Medimagazin logo

Anayasa Makemesinden 'diazem hızlı yapıldı' kararı

Anayasa Mahkemesi, epilepsi hastası çocuklarının tıbbi esaslara uygun olmayan tedavi nedeniyle hayatını kaybettiğini ileri süren ailenin açtığı tam yargı davasının reddedilmesini hak ihlali saydı.
Anayasa Makemesinden 'diazem hızlı yapıldı' kararı
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, Aytekin ve Aysun Okumuş çiftinin 2003'te bir erkek çocukları dünyaya geldi. "Alper" ismi verilen bebeğin doğumundan birkaç gün sonra vücudunda kasılmalar meydana gelmeye başladı. Hastaneye götürülen bebeğe epilepsi teşhisi konuldu.

Hastalığı nedeniyle birçok defa ayakta ve yatarak tedavi gören çocuk, 4 yaşındayken epilepsi nöbeti nedeniyle Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Acil Servisi'ne götürüldü. Müdahalenin ardından çocuk, hastanede yer olmadığı gerekçesiyle Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildi. Çocuk, buradaki müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi.

Okumuş çifti, maddi ve manevi zararlarının tazmini istemiyle Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğüne başvurdu. Rektörlük, dilekçeye zamanında cevap vermeyerek, başvuruyu zımnen reddetti.

Çift, bunun üzerine İzmir 2. İdare Mahkemesinde Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü aleyhine tam yargı davası açarak, bin lira maddi, 70 bin lira manevi tazminat talebinde bulundu.

Aile, oğullarını rahatsızlığı nedeniyle sık sık aynı hastaneye götürdüklerini, son rahatsızlığında yine aynı hastaneye götürülen oğullarına diazem yapıldığını, diazemin yavaş yapılması gerekirken buna uyulmadığını, tüm ısrarlarına rağmen daha önce oğullarıyla ilgilenen doktora haber verilmediğini, solunumun geçici durması üzerine asistanların "ambu cihazı"nı kullanmaya çalıştığını ancak bu cihazı kullanmayı bilmediklerini, düşürerek kırdıklarını, bu nedenle de cihazın hiç kullanılamadığını ileri sürdü. Ayrıca, hastanede solunum cihazı ve uzman doktor bulunmadığını savunan aile, bunun ağır hizmet kusuru olduğu iddiasında bulundu.

Rektörlük ise hastanede görevli nöbetçi doktorların acil müdahale konusunda eğitimli ve yeterli olduğunu, tıp bilgisi olmayan bir kişinin müdahalenin nasıl gerçekleştirildiğine ilişkin yorumunun hiçbir gerçekliği bulunmadığını savundu.

Mahkemenin talebi üzerine hazırlanan Adli Tıp Kurumu raporunda hastanedeki uygulamaların tıp kurallarına uygun olduğuna karar verildi.

- Yerel mahkeme reddetti

Aile, Adli Tıp Kurumu raporuna itiraz etmesine karşın İzmir 2. İdare Mahkemesi, söz konusu rapora dayanarak ailenin açtığı tam yargı davasını reddetti.

Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Danıştay 8. Dairesi de yerel mahkeme kararını onadı. Karar düzeltme talebinin de reddedilmesi üzerine aile, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.

Yüksek Mahkeme, başvuru üzerine Anayasa'nın 17. maddesinde güvenceye alınan yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine karar verdi. İhlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına hükmedildi.

Kararda, başvurucuların ayrı ve açık yanıt verilmesini gerektiren iddialarının yerel mahkemece etkili şekilde karşılanması gerektiği, aksi bir tutumun, yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edilmesine neden olabileceği belirtildi.

Hizmet kusuru iddiasına ilişkin temel argümanlardan birinin hastanede solunum cihazı bulunmaması olduğu aktarılan kararda, bu iddianın idari yargıda görülen uyuşmazlığın çözümü için esaslı bir unsur olduğunun altı çizildi.

Başvurucular, görevli doktorlar ve rektörlüğün beyanlarına göre, olay tarihinde hastanedeki tüm solunum cihazlarının başka hastalar için kullanıldığı, bu nedenle Alper Okumuş için solunum cihazı bulunmadığı belirtilen kararda, "Derece mahkemesi kararlarında, Alper Okumuş'un bu olaydan etkilenip etkilenmediği, söz konusu olayda bir ihmalin bulunup bulunmadığı ve bu süreçte herhangi bir gecikmenin yaşanıp yaşanmadığı hususlarında Adli Tıp Kurumu raporuna atıftan başka herhangi bir değelendirme yapılmamıştır." denildi.

Kararda ayrıca, yerel mahkemenin gerekçeli kararında ve hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu raporunda Alper Okumuş'un solunum cihazlarından faydalanamamasından ve bu durumun sonucu olarak yapılan sevk işleminden etkilenip etkilenmediği, olayda ihmal bulunup bulunmadığı, bu süreçte herhangi bir gecikme yaşanıp yaşanmadığı hususlarında tatmin edici bir açıklama yapıldığının söylenemeyeceği kaydedildi.

Mahkeme kararı ve raporda diazemin uygulanış biçimi ile hastanede uzman doktor bulunmadığı iddiası hakkında da tatmin edici açıklama ve değerlendirme yapılmadığı aktarılan kararda, şu ifadelere yer verildi:

"Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde İzmir 2. İdare Mahkemesi kararının başvurucuların ileri sürdüğü iddialar hakkında yeterli bilgi içermeyen Adli Tıp Kurumu raporuna dayanılarak verildiği, uyuşmazlığın çözümü için esaslı olan iddiaların Anayasa'nın 17. maddesinin gerektirdiği özen ve derinlikte incelenmediği, Alper Okumuş'un ölümüne neden olan koşulların tam olarak açıklığa kavuşturulamadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu nedenlerle Anayasa'nın 17. maddesinde güvenceye alınan yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir."

tıp hukuku
anayasa makemesi
Yorum (7)
dres
Halimiz ne olacak bu sistemde bilmiyorum, hiç riskli hasta bakmayalım mı ya, önümüze geleni sağa sola mı sevk edelim, nedir sizin derdiniz? Bir insan kendisiyle uzaktan yakından alakası olmayan bir konuda nasıl iftira atabilir? Sen nereden biliyorsun ki, diazem nasıl yapılır? Neye göre, kime göre bu ahkam kesmeler, insanları zan altına sokmaya çalışmalar, bir insanı yaptığı işten dolayı lekelemeye çalışmak, bu durumu iğrenç emellerine alet etmeye çalışmak ne kadar mide bulandırıcı, neyse daha fazla konuşmak istemiyorum, tiksindim çünkü
26
Cevapla
aydin sinal
diazemin hizli!? yapilmasindan solunumu durup hayatini kaybeden ne duydum,nede gördüm,bu 4 yasinda bir cocuk olsa bile dozunda verilince solunumu durdurmaz yavaslatir ....bebekte dogumdan 3 gün sonra basliyan kasilmalar ya dogum travayina,yada bir beyin lezyonuna baglidir,4 yasina gelinceye kadar gecmedigine göre kalici bir sekel birakmis solunum durmasi bu sekele bagli olabilir AMBU kullanmasini bilmeyen...ambuyu herkes kullanir önemli olan onunla suni solunum yaprtirabilme,tahmin ederim acilde calisan doktor hemsire bu kadar basit bir aleti kullanmasini ögrenmislerdir.solunum cihazlari bos degil diyorlar,ambu kullanmayan zaten solunum cihazini hic kullanamaz.eger diyazeme bagli bir apneu varsa birkac dakikada kendiliginden gecer,sadece agiza Guedel tüpü konur dil arkaya kacip solunumu engellemesin diye.solunum cihazina baglamak icin zaten önceden intube edilmesi lazim,Ambu cihazi düsüp kirilmaz cünki lastikten yapilma. hasili velhasil ben bu isten hicbir sey anlamadim.anlatan aciklayan olursa sevinirim.selamlar.
9
Cevapla
Akrostiş
Burada sorgulanması gereken şey ailenin tıbbi bilgisi değil yapılan uygulamanın doğruluğu veya yanlışlığıdır.
4
Cevapla
bigmucahid
Arkadaslar , durum artık vahim denecek boyutu da geçti. Ben doktor olarak hastalıklarıma bakacak doktor bulamıyorum yahu. Herkes "bunu nasıl başımdan savarım " derdine düşmüş. Bir psikiyatrik hastalığım çıktı ; psikiyatriste 6 kez gittim , toplam harcadığı süre 15 dakika. 6 muayene 15 dakika sürdü. Muayene başina 2 dakika yani. Üstelik doktor olduğumu biliyor. 3 yıldır çenem ağrıyor aralıklı , bir türlü uzmanını bulamadım. Annem de degisik bir hastalik basladı, burada yazsam uzun gider. Bunlar benim hekim olarak yaşadıklarım; varın siz vatandaşı düşünün. Performans sisteminin yanlış uygulanışı, şiddet ve akıllara zarar malpraktis yasası nedeniyle biz hekimler bile sağlık hizmeti alamaz olduk. Bu yüzde 75 memnuniyetin nedenini anlamış değilim. Allah sonumuzu hayretsin. Umarım recep Akdağ bu dönem yanlışlarını düzeltir.
8
Cevapla
Fikret Erbilen
Kısa ve öz yazacağım, doktorlara düşman gözüyle bakan tüm hukukçular, mülki amirler, siyasetçiler umarım bir gün bir doktor hayatınızı kurtarır da bu bu düşmanlıktan vazgeçersiniz. İnanın bir hekimin yalnızca bir acil nöbetinde bu vatana millete verdiği hizmet sizin ömür boyu verdiğiniz hizmetten kıymetlidir.
14
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir