SSK'lılara yurtdışından kemik iliği nakli

Şayet siz iyi niyetle yazıyorsanız ben neden yazılarınızdan irrite oluyorum? Bu tür yazıları özellikle polemik yaratmak ve ayrılıkları körüklemek için mi yazıyorsunuz? Neden sağlık camiasının sorunlarını dile getirip çözüm önerilerinde bulunmuyorsunuz? Yada neden dinsel veya ahlaki değil bilimsel içerikli yazılar yazmıyorsunuz? ''Evlilik dışı ilişki ‘zararlı bir alışkanlıktır’ ve ‘bağımlılık yapıcıdır’' yargısına varırken dayanağınız, bilimsel bir araştırmanın sonuçları mı (ki titrinize uyan budur) yoksa kendi düşünce sisteminiz midir? Benimde iki çocuğum var ve daima tutkularının peşinden koşmalarını, yaşadıkları hiç bir şeyden pişmanlık duymamalarını aşılamaya çalışıyorum. Çünkü dünyayı daha yaşanılır kılacak olanlar, içinde binlerce ''keşke'' taşıyan, yaşamı birileri tarafından kısıtlanmış, hayattan zevk alamayan nesiller olmayacaktır diye düşünüyorum. Lütfen ''büyüklerimiz'' bizim adımıza düşünüp telkinde bulunmak yerine örneğin internetteki yasakları kaldırma yönünde çalışsınlar. Onlar zahmet buyurmasınlar, biz araştırıp kendi doğrularımızı buluruz.

Evet, cinsel yolla bulaşan hastalıkların artmasında temel neden evlilik dışı cinsel ilişkinin yayılmasıdır ve gençliğimizi (sadece üniversite gençliğini değil) en az sigara, alkol ve uyuşturucu kadar tehdit etmektedir. Bu tehlikenin önlenmesinde Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, aileden sorumlu kurumlar ve üniversite yönetimlerine, özellikle de ailelere önemli görevler düşmektedir. Kondom dağıtmak cinsel yolla bulaşan hastalıkların önlenmesinde bir mücadele yöntemi olabilir, fakat sivrisinekle mücadele etmek gibi bir yöntemdir. Bu tehlikenin önlenmesinde asıl yöntem Şahin Hoca'nın da dediği gibi bataklığın kurutulması, yani insanımızın evlilik dışı cinsel ilişkilerden korunuması ve tek eşliliğin teşvik edilmesidir.

Değerli hocam yorumlarınızı okudum ve çok saygın ve mantıklı buldum.Size pek çok eleştiri gelecektir. Ancak düşündüklerinden emin olan bir bilim adamı elbette bu eleştirilerden çekinecek değildir. Eleştiren kişiler de medeni bir tavır ve uslüp ile eleştirilerini yapralarsa sağlıklı bir tartışma ortamı olur. Ancak hakaret, küçümseme , aşağılama bir eleştiri değildir ve hatta bir fikir de değildir. Dolayısıyla saygıyı haketmezler.Bu uslübü kullananlar ancak kendilerini küçük düşürürler. Her eksin belli bir saygı çerçevesinde fikirlerini söylemesi için doğruyu bulmamıza neden olur. Ayrıca fikirlerimizi kimseye kabul ettirmek zorunda değikliz. Her okuyucu beğendiği fikri kabul eder ve hayatına uygular.

Sayın "öğretim görevlisi" evidence-based değil, opinion-based tedrisatından geldiği için bu metni kaleme alma hakkını görmüş kendisinde sanırım...

Sayın Hocam, Allah sizi başımızdan eksik etmesin. Sizin gibi din alimleri olmasa biz bitmişiz. İnşallah tıp profesörleri de sizin kadar duyarlı olur da bu işler çözülür. Ben bir ehli müslüman olarak çok yararlandım yazınızdan, ancak ne yalan söyleyeyim hekim olarak pek birşey anlamadım. Zaten siz de ilahiyatçıydınız değil mi?