Michigan’ın Kalamazo şehrinde dahiliyeci nefrolojist olarak görev yapan ve “Sağlık Bakımını Anlamak, Tarihsel Bir Bakış” kitabının da yazarı olan Ken Fisher, tıptaki hataların çok fazla tartışma konusu olmasının, hasta ve doktor arasındaki ilişkiye zarar verebileceğini düşünüyor.
Fisher tıbbi hataların varlığını kabul ediyor ve bunları tamamen ortadan kaldırmak için gayretli bir çalışma sarfedilmesi gerekliliğine inanıyor. Fakat, klinik tıbbın çeşitliliği ve karmaşıklığının zorluklara bağlı olarak değişken sonuçlar verebileceğinden tartışmaların sürmeye devam edeceğini, herhangi bir insan teşebbüsünde olduğu gibi hata payını azaltmada mükemmelliğin zor bir hedef olduğunu söylüyor.
Bu hataların en aza indirilmesi de Fisher’a göre hastayla yakın, güvenilir ve düşünceli bir ilişki kurmak, yeterli vaktini ayırarak tüm dikkatini hastanın öyküsüne yönlendirmek. Fisher, hasta öyküsü dinlendikten sonra, aktarılan bilgilerin bulgularla birleştirilip bir tanıya varılabilmesi için hem biraz zamana ve belki de patafizyolojiyi desteklemesi için bazı spesifik testlere ihtiyaç duyacağını söylüyor.
İşte, Fisher’a göre hastanın kendini ifade ettiği, hekimin tavsiye edip hastanın tavsiye edilene uyduğu terapötik ilişki sayesinde, hastanın fiziksel ve zihinsel sağlığı en üst seviyeye çıkıyor. Bu hassas süreçle birlikte, uygulanan gereksiz testler azaltılıyor ve bir insanın kendi doğasında mümkün olduğunca hatasız olduğu bir tıbbi alan tesis ediliyor.
Fisher bu sayede, hekimlere gelen hatalı tıbbi uygulama davalarının azaltılacağına ve doktorun hastaya, hastanın doktora olan güveninin korunacağına inanıyor.