Medimagazin logo

Mutaf :Yüz nakli tıbbi etiğe aykırı

Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik ve Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mehmet Mutaf, Fransız doktorların yaptığı ilk yüz naklinin etik olmadığını ileri sürdü. Mutaf, "Yüz nakli hastayı sürekli risk altında yaşatacak, buna gerek kalmadan kendi dokusundan nakillerle çok daha başarılı sonuçlar alınabilirdi" dedi
Mutaf :Yüz nakli tıbbi etiğe aykırı
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik ve Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mehmet Mutaf, Fransız doktorların yaptığı ilk yüz naklinin etik olmadığını ileri sürdü. Mutaf, "Yüz nakli hastayı sürekli risk altında yaşatacak, buna gerek kalmadan kendi dokusundan nakillerle çok daha başarılı sonuçlar alınabilirdi" dedi.
Mutaf, Fransız doktorların gerçekleştirdiği yüz nakli operasyonunun tıbbi etiğe aykırı olduğunu öne sürdü.

Fransız cerrahların, bir ilke imza atma ve bu ilginç girişimi ilk yapanlar olarak tıp tarihine geçme hırsı ile hastayı adeta bir kobay gibi kullandığını iddia eden Mutaf, bu hastadaki doku kaybının aslında yüz nakline gerek kalmadan tedavi edilebileceğini ifade etti.


Geliştirdiği teknikler dünyadaki tanınmış plastik cerrahi uzmanlarından kabul gören Doç. Dr. Mehmet Mutaf, "Yüz nakli operasyonları, teknik olarak kopan bir organın yeniden yerine dikilmesinden (replantasyon) daha öte bir zorluk taşımamaktadır. Ancak, böyle bir ameliyattan sonra bir başka insandan alınan dokunun alıcı vücut tarafından reddedilmesini önlemek için bağışıklık sistemini baskılayan (İmmunosupresif) ilaçların kullanılmasına ihtiyaç vardır. Ömür boyu kullanılması gereken bu ilaçların ise vücudun enfeksiyonlara olan direncini düşürmek yoluyla ölümle sonuçlanacak yan etkileri mevcuttur" diye konuştu.


Kendi dokuları kullanılarak tedavi edilebilmesi mümkün olan ve ömür boyu normal bir hayat sürebilecek hastaya böyle hayati riskler taşıyan bir girişimin uygulanmasının etik ve bilimsel açıdan da yanlış olduğuna işaret eden Mutaf, şunları söyledi:

"Bağışıklığı baskılayıcı ilaçların bu yan etkilerinden dolayı, el ve yüz nakli yapılan hastalar tam anlamı ile normal bir yaşam sürememekte; sürekli kontrol ve tıbbi bakıma ihtiyaç duymaktadırlar. Dahası ilaç kullanımının kesilmesi ya da sekteye uğraması durumunda ise nakledilen doku ret fenomeni sonucu çürümektedir. Bu nedenle dünya genelinde el ve yüz nakilleri gibi girişimlerin sadece mevcut yöntemlerle ve kendi dokuları ile tedavisi mümkün olmayan hastalarda yapılması daha etiktir."


Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik ve Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mehmet Mutaf, Fransız cerrahların yaptığı operasyonun kamuoyuna yansıtıldığı gibi gerçek bir yüz nakli olmadığını da öne sürerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sadece ağız çevresi dokularını kaybetmiş ve kendi dokuları kullanılarak tedavisi mümkün olan bir hastaya uygulanmış yumuşak doku naklidir. Cerrahi ekibin popülarite hırsı kadar, yeni geliştirdikleri ilaçların tanıtımını amaçlayan ilaç firmalarının sağladıkları maddi teşvikler de rol oynamıştır. Bu tür riskli ve yeni uygulamalar için seçilen hastalar sıklıkla maddi yönden tatmin edilerek ikna edilmektedir, nitekim yine Fransızlar tarafından böyle bir anlaşmalı girişim sonrasında yapılan ilk el nakli vakasının ameliyatı yapan ekip ve sponsor ilaç firmalarını nakledilen kolun reddini önleyen bağışıklık baskılayıcı ilaçları almamakla tehdit ederek uzun süre maddi yönden sömürdükten sonra gittikçe artırdığı maddi taleplerine cevap alamayınca gerçekten de ilaçları almayı bırakıp çürümeye başlayan nakledilmiş kolu yeniden kestirmiştir. Bilimsel ve etik standartların dışına çıkarak, zorlama gerekçelerle ve sponsorluk anlaşmaları ile yapılan bu tür girişimler tıp tarihinde başarı öyküleri olarak değil, ders alınacak deneyimler olarak yer almalıdır."


Doç. Dr. Mehmet Mutaf, cerrahi teknik ve ilaç bilimi (Farmakoloji) alanındaki gelişmelerle her türlü organ ve dokunun nakledilebileceği günlerin çok uzak olmadığını ama bu tür girişimlerin uygulanacağı hastaların etik ve bilimsel kriterlerle seçilmesi gerekteğini belirterek, tıp biliminin popülizm ve maddi çıkara dönük manipülasyonlarla kirletilmesinin mesleki inandırıcılığa son derece zarar verdiğini söyledi. Fransız cerrahlarca gerçekletirilen bu girişimin sağladığı faydanın göze alınan risklere değmediğini ve uzak dönemde aynı kol nakli örneğinde olduğu gibi dramatik bir sonla noktalanma olasılığının yüksek olduğunu savunan Mutaf, bu tür girişimlerin ret sorununu çözecek ve yan etkileri azaltılmış yeni ilaçların geliştirilmesinden sonra hızla yaygınlaşacağını kaydetti.


Mutaf, yüz naklinin kendi dokuları kullanılarak tedavi edilemeyecek kadar geniş doku kayıplarının olduğu, tüm yüzü kaplayan yanıklar, kazalar ve xeroderma pigmentosum denilen, çocukluktan başlayarak, güneşe maruz kalan bölgelerde deri kanserleri geliştiği için eve mahkum edilen; sadece geceleri ya da astronot elbiseleriyle gezebilen hastalarda kullanılmasının etik olabileceği görüşünü savunarak, Fransız cerrahların yaptığı gibi sadece deri ve yumuşak dokunun değil, kas sinir ve çene gibi kemik yapıları da içeren tam yüz nakillerinin teknik olarak mümkün ve Türkiye'de de gerçekleştirilebilir olduğunu belirtti.


Mutaf, "Plastik cerrahi alanında bu üst düzey operasyonları yapabilecek yetenek ve eğitime sahip çok sayıda Türk meslektaşımız var. Türkiye'de benim ve başarılı meslektaşlarımın önünü tıkayan en önemli engel, yüz ve kol gibi vücut bölümlerinin bağış ve naklini düzenleyen yasal alt yapının henüz olmamasıdır" dedi.

İHA
mutaf
:yüz
nakli
tıbbi
etiğe
aykırı
Yorum (1)
burak koç
benim yorumum yok ama bir soru sormak istiyorum.Sorum şu insanın bireysel ve toplumsal yaşamındaki ahlaksal davranışları ile ilgili sorunları inceleyen felsefe dalı hangisidir? bu soruma cevap verirseniz memnun olurum
1
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir