Medimagazin logo

Zorunlu hizmetten kaçan hekimler hesabını da verir

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, hekimlerin zorunlu hizmetine ilişkin düzenlemenin iptali için Danıştay’a başvurulmasıyla ilgili olarak, “Bu ülkede hakimler, savcılar, askerler, polisler ülkenin hizmete ihtiyacı olan her bölgesine gidip hizmet veriyorlar
Zorunlu hizmetten kaçan hekimler hesabını da verir
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, hekimlerin zorunlu hizmetine ilişkin düzenlemenin iptali için Danıştay’a başvurulmasıyla ilgili olarak, “Bu ülkede hakimler, savcılar, askerler, polisler ülkenin hizmete ihtiyacı olan her bölgesine gidip hizmet veriyorlar.

Hekim arkadaşlarımız da bu hizmeti verecekler.” dedi. Bakan Akdağ, Kayseri’de yaptırılan özel bir diş sağlığı merkezinin açılışında zorunlu hizmet konusunu değerlendirdi. Akdağ, iptal kararı olsa bile meselenin hukuk çerçevesinde çözüleceğini ifade etti. Doğu ve Güneydoğu’daki bölgeler için devlet hizmeti süresinin 10 ay olduğunu hatırlatan Akdağ, “10 ay bile yapılmasın diye bu işin peşine düşüp davaları açanlar, iptal ettirmeye çalışanlar, Türk milletine hesap vermek zorundalar.” diye konuştu. Sözleşmeli statüsü getirerek hekim istihdam edilemeyen bölgelerde, ciddi ücretler ödeyerek sözleşmeli bir statü oluşturduklarını belirten Bakan, “Bununla da arzuladığımız sayıya, özellikle uzman hekim açısından ulaşamadığımız için devlet hizmeti yükümlülüğüne hakikaten ihtiyaç var.” ifadelerini kullandı. Hastanelerin 31 Aralık 2000 tarihinden önceki alacaklarının kesildiği, bu nedenle sağlık hizmetlerinin aksadığı yönünde eleştiriler olduğunu hatırlatmaları üzerine Bakan Recep Akdağ, alacaklarının ödenmeye başladığını bildirdi.


Zaman
zorunlu
hizmetten
kaçan
hekimler
hesabını
da
verir
Yorum (3)
Prof Dr Esat Orhon
Sayın Haldun Hocam, buyugumsunuz, agabeyimsiziniz, kidemlimsiniz. Ama bu yaklasiminiza katilmamin zor oldugunu sizinle paylasmama izin veriniz lutfen. Bu yaziniz mac yorumu gibi olmus. "Kaybeden" ne demek Haldun abi? Yonetime secilmis bir agabeyimizin daha birlestirici bir soylem icinde olmasini tercih ederdim. yasamim boyunca mesleki dernekcilikten uzak durmaya calistim. Hic taraf tutmadim. Dogru karar verdigimi simdi daha da iyi anliyorum. Saygilarimla Haldun agabeyim. Prof Dr Esat Orhon
0
Cevapla
Turgay Güven
Bu tip dernekler aynı zaman da sivil toplum örgütleridir.Neden hep çok para kazanan prof.lar yönetimi ellerinde tutar.Neden sahada yıllarca çalışmış,gerçek emekçi uzmanlar ortada yoktur.Çok para kazanan prof.lar bu derneklerde hekimlerin tümü için hiç mücadele ederler mi?Böyle birşey mümkün olmadığını biliyoruz.Esas bu kişilere oy veren biz uzmanlara yazıklar olsun.Hiçbir zaman bir Avrupa ülkesi gibi olamayacağız galiba
0
Cevapla
Semih Özeren
Sayın Haldun Güner Medimagazin'de bir yazı yazmış, ellerine sağlık. Bu yazı ile ilgili düşüncelerimi ifade edeceğim. Sayın Hocamız Kutay Biberoğlu konuşmasında ülkenin sağlık istatistiklerinden, derneğin bazı zaafiyetlerinden bahsetmişti. Buna aşağıda gibi yanıt vermiş Sayın Güner, yorumu değerli delegelere, grup üyelerine bırakıyorum. Efendim, Marmara Bölgesi’nin sağlık istatistikleri Ege’den daha kötüymüş. Hatta dernek sekreteri hiç iş yapmıyormuş. Vay hınzır vay, zaten ben de, kapıcının merdivenleri düzgün paspas yapmadığından şüpheleniyordum! Tüm bunlar meslektaşlarımızın dövülmesinden, yaralanmasından, hatta öldürülmesinden daha önemli imiş. Muayenehanelere kilit vuruluyor, doktorlar işçi haline getirilmek isteniyor, trilyonluk tazminat davalarıyla karşı karşıya kalınıyor. Kimsede tık yok! Gayrimenkul almakla övünen ve daha fazla alacağını ifade eden yönetim bunun rasyonel nedenlerini açıklamalıdır. Çok sayıda üyesi olan şubeler için gayrimenkul satın alınabilir belki. Ama 3 büyük il dışında böyle bir harcama mantıklı mıdır? Bu mekanların rasyonel kullanılması (örneğin dil eğitim gibi) önerisine yapılan gönderme aşağıda. Dernek merkezinde, meslektaşlarımıza İngilizce kursu önerisi geldi. Ne büyük öneri! Belki o zaman, saldıran hasta yakınına “No, no!” diyerek saldırılardan da korunmuş oluruz. Yer geniş, İngilizce kursuna gelemezseniz bile, pilatese, folklora buyurun!!! Şaka bir tarafa, genel merkez listesinin net kazandığı bir seçimi daha yaşadık. Kendisi ne kadar yaptığı şaka(!) yı bir yana bıraksa da ben bırakmıyorum ve kendisini ciddiyete davet ediyorum. Ilımlı ve bilimsel olan iki arkadaşımızı da karşı listeden seçerek, yeniden yanımıza almış olduk. Ilımsız ve bilimsel olmayan adayları seçmeme başarılarını kutluyorum. Ne kadar muktedirsiniz, kutlarım. Dernek hesaplarının, bir uluslararası denetleme firması tarafından kontrol edildiği, ayrıca, İçişleri Bakanlığının üç müfettişinin iki hafta süreyle tüm hesap ve yazışmaları denetlediği, sonuçta, hiçbir eksik ve hata bulunamayıp, dernek yönetimine teşekkür ederek ayrıldıkları bir bir anlatıldı ise de arkadaşlardan 400 TL’nin hesabını soranlarımız bile oldu. Uluslararası firmaya neden ihtiyaç duydunuz? Sayın Şendağ dışındaki 2 Denetleme kurulu üyesi yeterli değil miydi? İçişleri Bakanlığı 3 müfettişi niçin görevlendirdi? TJOD kongre, kurs, toplantı vs gibi organizasyonları nasıl yapıyor? TJOD ile bir firmanın adı neredeyse özdeşleşti diye yorumlar yapılıyor. Bundan kurtulun lütfen. Her seçimde olur. Kazananlar da oldu, kaybedenler de. Bir kez daha kazandınız, tebrikler. Ancak bana göre asıl kaybeden, en büyük ikinci şubemiz olan Ankara şubesi oldu. Onların yönetimde tek bir temsilcisi bile yok. Ankaralı olarak bir tek ben varım, ama ben genel merkez delegesiyim. Her ne kadar saymanlığını, hatta bir zamanlar başkanlığını yapmış olsam da, halen Ankara’nın seçilmiş delegesi değilim. Kişisel çıkar ve ihtirasları uğruna Ankara şubesini bu duruma getirenlerin, şapkalarını önlerine koyup düşünmeleri ve bu duruma acilen çare bulmaları, “Neden biz hep kaybediyoruz?” sorusunu ciddi şekilde sorgulamaları lazım. Bu paragrafın açıklanmaya ihtiyacı var. Üstü kapalı, meçhul cümlelerden sakının ve siz şapkanızı önünüze koyup açıkca söyleyin, biz de anlayalım. Sonuçta yine derneğimiz kazandı. İnşallah ama bence yine siz kazandınız. Kol kola başladık, yine kol kola ve dostça ayrıldık. Biz öyle başladık, öyle ayrıldık. Arkaya bakmak, durmak yok. Sizlerden aldığımız güçle, yine koşmaya devam edeceğiz. Efor kapasitesinize hayranım. Durmayın, koşmaya devam edin ama neden bu kadar uzun koşmak istediğinizi lütfedin, öğrenelim. Hekimlere uygulanan şiddet, CS ve D/C, tam gün, performans, kamu hastaneler birliği hakkında TJOD'nin beylik demeçler dışında çalışmaları var mıdır? Bilmek isterim. Önünüzdeki 2 yıl için hedefleriniz olmalı, bunları açıklar mısınız? Sağlık Bakanlığı ile ortak eylem planlarınızın detaylarını açıklarmısınız? (Bu konuda Sayın İtil'in hakkını teslim etmek isterim. Kendisi olabildiğince dik durmuş ve bireysel olarak muhalif bir tavır sergilemiştir). Şeffah olduğunu, paylaşılmayacak bir şey olmadığını söyleyen yönetim delegeleri neden gizlemiştir? Gelen baskı karşısında bazı şubelerin genel kurul sonuçlarını yollamakta gecikmeleri nedeni ile delegelerin henüz belli olmadığı, listeler tamamlandıktan sonra duyurulacağı açıklaması inandırıcı mıdır? Bu listelerin Genel Kurul'dan 2 ay önce merkeze gönderilmesi gerektiğini bilmediğimizi mi sanıyorsunuz? Son söz gerçek dostlar birbirlerinin arkasından konuşmaz, birbirlerini sever, sayar, eleştirilerini açıkca beyan eder. Semih ÖZEREN
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir