Dünya çapında pek çok katılımcıya ev sahipliği yapan kongrenin en önemli başlıklarından biri ‘’Viral Hepatitler’’di. Hepatit C tedavisindeki yenilikler ile ilgili olumlu ve çarpıcı verilerin, bu konudaki paradigmaları değiştirmesi ve hekim-hasta-sağlık sistemi açısından ezberleri bozması bekleniyor.
European Association for the Study of the Liver (EASL) Derneği tarafından bu yıl 51.si düzenenlenen, International Liver Congress'i MEDİMAGAZİN takip etti
Kronik bir hastalık olan Hepatit C, birçok hastada siroz ve karaciğer kanserine kadar ilerleyebiliyor. En az 6 farklı genotipi (genotipi 1-6) olan ve 52’den fazla subtipi olan bu hastalıkta, hastalığın gidişatını belirleyen en önemli unsur bu genotipler.
İnterferon-ribavirin tedavisine yanıtı en kötü olan genotip 1b, %84 ile ülkemizde en çok görülen genotip.
Yüz güldüren yeni tedaviler var
Hepatit C tedavisinde eskiden beri kullanılan interferon ve ribavirin uzun süre kullanılması gereken ve belirgin yan etkilere sahip ilaçlar. Hastalıkla ilgili geliştirilen yeni tedavi rejimleri ise yüz güldürüyor.
Direkt etkili ajanlar (DAA) ile tedavi çözümleri sunan Abbvie Firması ‘’Çünkü her hasta önemlidir’’ sloganıyla kongrede yer aldı ve ombitasvir/paritaprevir/ritonavir ve dasabuvir tedavileri ile ilgili son gelişmeleri katılımcılar ile paylaştı.
Bu yeni ilaçlarla Hepatit C tedavisine dair olumsuzluklar tersine dönüyor. Eski rejimler ile 12 ay gibi uzun süreleri gerektiren Hepatit C tedavisi, artık 12 haftada tamamlanabiliyor.
Tedavi süresinin kısaltılmasının yanı sıra, hasta uyumunu artıran diğer faktörler ise yan etkilerin azlığı ve ilaçların oral yoldan alınması. Bu ilaçlar sayesinde, eskiden %40-45 düzeyinde olan tedavi yanıtı, %97-100 düzeyine çıkıyor ve Hepatit C virüsü geri gelmemek üzere vücuttan atılıyor.
Bu ilaçlar; hem tedaviye ilk kez başlanan (naif) hem de daha önce interferon ve ribavirin tedavisi almış hastalarda uygulanabiliyor.
Türkiye Hepatit C tedavisinde şanssızdı ama…
Hepatit C tedavisinde en şanssız grup olarak değerlendirilen genotip 1b bu yeni ilaçlar ile birlikte tedaviye en iyi yanıt veren genotip haline geldi.
Genotip 1b’nin Türkiye’de en fazla görülen grup olması nedeni ile bu yeni tedavinin başarısı da en çok Türkiye’deki hastaları ilgilendiriyor. Çünkü genotip 1b (non-sirotik veya kompanse sirotik) hastarda yanıt alma düzeyi %97-%100 seviyesine geldi.
Klinik çalışma sonuçlarını gerçek yaşam verileri de destekledi
Yeni tedavilerin başarı değerlendirmesinde klinik araştırmaların yanı sıra gerçek yaşam verileri de önemli yer tutmakta. Ombitasvir/paritaprevir/ritonavir ve dasabuvir tedavilerine dair merakla beklenen gerçek yaşam verileri (German Hepatitis C Registry/DHC-R), Hannover Tıp Fakültesi Gastroenterohepatoloji Bölümü Araştırma Grubu Başkanı Dr. Heiner Wedemeyer tarafından açıklandı.
254 merkezde yürütülen ve 9000’den fazla hastanın katıldığı çalışmadaki 1017 hasta, Şubat 2014-Aralık 2015 tarihleri arasında ombitasvir/paritaprevir/ritonavir ve dasabuvir ± ribavirin almış olan, genotip 1 veya genotip 4 ile enfekte hastalardı. Genotip 1b özelinde bakıldığında çalışmayı tamamlayan 351 hastanın 339’unda sürekli virolojik yanıt (SVR) elde edildi (%97). Yan etkilere bağlı tedavi devamsızlığı ise sadece %1,5 bulundu.
Dr. Wedemeyer, “Almanya’da genotip 1b ile enfekte birçok hastamız var ve bu rejimle neredeyse tüm 1b hastalarında kür sağladık. DHC-R’de faz 3 çalışmalarla benzer sonuçlar elde ettik. Bu rejimde ribavirine ihtiyacımız yok ve bizim için çok önemli bir grup olan kompanse sirozlu hastalarda da ribavirinsiz tedavi uygulayabiliyoruz” dedi.
Hepatit C artık korkutmuyor
Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği Başkanı Prof. Dr. Sabahattin Kaymakoğlu ve Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selim Gürel de Hepatit C tedavisi konusundaki bu heyecan verici gelişmeler hakkında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Gürel, “Hepatit C sinsi seyredebildiği ve bulaşıcı olduğu için mevcut hastalar buzdağının görünen yüzü ve muhtemelen tanısı henüz konulmamış çok fazla hasta var. Hepatit C’nin siroz ve karaciğer kanserine dönüşmeden yakalanmasında erken tanı ve tedavi çok önemli. Özellikle Türkiye’de organ bağışının son derece yetersiz olması nedeni ile, hastalığın yetmezlik seviyesine gelmeden tespit edilmesi büyük önem arz ediyor” dedi.
Kaymakoğlu ise, “Sağlık Bakanlığı, Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği başta olmak üzere pek çok sivil toplum kuruluşunun desteğiyle, Türkiye Viral Hepatit Önleme ve Kontrol Programını hayata geçirmeye hazırlanıyor. Tüm bu adımlarla ve yeni tedavi imkanlarıyla birlikte Hepatit C’nin yakın gelecekte bir halk sağlığı sorunu olmaktan çıkması bekleniyor” şeklinde konuştu.
