Medimagazin logo

DSÖ'den kuş gribi açıklaması

Dünya Sağlık Örgütü, kuş gribi nedeniyle ölenlerin sayısının 98'e, hastalığa neden olan virüsün rastlandığı vaka sayısının ise 177'ye çıktığını açıkladı
DSÖ'den kuş gribi açıklaması
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Dünya Sağlık Örgütü, kuş gribi nedeniyle ölenlerin sayısının 98'e, hastalığa neden olan virüsün rastlandığı vaka sayısının ise 177'ye çıktığını açıkladı.


Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan açıklamaya göre, tüm dünyada etkisini gösteren kuş gribinin izine 177 ayrı vakada rastlandı. Hastalık nedeniyle ölenlerin sayısı ise 98'e yükseldi.

Endonezya'da H5N1 virüsü nedeniyle gerçekleşen 2 ölümün, resmi kaynaklarca da doğrulanması üzerine açıklama yapan Dünya Sağlık Örgütü, hastalığa ilişkin verileri güncelleyerek, sonuçları duyurdu. Örgüt, yalnızca akredite edilmiş laboratuarlardan gelen sonuçları değerlendirerek rapor ediyor.

Dünya Sağlık Örgütü yetkilileri, Azerbaycan'da hastalığa yakalandığından şüphelenilen 11 kişinin testlerinin sürdüğünü belirtirken, bu kişiler arasından 3'ünün hayatını kaybettiğini dile getirdi.
Kuş gribi olarak bilinen H5N1 virüsü, 2003 yılından beri Asya'dan başlayarak, Ortadoğu, Afrika ve Avrupa'daki kümes hayvanlarını vurmuştu. Virüsün insanlara geçmesi ise nispeten daha uzun bir süre sonra ortaya çıkmış, hastalığın insanlara geçmesinde, virüs taşıyan kuşlarla yakın temas etkili olmuştu.

Öte yandan yetkililer, virüsün mutasyona uğrayarak, insandan insana geçmesinden endişe ediyor. Bugüne kadar Dünya Sağlık Örgütü tarafından teyit edilen ve ölümle sonuçlanan vakaların bazıları; Türkiye (4), Irak (2), Çin (10), Tayland (14) , Kamboçya (4), Endonezya'da (22) görüldü.


İHA
dsö'den
kuş
gribi
açıklaması
Yorum (11)
Ömer Salt
Hocam Acil serviste yaşadığımız sıkıntıları duyurmamız için böyle bir serzeniş gerekiyordu bence. Dilinize kaleminize sağlık
0
Cevapla
mert can
hocam bu gidişle sut dakiler değil ama sizin istifanızı isteyebilirler fazla kurcalamayın :)
0
Cevapla
yolbulduran
Hastanelere hırsız gözü ile bakılıyor. Sağlık harcamalarına ticaret gözüyle bakılıyor, faturalar muhasebe defteri incelenirmiş gibi inceleniyor. Devlet hastaneleri malzeme alırken SUT'a bakılmıyor. Devlet hastanesinde hastaların masrafları için SGK ile mutabakat yapılmıyor, yapılan tedaviler için ayrıntılı epikriz istenmiyor. Sağlık Bakanlığı veya SGK ile ilgili yönetmelikleri / kanunları muhasebeci kafalı insanlar hazırlıyor. SUT'la ilgili ksıtlamalar, her uzmanlık alanındaki hekimi ve hastaları ayrı ayrı etkiliyor. Son SUT'da kemoterapi hazırlama ve uygulama (bu ikisi ayrı şeyler) malzemeleri ödenecek diye açıklama yayınladılar. Bakıyorsunuz, malzemeye fiyat biçmemişler. Kemoterapi uygulama hizmeti karşılığında ödedikleri paraya 10-15 TL civarında bir zam yapmışlar, setlerin parası da dahildir demişler. Hazırlama ve uygulama (bu ikisi ayrı şeyler) setlerinin fiyatına bakıp topladığınızda (bana göre) uygulama başına 200 TL masraf çıkar. Bu setleri devlet hastaneleri alabiliyor. Özel hastaneler, Vakıf ve Devlet Üniversiteleri alamıyor. Peki bu setler ne işe yarıyor? Hastaya ve uygulayan hemşireye, sağlık çalışanlarına (ciltten, solunum yoluyla) ilaç temas etmesin, bulaşmasın, hastaya hesapladığınız doz tam olarak verilsin, mayi seti içinde kalmasın, ilaç değiştirirken damar yolunda hava oluşmasın, bu sırada kemoterapi ilaçları hastanın yanında poşete - çöp sepetine dökülmesin diye. Devlet hastanesinde kemoterapi alan hasta ve uygulayan hemşirenin canı can da, diğer hastanedeki hasta ve hemşirenin canı can değil mi? Bir 1981 yılında hazırlanan YÖK kanununu okuyun, bir de geçen sene Tam Gün Yasası diye adlandırılan maddeleri okuyup karşılaştırın. 2014 yılında eklenen maddeler gene muhasebeci kafalı insanlarca eklenmiş. Neredeyse kanunun kendisi kadar yazı eklenmiş ve çoğunluğu kafa karıştırıcı maddeler. Öğretim üyelerinin ne kadarı, başka bir hastanede çalışmaya gidebilir, giderse ne kadar para alır, ne kadarı kimlere hangi oranda bölüştürülür? Muhasebeciye kanun, yönetmelik yazdırılırsa böyle olur.
0
Cevapla
Gerçek Söyler
Öncelikle yılmadan birşeyleri düzeltmeye çalışmanızdan ve özellikle acil gibi herkesin korktuğu kaçtığı bir alanda yapmış olduğunuz girişimlerden dolayı sizi tebrik ederim.Ne yazıkki bazı yöneticileri tenzih ederim ama liyakatsız sadece torpille atanan yöneticiler oldukça bu sorunlar her zaman olacaktır.Sistem yöneticileri kar zarar hesabına itiyor.yönetici performans kriterleri bile mali ağırlıkta.Herzaman savunduğum hastanelerin ticarethane olmadığıdır.kar etmeleri beklenmemelidir.sadece zarar etmeleri önlenmeli sürdürülebilir kaliteli(hem çalışan hem hasta için)bir sağlık hizmeti verilmelidir.gerekli bir malzemenin alınması sutta fiyatının olup olmamasına bağlı değildir.malzemenin alınması yöneticiye bağlıdır.Burda hata sutta bu malzemeleri sokmayan kişiler kadar aynı zamanda bu malzemenin alınmasına onay vermeyen yöneticilerdedir.
0
Cevapla
uzm dr
Mevzuta hakim degilim ama basima boyle bir durum gelirse hastayi ve kendimi korumak icin asagidaki yolu izlerdim: 1)Mutlaka olmasi gereken ekipman eger hastanede yoksa elektif kosullarda resmi yollardan istek yapilir. Hatta gerekiyorsa bilimsel klavuzlar istem formuna eklenir. 2)Ayrica bu malzemelerin acil serviste bulunmasinin hayati oneme haiz oldugu, acil temin edilmesi icin bashekimlige dilekce verilir. 3)Bu evraklarin bir fotokopisi ve evrak numarasi bir yerde saklanir. 4)Malzeme temin edilemeden ihtiyac olan bir hasta gelirse o malzemenin olmadigi ile ilgili tutanak tutulur ve bashekimlige iletilir. Bundan sonrasi bashekimin sorunudur. Adli sorun olursa ust makamlara bilgi verildigi icin herhaldi sorumluluk bizde olmaz diye dusunuyorum. Not:Herseye ragmen temin edemezsem ve cok pahalli degilse kendi cebimden alirim vicdanim rahat olsun diye.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir