Medimagazin logo

Dizi doktorlarına inanmayın!

Bilim insanları daha sağlıklı bir hayat için araştırma yapmaya devam ediyor. Bu araştırmalardan biri, dizilerdeki doktorlar üzerine. Prof. Dr. Nevrez Koylan son araştırmaları yorumladı
Kaynak: RADİKAL
Dizi doktorlarına inanmayın!
Ünlü hastane dizisi Grey s Anatomy nin senaryosu tıbbi terminoloji hatalarıyla dolu.
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Bunama bulaşıcı mı?
Bunama sorunu olan kişilerin eşlerinde bunama görülme riskinin altı kat daha fazla olduğu saptandı. Bu konuda bunaması olan bir eşe bakmanın stresi ile fiziksel ve zihinsel yorgunluğun en etkili faktörler olduğu söyleniyor.
Prof. Dr. Nevrez Koylan’ın yorumu: “Bunama nedeniyle iletişim yetenekleri kısıtlanmış, fiziksel engelleri olan, karar verme yeteneği ortadan kalkmış ve bakıma muhtaç olan bir insanla, üstelik başarı şansı olmadığını bilerek uğraşmanın zaten yaşlı ve yorgun olan kişide yaratacağı fiziksel ve psikolojik yıpranmanın büyük hasar yaratacağını tahmin etmek hiç de zor değil.” 

Anne sütünü kısıtlamayın
Amerika’da yapılan bir toplumsal araştırmada, annenin çalışmaya başlama zorunluluğunun bebeğe anne sütü vermeyi engelleyen en önemli neden olduğu saptandı. Bu durumu yüzde 28 ile eğitim eksikliği ve yüzde 25 ile anne sütü vermenin yarattığı rahatsızlık (göğüslerdeki dolgunluk, vücut hakkındaki kaygılar, kamuya açık yerlerde süt vermenin uygunsuzluğu gibi) izliyor.
Prof. Dr. Nevrez Koylan’ın yorumu: “Doğum sonrasında işe dönüş ciddi bir sorun. Pek çok anne, doğumdan üç ay sonra, gönülsüz de olsa işe başlamak zorunda kalıyor. Çalışması sırasında da süt arası, evle yapılan telefon görüşmeleri, bebeği düşünme gibi nedenlerden dolayı verimsiz olabiliyor. Bu konuda işyeri kreşleri ve esnek çalışma saatleri gibi uygulamalar kadının hayatını ancak kısmen kolaylaştırıyor.” 

Dizilerdeki doktorlara inanmayın
Amerika’da yapılan bir araştırma, doktorların yüzde 80’inin televizyon dizilerinde doktor rolü oynayan aktörlerin yanlış işler yaptığını gözlemlediğini belirledi. En fazla eleştirilen hatalar arasında tıbbi terminolojinin yanlış kullanılması, senaryo ile tıbbi bilginin çelişmesi, özellikle acil müdahalelerde belirgin hataların yapılması ile topluma yanlış mesajlar verilmesi olduğu belirtildi. Yorumda bulunan doktorların çoğu bu nedenlerle ya dizi izlemekten vazgeçtiklerini ya da seyrederken söylendiklerini belirtti.
Prof. Dr. Nevrez Koylan’ın yorumu: “Ne tıp televizyondaki gibi bir şeydir, ne de doktorlar televizyondaki aktörlere benzer. Lütfen televizyonda seyrettiğinizin sadece bir film olduğunu bilin ve sakın acil müdahaleleri televizyonda gördüğünüz şekilde yapmaya kalkışmayın.” 

Fast food mönülere dikkat!
New York’ta yapılan bir araştırmada, fast-food zincirlerindeki yiyeceklerin çoğunda bulunan tuz miktarının standard bir mönüde bile önerilen günlük 1.500 mg. sınırının üzerinde olduğu, önerilen günlük 600 mg’lık sağlıklı düzeyi ise kat kat aştığı bildirildi. Bu mönülerin önemli bir kısmında ciddi ölçüde kalori fazlalığı da olduğu bilindiğinden, fast food tüketiminin yaygınlığının Amerika Birleşik Devletleri’ndeki hipertansiyon ve kalp hastalıkları sıklığından önemli ölçüde sorumlu olduğu belirtiliyor. Yapılan araştırmada fast food mönülerinde ortalama 1.751 mg. sodyum olduğu, mönülerin yüzde 20’sinin ise içindeki sodyum miktarının 2.300 mg. üzerinde olduğu bildiriliyor. Özellikle kızarmış tavuk mö nülerinde tuz miktarının aşırı olduğu belirtiliyor. Prof. Dr. Nevrez Koylan’ın yorumu: “İnsanın dilindeki reseptörler yokluğa programlı oldukları için ön planda tatlı, yağlı ve tuzlu yiyecekleri beğenmeye eğilimlidir. Fast food üreticileri de bunu bildiklerinden yiyeceklerinde tuz, şeker ve yağ kullanmaktan çekinmezler. Özellikle hamburger ekmeklerinde tuz ve şeker birlikte kullanılır. Kızarmış patateslerin üzerine bol tuz dökülür. Ketçapta da tuz ve şeker birliktedir. Ayrıca tuz yiyecekler için iyi bir koruyucu olduğu için de bol kullanılır. Dolayısıyla, dışarıda yemek yediğiniz sürece bol tuz, bol yağ ve bol şeker almaya mahkumsunuz. Mutlaka dışarıda yiyecekseniz, elden geldiği kadar basit yiyecekler seçmeye gayret edin.” 

Gebelik bulantıları genetik
Norveç’te yapılan geriye dönük bir inceleme sonucunda, annelerinde aşırı gebelik bulantısı olan kadınların gebelikleri sırasında aşırı bulantıları olması olasılığının üç kat daha fazla olduğu saptandı. Buna karşılık, kadınların eşlerinin annelerinde aşırı gebelik bulantısı olması, bulantı riskini etkilemiyor.
Prof. Dr. Nevrez Koylan’ın yorumu: “Bu durum aşırı gebelik bulantısının aileden gelme bir özellik olduğuna vurgu yapıyor. Bu konuda kocaların ve kayınvalidelerin bir suçu olmadığı belirtilmiş. Gebelik bulantıları sırasında annenin sosyal açıdan rahat olması, kötü kokuların uzaklaştırılması, elden geldiği kadar ev dışında doğal ortamda bulunmaları bulantıyı azaltır.

dizi
doktorlarına
inanmayın!
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir