Medimagazin logo

Dinçer Fırat :Hekimlerimiz kısa sürede, kolay yayın arayışında

Medimagazin’de geçen hafta başlayan Türkiye’deki tıbbi yayıncılık konulu röportajlar dizisinin bu haftaki konuğu Turkish Journal of Cancer’in editörü Prof. Dr. Dinçer Fırat. Dinçer Fırat, “Genç hekimlerimiz kısa süre içinde ve kolayca yayın yapabilecekleri dergilerin arayışı içine” dedi
Dinçer Fırat :Hekimlerimiz kısa sürede, kolay yayın arayışında
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
“Türkiye’deki tıbbi yayıncılığın mevcut durumu” ile ilgili bu haftaki konuğumuz Turkish Journal of Cancer Editörü Prof. Dr. Dinçer Fırat.

İbrahim Ersoy / Ankara

Türkiye’deki tıbbi yayıncılığın bugünkü durumunu değerlendirir misiniz?
Ülkemizde gereğinden fazla, hemen hemen her akademik kuruluş, hastane veya meslek derneklerinin çıkardığı periyodik tıbbi yayın bulunmaktadır. Bu durum, bir ölçüde mesleki ve akademik yükseltmelerde, bilgi, beceri, öğretim yeteneğinden çok, her zaman kalitesine de bakılmaksızın yayın sayısına ağırlık verilmesinden kaynaklanmaktadır. Genç hekimlerimiz bu nedenle, kısa süre içinde ve kolayca yayın yapabilecekleri dergilerin arayışı içine girmektedir. Kanımca bilimsel veri ve kaynak israfına yol açan bu tıbbi yayın enflasyonunu azaltacak çareleri araştırmak zorundayız. Kaldı ki çok daha geniş maddi kaynakları olan kuruluş ve dergiler de günümüzde artık basılı yayınlardan çok elektronik ortamda yayına yönelmiş bulunuyor.

Türkiye’de yayınlanan dergilere gönderilen makale sayısında artış veya azalma var mı? Azalma veya artış var ise bunun nedenleri nedir?
Türkiye’de yayınlanan dergilere maalesef yurt dışında yayınlama şansı çok az olan yazılar, çoğu kez birkaç kez denedikten sonra gönderilmektedir. Ülkemizde artan tıp fakülteleri ve eğitim hastanelerine paralel olarak, dergilerimize gönderilen makale sayısında artış olabilir, ancak bunların ne kadarının bilimsel kalitesi yüksek yazılar olduğunu kestirmek zordur. Kuşkusuz bunun detaylı olarak araştırılmasında yarar vardır.

Üniversitelerarası Kurul’un 2001 yılında akademik atama ve yükseltilmelerde SCI veya Index Medicus gibi indekslerde yayınlanan makalelere çok daha fazla puan verilmesiyle ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Üniversitelerarası Kurul’un akademik atama ve yükseltmelerde, SCI veya Index Medicus gibi indekslere giren yayınlara daha fazla puan verilmesi ile ilgili kararına bir ölçüde katılıyorum. Çünkü bu tür dergilerin genelde yabancı dilde olup, yayınlanacak makaleleri bilimsel açıdan daha titizlikle seçtikleri ve global olarak daha büyük bir okuyucu potansiyeline sahip oldukları, elektronik ortamda kolayca erişebildikleri doğrudur. Ancak, yayın kapasitelerinin çok üstünde bilimsel araştırma makalelerinin gönderildiği bazı popüler dergilerin, tıp bilimine önemli katkıları olabilecek bazı makaleleri dahi geri çevirmek zorunda olduklarını unutmamalıdır. Bu oran yüzde 70-80’lere ulaşabilmektedir. Daha sonra daha az izlenen ve bahsi geçen indekslere çoğu kez yoğunluk nedeni ile alınamayan dergilerde, sözü geçen bilimsel makalelerin yayınlanmış olması, onların bilimsel kalitelerinin az veya yetersiz olduğu anlamına gelmez. Exerpta Medica (EMBASE) veya daha yeni geliştirilen Pro Quest, EBSCO, On-Line gibi indekslere giren dergilerde yayınlanan makalelerin de SCI ve Index Medicus’a girenler gibi puanlamaya girmesi gerekir. Sonuçta gayemiz ülkemizde yapılan araştırma ve bilimsel faaliyetlerin yurt dışında tanıtılması değil midir? Yine Türkiye’de yabancı dilde yayınlanan, elektronik ortamda global olarak kolayca erişilebilen, gerçek hakemli, ancak SCI ve Index Medicu’a girmemiş dergilerimiz de bilimsel potansiyelimizin tanıtılabilmesi açısından desteklenmelidir. Bu tür dergilerde yayınlanan makalelere atama ve yükseltilmelerde yeterli ölçüde puan verilmesi onları desteklemekle kalmayıp, daha çok ve daha kaliteli bilimsel makalelerin bu dergilere yönlendirmekle, mevcut kısır döngüyü de sonlandırabilir.

Akademik atama ve yükseltilmelerde Türkiye’de yayınlanan dergileri ön plana çıkaran bir düzeltme yapılmalı mıdır?
Türkiye’de yayınlanan dergileri ön plana çıkaracak bir düzenlemenin, ülkemiz bilim adamlarının, bilimsel araştırmalarının global olarak tanınmasında yararlı olacağı kanısında değilim. Çünkü bu dergilerin birçoğu bırakınız yurt dışını, ülke içinde de yeterli dağıtım yapamamakta ve okunmamaktadır.

Ancak Türk Tıp Dizini (Turkish Index Medicus) nin ciddi bir biçimde ele alınması, sürekli kontrolü sonucu oluşacak belirli sayı ve kalitedeki yurt içi yayınlara, diğer index’ler paralelinde puanlama ile değer verilmesi düşünülmelidir. Bu yayınların yurt dışında da kolayca erişebilir olması (internet üzerinden) gerekir. Bu dergilerde ülkemize ait sağlık sorunlarını ele alanlara yayın önceliği tanınabilir. Bu tür makalelerin, yurt dışı bir araştırmanın duplikasyonundan daha çok ilgi çekmesi beklenir.

Türkiye’deki tıbbi yayıncılığın geliştirilmesi için ne gibi önlemler alınmalıdır? Önerileriniz nelerdir?
Türkiye’de günümüzdeki tıbbi dergi enflasyonunun bir ölçüde azaltılması için benzer konuda yayınlanan dergilerin birleştirilmesi, basılı yayından çok elektronik yayımcılığa önem verilmesi, bu yönde hareket eden yayınların maddi açısından (yayın sponsorluğu, akademik sponsorluk gibi) desteklenmesi düşünülebilir.

Türkiye kaynaklı yayın sayısının dünyada artmasına rağmen, ortalama atıf sayısının düşmesini hangi nedenlere bağlıyorsunuz?
Ülkemizde sayıları artan akademik kuruluş ve sağlık merkezleri, oluşturulan çok merkezli ve multidisipliner araştırma grupları nedeni ile bilimsel yayın kapasitemizin artmış olması doğaldır. Kuşkusuz araştırma ve yayınların maddi açıdan daha çok desteklenmiş olması, atama ve yükseltmelerde getirilen kurallar bunda büyük rol oynamıştır. Buna rağmen atıf sayısının düşmesi ise başlıca şu nedenlere bağlı olabilir:

1. SCI ve Index Medicus’da yayınlanan Türkiye kaynaklı yayınların daha az orijinal araştırmalar, daha çok duplikasyon oluşu,

2. Bir kısım yayınların editöre mektup (editorial letter) tarzında olması,

3. Yapılan bilimsel araştırmaların daha çok kişisel verilere dayalı olması nedeni ile az sayıda hasta veya veri içermesi. Bu da, müşterek yayın yerine tek veya 2 isimli yayın yaparak daha çok puan toplamaya veya müşterek araştırma alışkanlıklarımızın azlığı veya zorluğuna bağlanabilir.

4. Bilim adamlarımızın, yayınlarında, ülkemizde daha önce yapılmış, yurt içi veya dışında yayınlanmış makaleleri atıfda bulunmamaları olabilir. Burada yurtiçi yayınlara kolay ulaşılamaması bir etken olabilir. YÖK, TUBİTAK gibi kuruluşlarımızın ülkemizde yapılan araştırma ve yayınlara elektronik ortamda, kolayca erişebilir veri tabanlarını geriye dönük (örneğin on yıl) ve ileriye dönük oluşturması teşvik edici bir unsur olacaktır.

Teşekkürler.
dinçer
fırat
:hekimlerimiz
kısa
sürede
kolay
yayın
arayışında
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir