Medimagazin logo

Hani kolera yoktu?

TTB'den sonra Belçika da uyardı: Türkiye'den dönen iki kişide kolera görüldü
Hani kolera yoktu?
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol
TTB'den sonra Belçika da uyardı: Türkiye'den dönen iki kişide kolera görüldü


ANKARA - Kuş gribiyle sarsılan Türkiye'ye Avrupa'dan ikinci kötü haber de, yaz boyunca Ankara'da konuşulan, ancak Sağlık Bakanlığı'nca resmi olarak doğrulanmayan kolera hakkında geldi. Temmuz ayında Türkiye'ye gelen beş Belçikalı'dan ikisinde kolera virüsü bulundu. Temmuzda ishal ve bulantı şikâyetlerindeki artış üzerine Ankara İl Sağlık Müdürlüğü'nden koleraya karşı alınan önlemlerin açıklanmasını isteyen Türk Tabipleri Birliği, halkı bilgilendirmeye hazırlanırken, Sağlık Bakanlığı "Zaten her türlü önlem alındı" demekle yetiniyor.
Bulaşıcı Hastalıkların İzlenmesi ve Kontrolünde Avrupa Bilgi Sistemi (Eurosurveillance), Türkiye'ye seyahat eden altı Belçikalı'dan ikisine, ülkelerine döndükten sonra kolera teşhisi konduğunu duyurdu. Belçikalı beş doktorun ilgili raporları, Avrupa Komisyonu ve Avrupa Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezi destekli Eurosurveillance'ın internet sitesinde 13 Ekim'de yayımlandı. Raporda, olayla ilgili olarak Dünya Sağlık Örgütü, Avrupa Erken Uyarı ve Yanıt Sistemi'nin yanı sıra Türkiye'deki sağlık otoritelerinin de bilgilendirildiğine dikkat çekildi.
Rapor, 'Belçikalı Turistlerde Türkiye'ye Seyahat Sonrası Kolera' başlığıyla internete şöyle yayımlandı:

Türkiye'ye seyahat etmiş Belçikalı turistler arasında iki onaylanmış ve dört muhtemel kolera olgusu bildirildi. Belçika'nın Antwrep kentinde 22 Eylül 2005 günü 62 yaşındaki bir kadında kolera saptandı.

Bu kadın, Türkiye'den döndükten hemen sonra sulu ishal, sıvı kaybı ve böbrek yetmezliği bulgularıyla 17 Eylül'de hastaneye yatırılmıştı. Yapılan ileri testler, hastanın V. cholerae O1 biotip El Tor, serotip Inaba (kolera bakterisi) ile enfekte olduğunu gösterdi. Daha sonra tura katılan diğer kişilerle görüşme yapıldı.

Diğer bir kadın hasta, 18 Eylül'de sindirim sistemi yakınmasıyla başvurdu ve yatırılmadan poliklinikte tedavi edildi. Dışkı kültüründe V. cholerae O1 (kolera bakterisi) saptandı. Ayrıca dört kişi daha seyahat sonrası ciddi ishal olduklarını belirtti. Ancak kolera saptanmadı.

Türkiye'ye 14 günlük tur için giden grup, 58-68 yaşında üç erkek ve üç kadından oluşuyordu. Özel bir otobüsle seyahat etmiş, Ankara'dan İstanbul'a uçakla gitmişlerdi. İstanbul, Bursa, Efes, Pamukkale, Kuşadası, Antalya, Kapadokya, Ihlara Vadisi ve Ankara'yı ziyaret etmişler, farklı otellerde kalmışlar, küçük lokantalarda yemek yemişler, marketlerden de yiyecek almışlardı. Ayrıca iç hatlar uçağında salata yemişlerdi.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Türkiye'deki sağlık otoriteleri ile Avrupa Erken Uyarı ve Yanıt Sistemi, (EWRS) olgular saptandıktan hemen sonra hızlıca bilgilendirildi.

WHO kayıtlarına göre Türkiye'den bildirilen son kolera olgusu, 1977'de görülmüştür. Türkiye'ye yakın diğer ülkelerde (İran, Tacikistan ve Afganistan) resmi olmayan salgın bildirimleri söz konusudur.

TTB: Halk bilgilendirilsin
Türk Tabipleri Birliği (TTB), Ankara'da özellikle temmuz ayında görülen ancak Sağlık Bakanlığı'nca resmi olarak doğrulanmayan 'salgınlar' hakkında kamuoyunun bilgilendirilmesini istiyor. TTB, temmuzda ishal ve bulantı şikâyetiyle hastanelere başvuranların çokluğuna dikkat çekerek Ankara İl Sağlık Müdürlüğü'ne bir rapor sunmuş ve önlemler hakkında açıklama istemişti.
Yaz aylarında koleraya 'spekülasyon' olarak yaklaşan Sağlık Bakanlığı ise son olayda da "Zaten her türlü önlem alındı" demekle yetindi. "Eurosurveillance'ın duyurusu dikkatimizde" diyen Bakanlık yetkilileri, açıklama yapılıp yapılmayacağı konusundaki soruları ise yanıtlamadı.


Bakanlığa göre 'ishal'...
Ankara'da ağustos ve eylül aylarında artan ishal vakaları, kolera salgını iddialarını gündeme getirmişti. TTB ve Sağlık Emekçileri Sendikası, Ankara'da kolera vakasına rastlandığını açıklamış, ancak Sağlık Bakanlığı bunu yalanlamıştı. Sağlık Bakanı Recep Akdağ da iddialarla ilgili olarak bakanlığa intikal eden kolera vakası bulunmadığını söylemişti. Ancak bununla birlikte bakanlığın tüm valiliklere gönderdiği genelgede, içme suyunun temizliği konusunda özel çaba gösterilmesi, riskli bölgelerde klorlamanın aksatılmaması istenmişti. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada ise yaz aylarında ishal vakalarının artabileceği belirtilerek, "Su ve kanalizasyon sisteminin düzensizliği, çiğ tüketilen sebzelerin üretimindeki çevre koşullarının ve sulamada kullanılan suların niteliğinin yetersizliği, kişisel hijyen eksiklikleri gibi etkenler bir araya gelince, su ve besinlerden bulaşan hastalıklar artabilir" denilmişti. Ankara'da yaz mevsimlerinde her yıl ishal vakalarında artış olduğunu iddia eden bakanlık, vaka artışında geçen yıllara oranla fark olmadığını ileri sürmüştü.

Radikal
hani
kolera
yoktu?
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir