Adalet Bakanlığı tarafından adliyelerde kurulan uzlaşma büroları, ceza uyuşmazlıklarında alternatif olarak tarafların bazı suçlarda mahkemeye gitmeden aralarındaki sorunları çözmelerine imkan sağlıyor. Böylece, uzun yargılama süreçleri sona eriyor. Bazen uzlaşmada şart olarak karşı taraftan bazı taleplerde bulunuluyor. Bu talepler arasında özür dileme, maddi - manevi zararın karşılanması ve bağışta bulunma gibi edimler (anlaşma kararı) yer alıyor. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, 2018 yılında 200 bin dosyanın mahkemeye ulaşmadan uzlaşmayla neticelendiğini belirtmişti. Bu uzlaşmalardan biri de İstanbul’da hastanede tartışan hemşire Y.A. ile eşi doğum yapan H.D. arasında oldu.
Milliyet'te yer alan Cihat Aslan'ın haberine göre, Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne eşini doğuma götüren H.D., doğumun ardından eşinin yanında refakatçi olarak kaldı.
HEMŞİREYE TEHDİT
Bu sırada aynı odaya ikinci bir hasta getirilince ebe - hemşireler, H.D.’ye dışarı çıkmasını söyledi. Eşini yalnız bırakmak istemeyen H.D. ile hemşireler tartıştı. H.D., ebe hemşire Y.A.’ya “Kes sesini” diye bağırdı. Ardından hemşire Y.A.’ya küfreden H.D., “Görürsün sen gününü” diyerek tehdit etti. Kavga üzerine hastanenin başhekimi tutanak tuttu. Hemşire Y.A. ise H.D.’den şikâyetçi oldu.
H.D. hakkında ‘Hakaret ve basit yaralama’ suçlarından iddianame hazırlayan savcı, suçun uzlaşma kapsamında olduğunu belirterek dosyayı uzlaştırma savcılığına gönderdi. Hemşire Y.A. önce H.D.’nin yargılanmasını talep ederek uzlaşmaya yanaşmadı. Ardından tayin olduğu Sakarya Devlet Hastanesi Doğumhanesi’nde eksik olan çamaşır makinesinin alınması şartıyla uzlaşmayı kabul etti. Uzlaşma şartını kabul eden H.D. de hastaneye çamaşır makinesi aldı. Çamaşır makinesi yetkili Ö.A.’ya teslim edildi, ikili arasındaki kavga da mahkemeye ulaşmadan çözüldü.
