Medimagazin logo

Çapa Tıp'ın güvenliği

Değerli bilim insanı Prof. Dr. Necip Göksel Kalaycı’nın Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi otoparkında bir hasta yakını tarafından katledilmesi, Türkiye’de insanların öldürülmesinin ne kadar kolay olduğunu göstermesinin ötesinde, bilime karşı işlenmiş alçakça bir cinayettir
Çapa Tıp'ın güvenliği
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Musa, Çapa Tıp’taki güvenliği sorguluyor


Değerli bilim insanı Prof. Dr. Necip Göksel Kalaycı’nın Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi otoparkında bir hasta yakını tarafından katledilmesi, Türkiye’de insanların öldürülmesinin ne kadar kolay olduğunu göstermesinin ötesinde, bilime karşı işlenmiş alçakça bir cinayettir. Kuşkusuz bütün insanların yaşamları değerlidir. Ancak hastanenin bahçesinde bir bilim insanını bile korumaktan aciz bir güvenlik anlayışının, tüm yurttaşların yaşam haklarına karşı ne kadar kayıtsız olduğunu göstermektedir. 160’ı Çapa Tıp Fakültesi’nde olmak üzere İstanbul Üniversitesi’nin genelinde 500 kadar ‘özel güvenlik birimi’ faaliyet göstermekte. Hapishaneyi andıran bu güvenlikçi bolluğuna rağmen öğretim üyeleri ve öğrenciler kimliği belirsiz kişilerin saldırısına uğramaktan kurtulamamaktadır.


Değerli bilim insanı Prof. Kalaycı’nın katliyle sonuçlanan bu utanılası acıların yaşatılmasının bir boyutu da yazılı ve görsel basınının bazı olumsuz örnekleri genelleştirerek doktor, hemşire ve sağlık personelini hedef haline getirmesinden kaynaklanıyor. Bilimadamı Kalaycı’nın katlinden hemen sonra İstanbul Tıp Fakültesi’nde ‘ulusal güvenlik’ adıyla görev yapan şirketin isimsiz yetkilisiyle yaptığım sorgulamayı sunuyorum; faturanın sorumlulara çıkartılmasından yana bir kısım sevgili okurlar:


Sayın isimsiz yetkili, Çapa Tıp Fakültesi’nde görevli kaç güvenlik personeliniz var?


Yani bu hastanenin tabii bilmesi gereken bir sayı! Yalnız yeterli sayıda olduğunu söyleyebilirim.


Özellikle acil servislerde görevli doktor, hemşire ve sağlık personeli ‘Sıklıkla bazı hasta yakınlarının taciz ve saldırılarına maruz kaldığımız halde, hastane polisi ve özel güvenlik birimlerinden gerekli korunmayı göremiyoruz’ demelerine sözünüz?



Şimdi tabii şikayetlerin yoğunluğu ve nereden geldiğini bilmek lazım. Bu sizin iddianız. Bu konuda yaptığımız işlerimiz var.


Nedir?


Mesela bu olayın 15 dakika öncesinde bir hırsız cepten telefon çalarken suçüstü yakalandı. Onun işlemleri yapılıyordu. On beş dakika sonra hop acil bir çağrıyla, görgü tanıklarına göre sesin duyulmasından sonra oraya yöneldiler!


‘Yeterli sayıdaki’ bu güvenlik personeliniz 7 el silah sesinden uyanmayıp, insanların feryatlarıyla mı uyanıp olay yerine gitti?


Yook hayır hayır, olay yerini gördünüz mü?


Görmeye gidiyorum.


Keşke bir baksanız daha sağlıklı olacak. Çünkü olay yerine yaklaşık 30 metre ilerde hem bir üniversite tıp görevlisinin, hem bizim güvenlik görevlisinin fiziki bir görüşü var. Tabii 7 elin saniyeler içinde ateş edilmesi ve bu işi yapanın çabucak kaçmaya başlaması da normaldir!


Katili gören olmamış mı?


O kaçarken de kaçış güzergahı içinde görenler var. Bizim emniyet yetkililerine kanuni sorumluluğumuz olarak verdiğimiz özellikle eşgal.


Taksiyle kaçtığı doğru mu?


Hayır, hastanenin yan kapısından kaçıp gidiyor. Dışarıdaki bir taksiyle kaçtığı söyleniyor.


Katilin kaçtığını gören güvenlik var mı?


Şimdi kaçış güzergahı içinde yok.


Peki ben sizin adınızı neden öğrenemiyorum? Mesela benim adım Musa Ağacık. Siz ise uzun boylu zayıf ve ‘Ulusal Güvenlik Şirketi’nin yetkilisisiniz öyle değil mi?


Bunu çok rahatlıkla söyleyebilirsiniz.


Peki bu yetkilinin ismi yok mu, ismini gizlemekteki amacı nedir?


Şöyle yani basında yer almasını istemem! Ama düşüncelerimizi sakınmadan söylüyorum!


Güvenlik şirketinizin hastanedeki personel sayısı ne kadar?


Bunu söylemeye hastane müdürleri, yetkilileri mezun. Ben söylersem güvenlik açısından da söylenmemesi gereken bir bilgi vermiş olurum.


Niyekine?


Yarın sizin gazetede yayınlanırsa dost olanlar bundan güven duyarlar, derler ki ‘Bu hastanede şu kadar güvenlik var...’ Ama dost olmayan gözler, kulaklar da derler ki ‘Bu hastanede şu kadar güvenlik personeli var, acaba ben bunun zaafiyetinden nasıl yararlanabilirim?’


Sonuç olarak ‘güvenliğinizin’ işe yaramadığı Prof. Kalaycı’nın katliyle kanıtlandı.


Yakalanacaktır. Emniyete eşkali verildi.


Sağlık personelinin ‘polis’ ve ‘güvenlik biriminizden’ şikayetine ne diyorsunuz?


O soruyu bize kim yöneltiyorsa onun yüzüne cevap vermek isterim! Israrla söylüyorum, çünkü hakikaten biz de yaptığımız işin ciddiyetini kavrayan ve kayıtlarını tutan bir firmayız.


Adınız neydi?


‘Ulusal güvenlik..’


Musa Ağacık-Star
çapa
tıp'ın
güvenliği
Yorum (1)
derya han
hukuk okumak ne zamandan beri kolay olmuş pek anlayamadım.ben önce mühendislik sonrada hukuk okumuş biri olarak soruyorum bunu... eğer doktor beyler ve hanımlar başka meslekleri küçümseyeceklerse başkalarının da kendilerine aynı şeyi yapacağını unutmamalıdırlar... uzun sürelerle okumak,bedenen ve ruhen yorulmak,aşağılanmak,maddi ve manevi anlamda tatminsizlik pekçok meslek grubunda(avukatlar hakimler mühendisler bilim adamları...) var... medeni insanlar kendini hiç kimseden üstün görmeyen ve empati kurabilen insanlardır.sayın hocamız hukukçularla ilgili eleştiri yaparken lütfen bunları da göz önünde bulundurursa isabetli davranmış olur...
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir