Koca hastane yıllardır atıl durumda

Bundan yaklaşık 40 sene önce Kastamonu'nun Daday ilçesinde, ormanın içinde, Türkiye'nin ikinci büyük göğüs hastalıkları hastanesi yapıldı. 350 yatak kapasitesine sahip olan Sağlık Bakanlığı Ballıdağ Göğüs Hastalıkları Hastanesi'nde (geçen seneye kadar SSK'ya bağlıydı) ilk yıllarda özellikle verem hastalığıyla yapılan mücadelede çok sayıda vatandaşımıza tedavi imkânı sağlandı.

Türkiye'nin dört bir yanından buraya hasta yağıyordu. Orman içinde kurulmasının en önemli nedeni de temiz havanın astım, bronşit ve verem hastalarına iyi gelmesiydi.

Kurulduğu ilk yıllarda hastalarla dolup taşan bu hastane, zamanla Türkiye genelindeki diğer hastanelerde göğüs hastalıkları bölümlerinin açılması ve zaten sayıları çok da fazla olmayan uzmanların, orman içinde, dağ başına kurulmuş bu hastane yerine şehir merkezlerini tercih etmeleri nedeniyle doktorsuz kaldı. SSK geçen seneye kadar İstanbul Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesi'nden geçici görevle bu hastaneye uzman doktorlar getirtiyordu. Sağlık Bakanlığı da bu sene Kastamonu Devlet Hastanesi'nden doktor görevlendiriyor. Ancak onların kalış süreleri birkaç günü geçmiyor. Hastane personelinin sayısında da azalma oldu. Bazıları kendi istekleriyle, bir kısmı da İl Sağlık Müdürlüğü tarafından başka hastanelere tayin edildiler. Şimdi hastanede uzman doktor olsa bile, röntgen çekilemiyor. Çünkü röntgen teknisyeni yok. Türkiye'nin dört bir yanından tedavi olmaya gelen hastalar geri dönmek zorunda kalıyorlar.

Sağlık Bakanlığı yetkilileri bir yıldır hastaneye geçici görevle uzman doktor atamak dışında başka bir faaliyette bulundunuz mu? Şimdi bu hastanenin Kastamonu'da kurulacak üniversiteye dahil edileceği yönünde duyumlar alıyorum. Doğruysa, hastanenin geleceği, orada çalışan personel ve bölge halkı için çok sevindirici bir haber. Değilse, bu hastaneyle ilgili herhangi bir projeniz var mı? Hastanede her gün elektrik, su, yakıt harcanıyor ve çalışanlarına para ödeniyor. Bu milletin parasına yazık değil mi? Şimdi elinizi çabuk tutun ve birşeyler yapın. Yoksa mevcut sorunlar gün geçtikçe içinden çıkılmaz bir hal alır. Benden söylemesi.

Bu adaletsizliğe artık son verin!
Onlar yıllarca sabahlara kadar yağmur, çamur demeden sokak aralarında dolaşıp, çaldıkları düdüklerle varlıklarını hissettirip, vatandaşların canını ve malını hırsızlardan, serserilerden korudular. Yıllar içinde ulaşım ve iletişim imkânlan fazlalaşınca onlar da işlevsiz hale geldi. Geçen gün emekli bir bekçiden mesaj aldım. Birkaç gün önce 5 yılda bir yapılan silah taşıma ruhsatı yenileme işlemi için emniyete gitmiş. Kendisinden 1.200 YTL talep edilmiş. Üç aylık maaşının 1.725 YTL olduğunu belirten okurum, işlemi yaptıramadan evine dönmüş. Yine silah taşıma ruhsatı yenilemek için emniyete gelen polis emeklileri ise bu işlemi ücretsiz yaptırabiliyorlar.

Yıllarca emniyet teşkilatında her türlü zorluğa göğüs gererek çalışmış bekçiler, bu adaletsizliğe bir an önce son verilmesini istiyorlar. Onların da polis memurlan gibi silah taşıma yetkisi var. Ancak emniyet mensubu oldukları halde ikinci sınıf muamelesi görmekten bıkmışlar. İçişleri Bakanlığı yetkilileri, bu konuya el atmasınızı bekliyorum. En azından bu harcın miktarını makul bir seviyeye indirin.

Kısa Not
Geçen gün Bostancı'da oturan vatandaşların Taksim'e otobüs istediklerini belirtmiştim. Ertesi gün Bakırköy'de oturanlar aradı. Onlar da Bakırköy-Kadıköy arasına bir hat konulmasını istiyorlar. Bu iki ilçe arasında çalışan vapurlar artık ihtiyaca cevap veremeyecek haldeymiş. Zira sefer sayılarının azlığı özellikle sabah ve akşam saatlerinde vatandaşların mağdur olmasına neden oluyormuş. Valla ne diyeyim, Bakırköylülerin isteği böyle. İETT yetkililerine duyurulur.

Ahmet Vardar-Vatan