Böbrekçi doktor ‘çete lideri’

Çıkar karşılığı organ nakli yapmak suçundan defalarca yakalanan, ancak her defasında yasal boşluklardan yararlanan Doç. Dr. Yusuf Erçin Sönmez, bu kez mahkum oldu. Yargıtay 8. Dairesi, Kartal 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Sönmez aleyhine verdiği bir yıl 1 ay 10 günlük hapis cezasını, 26 Ocak’ta oybirliğiyle onadı. Yargıtay’a göre Sönmez ‘çete lideri’.

YARGITAY 8. Dairesi’nin kararına göre ‘Doç. Dr. Yusuf Erçin Sönmez, Türkiye’de ve yurtdışında fakir insanları ikna edip elde ettiği böbrekleri, yurtdışından gelen varlıklı insanlara naklederek para kazanan bir çetenin lideri.’ Kamuyounda ‘organ mafyası’ denilen çetenin lideri olmaktan hüküm giyen Sönmez’in şimdiye kadar 300 ila 500 böbrek nakli yaptığı ileri sürüldü. İddialara göre Türkiye, Moldova, Romanya ve Bulgaristan’daki fakirlerden yaklaşık 3 bin dolara alınan böbrekler, zengin Türk ve İsrailli hastalara 50 bin dolara takılıyordu.

AMA HAPSE GİRMEYECEK

Yargıtay, Sönmez’in ‘organ mafyası lideri’ olduğunu onadı. Ancak Sönmez cezaevine girmeyecek. Çünkü Kartal 2. Ağır ceza Mahkemesi, 1 Haziran’da yürürlüğe girecek yeni TCK’ya göre iki yıla kadarki hapis cezalarının ertelenmesi söz konusu olduğundan infazı erteledi. Ancak Sönmez bir daha aynı suçtan yakalanırsa bu cezasını da çekecek.

Bu arada mahkeme ilamında, doktorluktan men edilmesine yönelik herhangi bir karar bulunmadığından Sönmez meslek hayatına devam edebilecek. İstanbul Tabip Odası Onur Kurulu daha önce Doç. Dr. Sönmez’i altı ay süreyle meslekten men etmişti. Ancak Tıp meslek kuruluşları üyelerini meslekten tamamen atamıyor.

ORGANİZASYONLA HAKSIZ KAZANÇ

26 sanıklı davaya ilişkin Yargıtay ilamında Yusuf Erçin Sönmez’e yönelik tanımlama şöyle:

‘Sanıkların Yusuf Erçin Sönmez liderliğinde tam bir işbirliği ve organizasyon içinde hareket ederek, gerek yurt dışında, gerekse yurt içinden düşük bedelle temin ettiği yoksul insanların böbreklerini yurt içindeki ve yurt dışından gelen varlıklı böbrek hastalarına yüksek bedelle satıp, 2238 sayılı organ ve doku alınması, saklanması, aşılanması ve nakli hakkındaki kanuna aykırı olarak naklederek haksız kazanç sağladıkları anlaşıldı.’ Öteyandan organ nakli konusunda Türk yasalarınının yetersiz olduğu ortaya çıktı. Tüm dünyadaki yaygın uygulamaya göre, böbrek nakline ihtiyaç duyan hastalara önce birinci, sonra ikinci derece kan bağı bulunanlardan nakil yapılması öngörülüyor. Aile dışından biri böbreğini vermek istediği zaman bir etik kurulun onayı gerekiyor. Türkiye’de ise noter kanalıyla ‘gelir sağlamak amacıyla değil insanlık amacıyla’ böbreğini verdiğini söylemek yeterli.

Hürriyetim 11.04.2005