Medimagazin logo

CHP: Erdoğan'ın doktorunun ilaç firmalarıyla ilişkisi var mı

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Kardiyoloji Uzmanı Dr. Mehmet Koray Gürsel'in Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın özel doktoru olarak görev yaptığını bildirerek, “Gürsel'in ilaç firmalarıyla da ilişkisi bulunduğuna dair bilgi ve iddiaların doğru olup olmadığını” sordu.
CHP: Erdoğan'ın doktorunun ilaç firmalarıyla ilişkisi var mı
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
ANKARA (A.A) CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Kardiyoloji Uzmanı Dr. Mehmet Koray Gürsel'in Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın özel doktoru olarak görev yaptığını bildirerek, “Gürsel'in ilaç firmalarıyla da ilişkisi bulunduğuna dair bilgi ve iddiaların doğru olup olmadığını” sordu.


Kart, Başbakan Erdoğan'ın cevaplandırması istemiyle TBMM Başkanlığı'na sunduğu önergede, Başbakan'ın özel doktoru olarak görev yaptığı bildirilen ve dış gezilere katılan Gürsel hakkında, ilaç yolsuzluğuna karıştığı yolunda ciddi bulgu ve belgelerin olduğunu ileri sürdü. Gürsel'in hangi tarihten itibaren özel doktor olarak görev yaptığını ve halen bu görevine devam edip etmediğini soran Kart, bu kişinin ilaç firmaları-hekim ilişkileri sürecinde firmalara menfaat sağladığı, reçete artırımına yönelik usulsüz çalışmalara katıldığı, bu yolda şüphe ve şaibelerin yaygınlaştığı gerekçesiyle; Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu tarafından sürdürülen bir inceleme ve soruşturmanın söz konusu olup olmadığını sordu.
Kart, önergesinde şu sorulara yer verdi:

“Adı geçen kişi, mevcut bulgulara göre 2003 Şubat ayından beri söz konusu ilişkilerin içinde bulunduğu yolunda ciddi bulgular yer aldığına göre, hangi gerekçeyle Başbakanlık nezdindeki görevini sürdürmeye devam etmiştir?
Adı geçen hakkında sürdürülen inceleme ve soruşturmadan, Başbakan olarak hangi aşamada bilginiz olmuştur? Bu süreç devam ederken, Sağlık Bakanı, üstüne düşen idari önlemleri neden almamıştır? Bu sürece neden göz yummuştur? Adı geçenin, başka ilaç firmalarıyla da ilişkisi olduğu yolundaki bilgi ve iddialar doğru mudur?”

Atilla Kart, Devlet Bakanı Beşir Atalay'ın cevaplandırması istemiyle sunduğu önergede ise Türkiye İstatistik Kurumu'nda çalışan Cemali Bağcı'nın, bir köşe yazarına internetten gönderdiği “hakaret ve tehdit” içerikli mesajı gündeme getirdi.

Kart, Cemali Bağcı hakkında gerekli idari ve adli sürecin başlatılıp başlatılmayacağını sordu.


Hürriyet
chp:
erdoğan'ın
doktorunun
ilaç
firmalarıyla
ilişkisi
var
Yorum (2)
heybet semur
önemli bir konuyu işlemişsiniz sayın hocam.teşekkür ederim.tesbitleriniz sade ve özet olmuş.önerilerniz yeterli ve açıklayıcı değil.illerde bulunan 112 kkm leri maalesef periferden-mahallinden hastayı hastaneye ulaştırıyorlar sadece.olay yeri ve devamındaki süreci tıbbi müdahale anlamında iyi yönetemiyorlar.hastaneden hastaneye nakillerde 112 kkm sadece teyidleri yapıyor.hastaya yer bulamıyor.acilde nöbetçi hekim veya konsultan 2-3 saati bulan telefon görüşmeleri yapılıyor.yani 112 personelleri eğitilmeli sevklerde kkm aktif olup hastaya yer bulmalıdır.tüm ülkede acil tıp uzmanları ve diğer hekimler adil dağıtılmalıdır.kamu hizmetleri yarırımları belli merkezlerde değil daha fazla ve ulaşım imkanlari göz ününde bulundurularak sağlık cazibe merkezleri oluşturulmalıdır.örneğin bingöldeki bir hasta ildişina sevk edilirken elazığ d.bakır ve erzurum dan öteye gitmesine gerek olmamalıdır.daha da önemlisi aile hekimi devlet hastaneleri ve üçüncü basamak arasında mutlaka sevk zinciri gelmelidir.söylenecek çok şey var aslında.saygılar
0
Cevapla
Mücahit Altuntaş
Bütün basamaklarda sevk sistemi GERİ VE İLERİ BİLDİRİM YOLLARIYLA , HIZLI , ELEKTRONİK yapılabilmeli. Merkezde aile hekimleri , Dahiliye , Kadın Doğum ,Genel Cerrahi gibi branşlar olmalı. Sevk edilen yerle doğrudan temas sağlanan yerler olmalı. Bunu yapmak için özerk denetleme sistemlerini ve eğitim yollarının da çalışması gerekiyor. Tabi bir de sağlık sisteminin balonlaşımış iş yükünün sönmesi de gerekiyor.Sağlık sisteminin iş yükünün akılcı olması , ticarileşmemesi , siyasallaşmaması , özekliklik veliyakat ilkelerine uygun olması gerekiyor. Son on yıldan iş yükü üç kat(%300) artan bir ülkeden , bir yılda acillere müracaatı ülke nufusunu aşan ülkeden bahsediyoruz.Bunları görmezden gelen , hesap sorulmayan , yanlış yapanın yanına kalan ülkeden bahsediyoruz. Malpraktis yasası , performans sistemi çıkarıken , hasta hakları aydınlanmış onam , sigortacılık uygulamalarını başlatırken altyapı sorunlarını görmezen gelen bir ülkeden bahsediyoruz. Sen neredesin ben nerede halleri var ! Yazı önemli.Yazıdan bir alıntı ile bitiriyorum... "Sevkler ile ilgili düzenlemelere, kapatılan sağlık ocaklarının ve sağlık hizmet sunumunun tanımlandığı 224 sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Hakkında Kanun’dan itibaren aşinayız. İptal edilen bu kanunda, basamak sistemi tanımlanmış, yetersizlik var ise Ek 19 formu ile hastanın üst merkeze gönderilmesi belirtilmiş ve polikliniklerde randevu aranmaksızın hastanın değerlendirilmesi istenmiştir. Formun bir nüshasının da sevk eden doktora geri yollanması istenmiş ki, birinci basamak hekimi gönderdiği hastanın ileri tetkik ve tedavisi konusunda bilgi sahibi olabilsin." Bunlar son derece kolay.Ama siyasallaşan ve ticarileşen bir sistemde zor konular , hesap sorma ve hesap verme kültürünün olmaması ile hepimizi kitliyor ! Dr.Mücahit Altuntaş İç hastalıkları uzmanı 15 Eylül 2015
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir