" olduğunu farzedin. "şehir okulları" diye bir proje başarıya ulaşsın. İnsanlar çocuklarını hangi parayla okula gönderecek? Gönderenler ekonomik olarak darbe almayacak mı? Bunları iyi düşünün. Ve o zaman sağlıkta %80 üzeri veya %100 özelleşmenin ne anlama geleceğini daha iyi kavrarsınız. Doktora birşey olmaz. Gene düşük ücret alır. Riskli operasyonlara girmez, riskli tedavileri üstlenmez, sizi daha yüksek ücretle çalışan dolayısıyla daha yüksek katkı payı alan doktorlara "sevk" eder. Yüksek katkı payı dediğim 500 liralardan başlayıp 100 bin tl leri bile geçen ücretlerdir. İşte o zaman çokça övülen karlılığın, özel sektörün ne demek olduğunu yaşayarak öğrenirsiniz. Özel sektör deyince elektrik dağıtımının özelleştirilmesinden sonra elektrik faturalarının nasıl birer birer kabardığını görmüşsünüzdür.
1
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir