Medimagazin logo

Parasını alamayan tıbbi malzeme firmaları, hastaneleri icraya verdi

Devlet hastanelerinin içine düştüğü mali kriz büyüyor. Sosyal güvenlik kuruluşlarından paralarını alamayan hastanelerde hizmetler durma noktasına gelirken, hastane yönetimleri elektrik, su, telefon, temizlik ve yemek gibi temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta güçlük çekmeye başladı
Parasını alamayan tıbbi malzeme firmaları, hastaneleri icraya verdi
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
Devlet hastanelerinin içine düştüğü mali kriz büyüyor. Sosyal güvenlik kuruluşlarından paralarını alamayan hastanelerde hizmetler durma noktasına gelirken, hastane yönetimleri elektrik, su, telefon, temizlik ve yemek gibi temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta güçlük çekmeye başladı.

Personele aylardır döner sermaye payları dağıtılamıyor. Borç batağına saplanan hastaneler, teşhis ve tedavide kullanılan tıbbi cihazların parasını da ödeyemiyor. Aylardır sattıkları ürünün parasını alamayan tıbbi cihaz firmaları, devlet hastanelerine mal vermeyi kesti. Hatta bazı firmalar, borçlu hastaneler hakkında icra takibi başlattı. Sektör temsilcileri, ödemelerin daha da geciktirilmesi halinde büyük çaplı icralar yaşayacaklarını belirtiyor.

Tüm Medikal Dernekler Federasyonu (TÜMDEF) Genel Başkanı Mehmet Ali Özkan, “Parasını alamadığımız için yeni malzeme getiremiyoruz. Depolarımızda mal kalmadı.” dedi. Sağlık Bakanlığı’na bağlı devlet hastanelerinin SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı’ndan yaklaşık 3,2 milyar YTL alacağı bulunuyor. Maliye Bakanlığı’ndan yeterli ödenek çıkmadığı için hastaneler aylardır paralarını alamıyor. Mali krize giren hastaneler, temizlik, güvenlik, yemek gibi hizmetlerin parasını karşılamakta zorlanıyor. Hatta geçen ay Yalova Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Ertan Sarıbaş, kaloriferi yakacak ve yemek çıkaracak para bulamadıklarını belirterek, istifa etmişti.

Malzemeler tükenmek üzere


Devlet hastaneleri, mali sorunların aylardır çözülememesi nedeniyle tıbbi malzeme ve araç gereç bulamama tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Şimdiye kadar sattıkları malzemelerin parasını alamayan medikal firmaları, hastanelere mal vermeyi kesti. Özellikle İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde bazı firmalar, hastaneleri icraya vermeye başladı. Tıbbi malzeme ve medikal firmalarının öz sermayelerini bile yitirmeye başladıklarını aktaran TÜMDEF Başkanı Özkan, aylardır para alamadıkları için sattıkları malzemelerin yerine yenisini koyamadıklarını vurguladı. Özkan, “Ödemelerin biraz daha gecikmesi halinde hastanelerde tıbbi malzeme sıkıntısı baş gösterecek.” bilgisini verdi. 6 ay öncesine kadar ödemelerin belli bir düzen içinde yapıldığını hatırlatan Özkan, “Ancak bugün ödemeler tamamen durma noktasına geldi. Bunun nedeni, 2006 bütçesi görüşülürken sosyal güvenlik kuruluşlarının devlet hastanelerine olan borçlarının silinmesidir. Bunun hatalı bir uygulama olduğunu Maliye Bakanı ve Başbakan bile kabul etti, ama düzeltilmesi için bir çalışma yapılmadı.” dedi.

TÜMDEF’ten alınan bilgiye göre tıbbi malzeme ve medikal ürün sektörünün yıllık cirosu 2,5 milyar dolar civarında. Piyasada bulunan 10 bin kalemi aşkın tıbbi ürünün yüzde 90’ı yurtdışından getiriliyor. Yaklaşık 7 bin firmanın faaliyet gösterdiği sektörde 200 bin kişi istihdam ediliyor. Öte yandan Sağlık Endüstrisi İşverenler Sendikası Başkanı Metin Demir, Maliye Bakanlığı’nın şubat ayı içinde hastanelere 750 milyon YTL’lik bir ödeme çıkarmayı planladığını açıkladı.

Necip Çakır
Zaman
parasını
alamayan
tıbbi
malzeme
firmaları
hastaneleri
icraya
verdi
Yorum (1)
mücahit altuntaş
Sayın Erentürk Yazınız ufuk açıcı. Son 30yılda olan fütürsüz sanayileşme , pazar oluşturma , kar etme kültürü insanı kültürel anlamda dönüştürmüştür. Çok kolay savaş oluşturma kültürü , çevre , okoloji , bitki ve hayvan türlerin yok olması anlamında tam anlamıyla insan , dünyada gelmiş geçmiş en büyük TERMİTOR dür.İnsan mevcut olduğu , ayak bastığı bu dünyada bir yıkıcı , yok edici haline gelmiştir. Mevcut hakim olan kültürde ve ideolojide insan bir terminatördür.İnsan teknoloji ve bilgi birikimiyle kendi konfor , imkanlarını , öngörülerini artırırken , yaşam süresini uzatırken ,Dünyayı hem kendisi hem diğer canlı türleri açısından kaotik bir yer haline gelmiştir. Gelir dağılımı , refahın dağılımı , insanın kendi geçmişinden çıkardığı değerlerin taşınması sürdürülmesi anlamında yaygın bir gelişkinlik sergileyemiştir. Dünya insanın değerlerinin hegomonik ve belirleyici haline dönüştüğü EGOSENTRİK yer haline gelmiştir.Dünya kaynakları hep insana akmaktadır. Peki insan bu kaynakları kendi arasında akılcı kullanmaktamıdır? Dünyayı bütün olarak baktığımızda daha refah , uygar , sağlıklı bir sürece taşıyacak bir kültür geliştirebilmişmidir.20-30 bin yıllık kültürel tecrübeye rağmen buna evet diyemiyoruz. Gelinen noktada açıkça görülmektedirki sogulanacak bir tüketim , kirlilik ,istila , hedonistik kültür vardır. İnsan , geçmiştin ve tabiatından gelen kendini önceleyen , narsist , egosentrik tutumu çevre ve diğer varlıkların , kültürel kaynakların korunması ve gözetilmesi anlamında son derece kötü bir sınav vermiştir. Kendi içinde bile temel hak olan eğitim , sağlık konusunda gelişkin tutum sergileyememiştir.Sağlık ve eğitimi son derece pazara yönelik , ticari unsurlara dönüştürmüş.Kendi geliştirdiği değerlerin ortadan çatlamasına , anlamını yitirmesi karşısında üç maymun tavrı sergilemiştir. Ülkemizde GEZİ PARKI ile başlayan , gelişen bir refleks vardır.Bu refleksi kendi yerelindeki alana ilgili değil kümülatif duyarlılık , gelişkin bir tepki biçimi olarak umut vermektedir. Sevgi ve saygılarımla.
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir