Medimagazin logo

520 bin liralık tazminat davasında hastane iddialara yanıt verdi: 'Hasta baş ağrısı demedi'

Organlarıyla 7 kişiye can veren ve Bilgisayar Mühendisi Ümitcan Altuğ'un yakınlarının açtığı 520 bin liralık tazminat davasına davalı özel hastane cevap verdi
Kaynak: SABAH - Ali Oktay
520 bin liralık tazminat davasında hastane iddialara yanıt verdi: 'Hasta baş ağrısı demedi'
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Altuğ'un hastaneye başvuru nedeninin baş ağrısı olmadığını belirten hastane yönetimi, "Hastada şiddetli baş ağrısının hastaneden ayrıldıktan sonra meydana gelmiş olması kuvvetle muhtemeldir. Hasta baş ağrısı şikayetini anlatmamış ve hastanede kanama bulgusuna rastlanılmamıştır. Hastanın vefatıyla hastanede yapılan tıbbi uygulamalar arasında illiyet bağı yoktur" denildi.


Yanlış teşhis iddiasıyla doktora 520 bin liralık tazminat! 


BOYUN TUTULMASI TEŞHİSİ KONULDU

Davalı hastane yönetimi cevap dilekçesinde, kayıtlara göre hastanın 15 Kasım 2017 tarihinde saat 18.10'da acil servise başvurduğunu belirtti. Davalı hastanenin avukatının iddiasına göre Ümitcan Altuğ, baş ağrısı şikayetini muayene sırasında söylemedi. Altuğ şikayetinde boyun bölgesinde kas ağrısı olduğunu, bu nedenle boynunu o tarafa çeviremediğini söyledi. Acil doktoru özellikle sormasına rağmen baş ağrısı, bulantı, çift görme, görme bozukluğu, yürüme bozukluğu ve istemsiz kas hareketleri gibi hiçbir bulgu hasta Ümitcan Altuğ tarafından belirtilmedi. Bu husus tıbbi kayıtlara geçti. Dr. Erdoğan A. tarafından hastanın şikayetleri kapsamında yapılan muayenesinde 'bilgisayar karşısında uzun oturmaya bağlı boyun tutulması' teşhisi konuldu. Zira hastanın muayenesinde tek bulgu boyun sol arka tarafında kas spazmı olmasıydı. Bunun dışında nörolojik bir sorun düşündüren hiçbir bulgu saptanmadı. Muayenesinde hastanın bilinci açıktı. Bu bulgular doğrultusunda hastaya uygulanan tanı ve uygulanan tedavi örtüşmekteydi. Doktorlar tarafından hangi tetkiklerin yapılacağı, hastanın yakınmasına göre belirlenmekteydi. Doktor hastanın şikayetlerini dinlemiş, muayene bulguları kapsamında tedavi önermişti.

BAŞ AĞRISI ŞİKAYETİNİ ANLATMADI

Tıbbi kayıtlarda da hasta şiddetli baş ağrısından söz etmemişti. Hastanenin avukatı, hasta yakınlarının, "bu ağrı çok şiddetli doktor bey, beyin kanaması olmasın' şeklinde soru sorduğunu ve doktorun 'önemli bir şeyiniz yok, iğne yapılınca düzelirsiniz' şeklinde iddiasının gerçeklikten uzak olduğunu cevap dilekçesinde anlattı. Cevap dilekçesinde, "Hastaların tüm şikayetleri büyük bir ciddiyetle ele alınır ve şikayetleri doğrultusunda gerekli tetkikler yapılır. Ayrıca şikayetinin geçmemesi durumunda hastaya en yakın beyin cerrahisine başvurması gerektiği anlatılmıştır. Hastanın tek şikayeti, kas spazmına bağlı boynunu hareket ettirememe güçlüğüdür" dedi. Bunun dışında hiçbir nörolojik bulgunun bulunmadığını sözlerine ekleyen hastane avukatı, "Hastada şiddetli baş ağrısının hastaneden ayrıldıktan sonra meydana gelmiş olması kuvvetle muhtemeldir. Hasta baş ağrısı şikayetini anlatmamıştır. Yine hastanede kanama bulgusuna rastlanılmamıştır. Hastanın vefatıyla hastanede yapılan tıbbi uygulamalar arasında illiyet bağı yoktur" denildi.

tazminat
baş ağrısı
ümitcan altuğ
Yorum (2)
Hayrettin
Hasta hal dili ile tipik olarak ense sertliği tanımlıyor, daha ne yapsın. İlk başvurduğu Dr'u eleştirmek yanlış, çünkü davranış şeklinden hastalığı bilmediği açıkça ortada. Bilmeyen bir insana neden böyle yaptın denilemez. Esas sorun kaliteli tıp eğitim verilememesinde. Tıp Fakültelerinden mezun olan kişilerin adam gibi bir sınavdan geçmesi gerekiyor. Sayı olarak yeterli doktorunuz olabilir fakat kalitesi kötü ise maalesef böyle sonuçlar kaçınılmazdır. Olan olmuş, Allah rahmet eylesin, cezayı vererek "bir daha başkalarının başına gelmesin" lafını söyleyip Dr u suçlamak yerine mevcut yanlışları düzeltmeye yönelmek lazım. 3000 Tl aylıkla nöbet tutan adama 520 000 Tl ceza olur mu? Umarız yeni Sağlık Bakanlığı kadroları gerekli adımları atar.
24
Cevapla
RKTR
Biraz mantıklı düşünelim: Fatal beyin kanaması çok şiddetli başağrısı yapmasının yanısıra, nörolojik, hatta sistemik bulgulara da sebebiyet vermez mi ? Ateş dahi yapabilir. Bu kadar dramatik tabloyu, bırakın deneyimli bir Acil hekimi, bir tıp öğrencisi bile atlamaz, atlayamaz. İşlerin hiç yolunda gitmediği çok açıktır zira. Şikayet edilen hekim, “Davacıların söylediği şeylerin hiçbirini ben görmedim” diyor. Niye yalan söylesin ki ? Bu adam psikopat katil mi ? Lütfen olaya bir de bu açıdan bakalım: Hastaların ve yakınlarının Savcılık'taki söylemleri Allah kelamı gibi otomatikman doğru ve haklı kabul ediliyor. Doktor ise, daha en baştan otomatikman kusurlu ve yalancı kabul ediliyor. Bu, apaçık önyargıdır, taraf tutmaktır, örneği ORTAÇAĞ ENGİZİSYON MAHKEMELERİNDE görülmüştür. Türkiye’de doktor aleyhine yapılan tıbbi şikayetlerin haklı olup olmadığını mahkeme-öncesi denetleyecek hiçbir ön inceleme mekanizması yoktur ve olmayacaktır. Olması da istenmemektedir. Tıbba girmiş / girecek herkese sesleniyorum: Milli Tıp Hukuku Formülü’nü hiç unutmayın. Şunu da unutmayın: Hiç kusurunuz olmadığı halde, suçlu gibi gösterilebilirsiniz, örnekleri vardır. Ve sonunda kurtulsanız bile, bu en az 8 sene alacaktır. 15 sene sürmüş davalar vardır.
2
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir