Medimagazin logo

Değer Deniz cinayetinde 'icap nöbeti' kararı

Müzisyen Değer Deniz cinayetinde telefon ile yapılan çağrılara cevap vermeyerek adli muayene işlemini yapmadıkları gerekçesi ile "görevi kötüye kullanmak" suçundan 6 aydan 2 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan doktorlar C.Y. ve E. K. beraat etti.
Kaynak: MİLLİYET
Değer Deniz cinayetinde 'icap nöbeti' kararı
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Müzisyen  Değer Deniz cinayetinde telefon ile yapılan çağrılara cevap vermeyerek adli muayene işlemini yapmadıkları gerekçesi  yargılanan doktorlar  hakıknda karar çıktı. İstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapılan karar duruşmasına öldürülen Değer Deniz’in kardeşi Orhan Deniz müşteki olarak katıldı. Sanık doktorları ise avukatları temsil etti. Müşteki olarak ifade veren Orhan Deniz, olay günü soruşturma kapsamında karakola gittiğini bu sırada ölü muayenesi nedeniyle doktorların telefonla arandığını ancak doktorların olay yerine gelmediklerini belirterek doktorların adli görevlerini ihmal ettiklerini bu nedenle de doktorlardan şikayetçi olduğunu söyledi.


"BU BİR İCAP NÖBETİDİR"

Sanık doktorların avukatı Kemal Dinç ise yaptığı savunmada, "Bu bir icap nöbetidir. Yapılması gereken polisin gidip doktoru olay yerine getirmesidir. Telefonla ulaşılamamasında müvekilimin bir kastı yoktur. Muhtemelen telefonunun çekmediği bir ana denk gelmiştir" dedi.

"ÖLÜ MUAYENESİNİ BELEDİYE HEKİMLERİNCE YAPILIR"

Avukat Kemal Dinç ayrıca müvekillerinin aile hekimi olduğunu, suça konu görevin adli bir görev olduğunu, ölü muayenesinin ise belediye hekimlerince yapıldığını söyleyerek müvekillerinin beraatini talep etti.

MAHKEME BERAATLERİNE KARAR VERDİ

Değer Deniz cinayetinde olay yerine gitmedikleri gerekçesiyle yargılanan doktorlara beraat

Kararını açıklayan mahkeme, yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle ayrı ayrı beraatlerine karar verdi.

2’ŞER YILA KADAR HAPİS CEZASI İSTENMİŞTİ

İddianamede Değer Deniz’in 05 Mayıs 2015’de evinde ölü bulmasına ilişkin soruşturmada nöbetçi savcı tarafından 21.00 sıralarında olay yerinde gerekli incelemelerin yapılması, ölü muayene işleminin gerçekleştirilebilmesi için nöbet listesinde nöbetçi doktor olarak görevlendirilmiş olan şüpheli C. Y. ile E. K.nın adli nöbetçi olarak görevli oldukları halde telefonla yapılan çağrılara cevap vermeyerek ve hatta şüpheli E.K. nın çağrı ve davetten bilgisi olmasına rağmen görev gereklerine aykırı şekilde hareket ederek ve göreve gitmeyerek adli muayene işleminin yapılmamasına neden olmak suretiyle görevlerini kötüye kullandıkları iddia edildi. Doktorlar hakkında 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası talep edilmişti.

"NİÇİN ULAŞILAMADI BİLMİYORUM"

Şüpheli C.Y. iddianamede yer alan ifadesinde olay tarihinde adli nöbetçi olduğunu, telefonunun kasıtlı olarak kapatmadığını, bazen metrodayken telefonun çekmediğini ayrıca evinin bir odasında cep telefonunun çekmediğini telefonu bu odaya da koymuş olabileceğin ya da şarjının bitmiş olabileceğini, kendisine niçin ulaşılamadığını bilmediğini söyledi.

"YEĞENİM RAHATSIZDI"

Şüpheli E. K. ise olay tarihinde Pendik’de olduğunu, yeğeninin rahatsız olduğunu, polis memuru olduğunu söyleyen bir kişinin telefonla arayarak günün nöbetçi doktoruna ulaşamadıklarını, ölüm olayı olduğunu söyleyerek gelmesini istediklerini anlattı. Kendisinin de o an müsait olmadığını, günün nöbetçi doktorunun evde olabileceğini evi kontrol etmelerini istediğini söyledi. Daha sonra tekrar kendisini aradıklarını ve yine nöbetçi doktora ulaşamadıklarını söyleyerek gelmesini istediklerini, Pendik’te olduğunu, yeğeni rahatsız olduğu için tekrar nöbetçi doktorun evine gitmelerini söylediğini sonra da kendisine dönüş olmadığını belirtti.

Müzisyen Değer Deniz’in Beyoğlu’ndaki evinde öldürülmesine ilişkin yargılanan ve olay tarihinde yaşı 18’den küçük olan sanık C.M, 45 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. 

değer deniz
doktor
beraat
icap nöbeti
Yorum (3)
dres
Her ölüm olayını kıyısından köşesinden hekime bulaştırmaya başladılar. Allah sonumuzu hayretsin, hastaneye gelen hatta bahçesinin önünden geçen her ne sebeple ölürse ölsün doktor yapmış oluyor, ne yapacağız bilmiyorum
11
Cevapla
daredevil
adli tıpçıların bilmedikleri konularda bilirkişilik yapacaklarına ,bu ve bunun gibi işleri halletmesi gerekir diye düşünüyorum.Böylelikle bir sürü saçmalıkla uğraşan hekimler en azından sözde adalet sisteminin angaryasından kurtulabilir.
2
Cevapla
İLKER ATASAYAR
Türkiye 80 Milyon'a yaklaşırken,Hala ölüm raporlarını (eğer kişi yataklı tedavi kurumunda ölmemişse) kimin vereceğini tartışmak demek,bu ülkede sorunu çözmesi beklenen atanmış ve seçilmişlerin yetersiz ve etkisiz olduğunu gösterir.Ölüm eğer doğal yollardan(kronik hastalık,yaşlılık,çoklu organ yetmezlikleri vb) olmamışsa veyahut ölüm sebebi hakkında adli makama başvuru veya şikayet halinde; bu ölümler şüpheli ölüm (nedeni tespit için Adli Tıp raporu gerektiren) sınıfına girer.Bu konuda yürürlükteki kanunlarda öncelikle rapor istenen bilirkişi Adli Tıp Uzmanı olan hekimdir.Bu uzmanın bölgede bulunmamasından doğan boşluğu ne yazıkki sağlık idarecileri yıllardır yetkisi-bilgisi(sınırlı,uzman olmayan eski sağlık ocağı,yeni Aile Hekimi üzerine(pratisyen) yıkmışlardır.(Bu düzeltilmesi gereken,Bilimsel ve İnsani yönden büyük bir haksızlıktır.)Aile hekiminine kendi hastasına bırakın Adli ölüm raporunu,normal ölüm raporu bile verdirilmesi Teknik olarak Adil olmayan(ilgili hastanın ölümünde bir potansiyel hatası olabilir veya sübjektif yaklaşımları olabilir,bilgi düzeyi konunun öneminin gerektirdiğinin altındadır her zaman-bu yüzden vakaların %90 ı ADLİ TIP UZMANLIĞINA SEVK EDİLİR) bir uygulamadır.Çözüm çok basittir.Adli Tıp Uzmanı sayısını 4 yılda her 100.000 kişiye 1 Uzman düşecek şekilde ayarlamak olacaktır.Eğer TUS ta bu kadro hedefi sağlanamayacaksa,bu branş yasal düzenlemeyle sınavsız hale getirilerek,ücret-erken emeklilik gibi teşvik unsurları ile bu sorun 4 yılda çözülür,İSTERSENİZ….
4
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir