Medimagazin logo

Çocuklara akla ziyan sorular

Sağlık Bakanlığı yaptırdığı ankette, yurtlarda kalan çocuklara "intihar etmeyi düşündünüz mü" diye sordu.
Çocuklara akla ziyan sorular
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Sağlık Bakanlığı yaptırdığı ankette, yurtlarda kalan çocuklara "intihar etmeyi düşündünüz mü" diye sordu.

Sağlık Bakanlığı'nın, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu yurtlarında kalan 20 bin çocuğa yönelik yaptırdığı ankette intihar ve cinsel tacizle ilgili soruların yer alması tepkiye neden oldu.

SKANDAL SORULAR
Sağlık Bakanlığı yurtlarda kalan çocuklara yönelik sağlık taraması yaptı. Taramanın psikoloji bölümünde çocuklara yönetilen sorular şaşkınlık yarattı. Çocuklara yöneltilen sorulardan bazıları şöyle:

* Son bir yılda, ciddi bir şekilde yaşamınıza son vermeyi düşündünüz mü?

* Son bir yıl boyunca kaç defa fiziksel saldırıya, şiddete maruz kaldınız?

* Bir veya iki nefes bile olsa hiç sigara içmeyi denediniz mi, içtiniz mi?

* Tüm yaşamınız boyunca kaç kez sakinleştirici ilaç, esrar, uyuşturucu ve uçucu madde kullandınız?

* Tüm yaşamınız boyunca kaç kez bally ve tiner kullandınız?

* Kaç defa cinsel tacize uğradınız? Çocuk psikologları ise bu soruların çocuklarda olumsuz etki yaratacağını savundu. Psikolog Kerem Gence, "Bu çocuklar zaten belli başlı darbeler yemiş. Bu nedenle onlara 'yüzleştirici sorular' sorulması yanlış" dedi.

Sabah
çocuklara
akla
ziyan
sorular
Yorum (9)
Semih Hızıroğlu
SEZARYEN YAPMAK MI YAPMAMAK MI İŞTE BÜTÜN MESELE BU Bu yazıyı yazdığınız o günden beri, yani 10 yıldır çok şey değişti Sayın Hocam. Genel anlamda söylersek, doktorlar; elitlikten sefilliğe, krallıktan köleliğe, varlıktan yoksulluğa, saygınlıktan itibarsızlaşmaya, güvenlikten güvensizliğe, el üstünde tutulmaktan hor görülmeye, elleri öpülesilikten tokatlanıp yumruklanmaya, velhasıl kısaca cennetten cehenneme çıkarıldıkları yolculukta hemen hemen son durağa geldiler. Üstelik Kadın-Doğumcu’lara bu uzun yolculukta ayrı bir özen gösterildiğini de söyleyebiliriz. Öyle ki kadın-doğum, TUS’ta en çok tercih edilen branşlardan biriyken, hiçbir yere giremeyenlerin mecburi son sığınağı durumuna geldi. Hani borsada tavan yaptıktan sonra füze gibi çakılıp dip yapan hisseler vardır ya, aynı onlar gibi… Ah be hocam, 10 yıl önce neler yazmışsınız. Merak etmeyin, artık Tabipler Birliği asgari ücret tarifesinde sezaryen, normal doğumdan pahalı değil. Ne kadın doğumcular, ne anestezistler, ne de hastaneler sezaryen yapıldığında daha fazla kazanmıyorlar. SGK’dan özel sigortalara, hiç kimse sezaryene fazla para ödemiyor içiniz rahat etsin. Bu arada doğum sonrası izinde de normal doğum sezaryeni yakaladı, ikisi de eşitlenip 8’er hafta oldular. Hastanede kalma süreleri de 1-2 günden fazla değil, her ikisinin de… Buyurmuş olduğunuz gibi, özel hastaneler de sezaryen açısından çok sıkı kontrol altına alındılar. Sağlık Bakanlığı, bırakın “Neler yapıyorsunuz bakayım oralarda?” diye sormayı, inanın nefes aldırmıyor desek yalan olmaz. Hani teşbihte hata olmaz denir, birine sizin tanımınızla “sezaryenci doktor” demek, neredeyse “vatan haini” demek gibi bir durum haline geldi bugünlerde. O yüzden kimse kendini artık “sezaryenci doktor” olarak lanse etmiyor, edemiyor. Hatta kadın-doğumcuları korkutmak isterseniz, “Seni gidi sezaryenci seni, hıııı!” diye azarlamanız yeterlidir. O da hemen kendisine inanılmaz bir hakarette bulunulmuş gibi anında savunmaya geçecektir: “Ne münasebet efendim, ben ne zaman sezaryen yapmışım. Ben yıllardır hep normal doğum taraftarıyımdır. Hani geçmişte üç beş tane yapmışsak, ya hastalar istemiştir, ya yöneticiler istemiştir, ya da mecbur kalmışızdır. Yoksa ben ters geleni de, yan geleni de, isteyeni de, istemeyeni de normal doğurtabilirim. Lütfen bana iftira atmayınız. Tertemiz geçmişimi lekelemeyiniz” gibisinden bir cevap almanız mümkündür. Uzun lafın kısası hocam, sezaryen yapmak artık bir suçtur. Haa, bu arada olurda normal doğum yaptırdığınız bir hastada ya da bebeğinde, işler yolunda gitmez de en ufak bir sorun çıkarsa, kendinizi hemen müfettiş ya da hakim önünde buluverirsiniz. Onlar da hep bir ağızdan hemen size sorarlar: “NEDEN SEZARYEN YAPMADIN?” İster inanın, ister inanmayın, bu sezaryen yapılmalı mı yapılmamalı mı konusu gazetelere, televizyonlara, siyaset meydanlarına kadar taşındı. Siyasetçisinden yazarına, sanatçısından din adamına kadar herkes görüş beyan etti. Herkes ne kadar da bilgiliymiş hocam, bir görmeliydiniz. En az kimler mi konuştu? Kim olabilir ki hocam, kim olabilir? Tabii ki bizler… İttir kaktır, aramızdan basında bir iki satırlık, televizyonda bir iki dakikalık yer bulabilenler dilleri döndüğünce anlatmaya çalıştılar bu işlerin eksilerini artılarını, tedbirlerini, ama okuyan ya da duyan, okusa ya da duysa aldıran oldu mu bilemem. Bu arada hocam 10 yıl öncesinde yaptığınız bazı yorumlarınız da, affınıza sığınarak söylüyorum ki, bugün bakınca oldukça naif görünüyor. Mesela keyfi cerrahi girişim olmaz demişsiniz. Halbuki, burun düzelttirmek, göz altı torbalarını aldırmak ya da basenleri ve göbeği biraz ufaltıp memeleri de azıcık dolgunlaştırmak gibi keyfi işlemler için Estetik Cerrahi diye bir tıp dalı bile icat etmişler ki siz şüphesiz benden iyi bilirsiniz. “Koyunlar, inekler, atlar, tavşanlar, vs. hep vajinal doğum yapıyorlar, biz niye yapmayalım?” demeye getirmişsiniz. Üzerinize afiyet hocam, bizler insanız… Mesela bacağı kırılınca atları vuruyorlar, bir insan bacağını kırınca sizce ne yapılmalı buna göre? Velhasıl değerli hocam, sizin sezaryenin önlenmesi için önerdikleriniz eksiksiz yerine getirildi, hatta fazlası bile yapıldı anlayacağınız… Fakat, heyhat… Gelin görün ki tedbirler ne kadar işe yaradı derseniz bunu zaman gösterecek. İnşallah 10 yıl sonra da bu yazıyı tekrar yayınlarsınız ve sağ kalmış da hayattaysak duruma bir daha bakarız. Ha unutmadan, istediklerinizin fazlası bile yapıldı demiştim ama, hani “maddi kayıplar da behemehal düzeltilmeli” falan demişsiniz ya, bakın bir tek o konu ortada kaldı. Artık kimsenin aklına mı gelmedi, yoksa geldi de gelecek 10 yıla mı bırakıldı bilemeyeceğim. Sevgi ve hürmetlerimle… Dr.Semih Hızıroğlu
1
Cevapla
mehtap durmuş
teşekkürler semih ağzına sağlık çok güzel özetledin
0
Cevapla
ALİBABA
haldun güner bey doktor olarak bunları söylüyorsa ,siyasetçi neler söyler. ama unutmayın bugün başkasına yarın size de sıra gelebilir.ozaman da siz anlayışsızlık,empati kurmamakla,başka meslektaşlarınızı sizin branşınız hakkında yeterli bilgiye sahip olmadan siyasetçilerin aldığı sizi mağdur eden bir hususda konuşmakla suçlayabilirsiniz bugun ona yarın size temennisiyle... NOT: dr semih beyin yazısını sitenin sansürlemeden yayınlamasına şaşırmadım desem yalan olmaz.
1
Cevapla
beril
Çalıştığım hastanenin yeni acılan ve daha eksiği olan ameliyathanesinde ışıklar nerden acılıyor onu bile bilmeyen bi hemşireyle ve teknisyenle doğum setini kullanıp acil kordon sarkmasını sezaryen yaptım, o sırada başhekımımız de geldi, o tabii ilçedeki ilk ameliyatın şokunda, milletvekilini yanımda aradı, ilk cs in heyecanını paylaşırken karşı taraftan aldığı cevap inşallah gereksiz yere sezaryen yapmamıştır doktorun olmuştu.Yokluk içinde bebeğin hayatını kurtarmanın mutluluğu onun sayesinde çok kısa sürmüştü..Bizim arkamızda kimse yok EY KADIN Doğumcular, dikkatli olun:((
0
Cevapla
ersen eraydın
semih abi ağzına sağlık her kelimesine kadar haklısın haldun hocamız bu dönemlerde 1 yıl periferde kadın doğum uzmanlığı yaptıktan sonra da aynı yazıyı gönderirse o zaman çok taktir ederim
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir