MEDİMAGAZİN- Türkiye’de 2018 verilerine göre yüzde 53 olduğunu ve sezaryen oranlarının kadın doğum hekimlerinin istemediği bir noktada olduğunu belirten Prof. Dr. Karateke “Sezaryen oranları Sağlık Bakanlığının almış olduğu önlemlerle azalmadığı bir gerçek.” dedi.
“Önlenemeyen ve öngörülemeyen komplikasyonlardan hekimler muaf tutulmalı”
Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği Başkanı Prof. Dr. Karateke dernek olarak öngörülemeyen ve önlenmeyen komplikasyonlardan kadın-doğum hekimlerinin ve ebelerin muaf tutulması gerektiğini belirterek şunları kaydetti:
“Öngörülemeyen veya önlenemeyen komplikasyonlardan dolayı hekimin dava edilememesi gerekiyor. Dava edilirse hekim hastasından korkuyor. Dolayısıyla bu öngörülemeyen veya önlenemeyen komplikasyon korkuları ile sezaryen oranları artıyor. Arttıktan sonra da stabil oranda gidecek gibi duruyor. Sağlık Bakanlığından ve parlamentodan da kadın doğum hekimini artı olarak ebeleri koruyucu bir yasa çıkması gerekiyor. Çünkü Sağlık Bakanlığı diyor ki her gebeye bir ebe, ebeler de bu yükün altından kalkamazlar ki. Bu gerçekten de çok travmatik bir yükümlülük. Açılan davalarda tazminat miktarları milyonlarca liralar. Dolayısıyla önlenemeyen veya öngörülemeyen komplikasyonlardan dolayı hekim veya bu doğumu üstlenen ebeler bir miktar muaf tutulmadığı sürece, korunmadığı sürece burada ilerleme sağlayamayız. Dernek olarak da sezaryen oranlarını azaltmadaki stratejileri konuşamıyoruz. Çünkü böyle bir konuşma açıldığı zaman her hekim ‘benim 3 tane davam var. Siz böyle havadan konuşuyorsunuz. Benim canım yandı. İki yüz bin liram gitti, üç yüz bin liram gitti’ düşüncesinde. Para ödemese bile hekimlerin 3, 5, 10 yıl davaları sürüyor. Türkiye’de böyle giderse kendi doğumlarını yaptıracak aklı başında hekim grubunu kaybeder. Kadın doğum istenen bir branş olmaktan çıktı, puanlar azalıyor. Halbuki kadın-doğum branşı en pragmatik olacak en çözümcül bir hekim grubunun seçeceği bir branş. Dolayısıyla bu branş da böyle bir hekim grubu tarafından da istenmiyor. İyi puanı olan bütün arkadaşlar başka branşlara gidiyorlar. Dolayısıyla burada bir yanlış var. Sağlık Bakanlığının bu yanlışı mutlaka görmesi gerekiyor. “
Dava sürecinde hekimin yıprandığını kaydeden Prof. Dr. Karateke “Yalnızca sigorta sistemi ile çözülecek bir iş değil. Hasta bilmeli ki doğumda omuz distosisini önlenemez öngörülemez. Omuz distosisini olduğunda aile dava ediyor.” diyerek hekimin bu komplikasyonu öngöremeyeceği ve önleyemeyeceğini önemle vurguluyor.
“Öngörülemeyenler durumlar için hekim arkadaşların bu kadar sıkıştırılması mutsuzluğu artırıyor, geleceğe bakıştaki umutsuzluğu artırıyor tüm bunlar da meslek seçilebilirliliğini etkileyen faktörler” diyen Prof. Dr. Karateke sezaryen oranlarının azaltılması için Sağlık Bakanlığının kadın-doğum hekimleri ile bir araya gelmesi gerektiğini belirterek “Sağlık Bakanlığı bizden hiç görüş almadı. Çalıştaylara çağrılmadık. Bizim net görüşümüz sezaryen doğumlarının azaltılması gerekiyorsa kadın doğum hekimlerinin kaygılarını ve sıkıntılarının dinlenmesi gerekiyor.” dedi.
“Biz de kadınlara bu konuda en iyi hizmeti vermek için çırpınıyoruz.” diyen Prof. Dr. Karateke sezaryen oranlarını azaltmanın yolu suda doğum olmadığını ve sezaryen doğumları azaltmanın yolunun çok iyi şartlarda hastaneler yapmak da olmadığını ifade ederek; kadın doğum hekimlerinin görüşleri ile beraber yol alınması gerektiğini ifade etti.
“Emin olun korkularla hekimlik olmaz “
Sağlıkta yaşanan şiddet olaylarına en çok maruz kalanların acil hekimleri ve kadın doğum hekimleri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Karateke hekim hastadan korkar hale geldi diyor ve ekliyor: “Hekim korktuğu anda hekimlik sanatını düzgün uygulayamıyor. Sanatını düzgün uygulayamadığında Sağlık Bakanlığı ve SGK kaynaklarımız lüzumsuz uygulanıyor. Doktor korktuğu zaman daha fazla test istiyor, pratik olarak yapacağı işi daha zor yapıyor. Bunların hepsi para demek, maliyet demek, ülkemize zarar demek. Dünyada bu kadar çok tetkik istenen başka bir yer var mı?”
Yaşanan şiddet olaylarının defansif tıbbı geliştirdiğini işaret eden Prof. Dr. Karateke “Biz de hasta oluyoruz. Biz de hekimlere gidiyoruz. Biz de bize yanlış yapıldığında hiddetleniyoruz. Ama bu işin çözümü şiddete dökmek, onu mahkemeye vermek değil. Hekimlik uygulamalarında farklılıklar olabilir. Hekim en doğru gördüğü tedaviyi uygulayacak. Bunu güven ortamı içinde yapmadığında sağlık kaynakları boşa harcanıyor. Sağlık hizmeti bekleyen vatandaş da mağdur oluyor bence. Emin olun korkularla hekim olmaz. Hekimin de iyi niyetli olduğunu anlatmak lazım. Bizler de iyi niyetten yoksun hekimleri kendi içimizde tutma niyetinde değiliz ki. Onların bir şekilde hekimlik uygulamalarından engellemek gerektiğine de inanıyoruz. Ama genelde mesleğini düzgün uygulayan arkadaşların da korkularla hekimlik yaparak bu ülkeye faydaları daha az olacağını düşünüyorum. ”
“Koruma kanunu istiyoruz! “
Türkiye’deki malpraktis davalarına da değinen Prof. Dr. Karateke gelinen noktada kadın doğum hekimlerine karşı aleyhte bilirkişilik yapan kadın doğum hekimleri de olduğunu belirterek aleyhte bilirkişilik yapan hekimleri şiddetle kınadığını belirtti.
“Her olayda kusur bulunabilir. Ama art niyet var mı? Sistematik organize bir iş var mı? İhmal var mı? Bunları kimse göz ardı edemez. Görevini yapmayan hekimler cezası neyse onu çekecek. Ama hekimlik uygulamalarındaki nüans farklılıklarına bakarak bir hekime ceza yazdırmaya çalışmayı uygun görmüyoruz” diyen Prof. Dr. Karateke Türk hukukuna ve hakimlerine sonsuz güven duyduklarını kaydetti.
“Bir koruma kanunu istiyoruz” diyen Prof. Dr. Karateke vajinal doğumlarda öngörülemeyen, önlenemeyen komplikasyonlardan dolayı dava açılmaması gerektiğini belirterek “Bu konuda hakimlerin hekimlerin aleyhinde olduğunu düşünmüyoruz. Onlar da verdikleri kararları bilirkişilerle veriyorlar. Ellerindeki kanunlarla veriyorlar. Bizim Sağlık Bakanlığından istirhamımız bu kanun çıkarılsın ki bizden hizmet bekleyen daha kadınlarımıza daha düzgün hizmet verelim. Ülkemizde 1 milyon 350 bin doğum oluyor. Bu gerçekten büyük bir rakam. 6 bin kadın doğum uzmanı ile dünya standartlarında hizmet verdiğimizi düşünüyorum.” dedi.
“Bugünlerde yaşadığımız olayların da gelip geçici olduğunu düşünüyorum“
Kadın doğum hekimliğini her zaman severek yaptığını belirten Prof. Dr. Karateke “kadın doğum branşı gerçekten iyi bir branş. Özellikle obstetrik. Bir bebeğin dünyaya getirmek, onun gelişmesini görmek, sağlıklı bir şekilde onu görmek, büyüdüğünü görmek hekime mutluluk veriyor. Ben Türkiye’deki kadın-doğum hekimlerinin çok büyük bir kısmının obstetrik ile ilgili olduğunu biliyorum. İyi bir branş bence kadın-doğum. Bugünlerde yaşadığımız olayların da gelip geçici olduğunu düşünüyorum. Mutlaka aklı selimin bu branş içinde hakim olacağına inanıyorum. Çünkü bir sürü akil hoca olarak bizler itibarsızlaştırılmasının iyi bir şey olmadığını düşünüyoruz. “ dedi.
Dernek olarak hekimlerin daha iyi olması için her zaman çalışacaklarını, yeterlik sınavı yapacaklarını, kliniklerin akreditasyonu için standartları anlatmaya çalışacaklarını kaydeden Prof. Dr. Karateke “Amacımız Türk kadın-doğum hekimlerinin standartlarını sürekli iterek ülkedeki kadın hastalıkları, doğum hizmetinin standartlarını artırmak.” dedi.
.jpg&w=384&q=75)
