Medimagazin logo

YÖK doçentlik başvurularında dijital dönemi başlatıyor

Yükseköğretim Kurulunun "Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesi" kapsamında, doçentlik başvurularında adayların kitap, makale ve bildiri gibi eserlerini posta yoluyla jüri üyelerine gönderme zorunluluğu sona erdirildi- Doçent adayları daha önce basılı olarak postaya verdikleri eserlerini 20 Ocak 2021 itibarıyla sadece dijital ortama yükleyerek başvurularını tamamlayabilecek
YÖK doçentlik başvurularında dijital dönemi başlatıyor
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Yükseköğretim Kurulunun (YÖK) "Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesi" kapsamında, doçentlik başvurularında adayların kitap, makale ve bildiri gibi eserlerini posta yoluyla jüri üyelerine gönderme zorunluluğu sona erdirildi.

Yeni uygulamada, doçent adayları, daha önce basılı olarak postaya verdikleri eserlerini 20 Ocak 2021 tarihi itibarıyla sadece dijital ortama yükleyerek başvurularını tamamlayabilecekler.

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, "Dijitalleşen YÖK" sloganıyla yürütülen Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesi kapsamında, YÖK'ün tavsiye kararıyla Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) tarafından doçentlik başvuru süreçlerine ilişkin pek çok yenilik hayata geçirildi.

Yeniliklerden ilki, doçentlik belgelerinin 12 Kasım 2019'dan itibaren e-Devlet üzerinden elektronik ortamda görüntülenmeye başlanması oldu. Ayrıca geçen yıl yapılan mevzuat değişikliğiyle yılda 2 kez yapılan doçentlik başvuruları, ocak, mayıs ve eylül aylarında olmak üzere 3'e çıkarıldı. Karar bu ay hayata geçirilecek.

 Doçentlik başvurularında yeni dönem

YÖK'ün tavsiye kararıyla Üniversitelerarası Kurul (ÜAK), doçent adaylarına büyük kolaylık sağlayacak bir yeniliği "2021 Ocak" başvuru döneminden itibaren uygulanmak üzere karara bağladı.

Mevcut uygulamada, filoloji, hukuk, ilahiyat, sosyal, beşeri ve idari bilimler, mimarlık, planlama ve tasarım temel alanlarından başvuru yapacak doçent adaylarının bilimsel değerlendirmeye esas olan kitap, makale ve bildiri gibi eserlerini; güzel sanatlar temel alanından başvuran adayların ise tüm eserlerini taahhütlü posta ya da kargo yoluyla jüri üyelerine gönderme zorunluluğu bulunuyordu.
Bu adaylar, jüri üyesinin görevli olduğu akademik birime evrak girişi yaptırarak eserlerini elden de teslim edebiliyorlardı. Bu zorunluluk nedeniyle her yıl yaklaşık 6 bin doçent adayı, yüksek meblağda kargo ve kırtasiye masrafıyla karşı karşıya kalıyordu.

YÖK'ün tavsiyesi üzerine ÜAK tarafından alınan kararla doçentlik başvurularında adayların kitap, makale ve bildiri gibi eserlerini posta yoluyla jüri üyelerine gönderme zorunluluğu sona erdirildi.

Yeni uygulamada, doçent adayları, daha önce basılı olarak postaya verdikleri eserlerini 20 Ocak 2021 tarihi itibarıyla sadece dijital ortama yükleyerek başvurularını tamamlayabilecek.

Alınan kararla dijital çağın imkanlarından daha fazla faydalanılarak çevreye duyarlı bu uygulama ile kağıt israfının, postalama masrafının ve salgın koşullarında jüri üyelerine evrak ulaştırma zorluklarının önüne geçilmiş oldu.

yök
dijital donusum
docentlik basvurulari
Yorum (8)
Hakan
İlk defa doğru bişey yaptılar. Artık bi önemi de kalmadı ya! Kemal Sunalın Tosun Paşa filmi gibi “bende doçentim sende doçentsin sen de doçentsin” velhasıl hepimiz tosun paşayız. Ünvanları itibarsızlaştırma konusunda üstümüze yok. Elini sallasan Tosun Paşaya değiyor artık.
33
Cevapla
kel
Çok iyi olmuş bence. Tezlerimizi paralarımız ile etiyopya tanzanya gibi ülkelerin dergilerinde 2 adet SCİ yayın yapıyoruz (gerekirse ücretini vererek). Doçentlik koçlarına ücreti mukabili başvuruyoruz ki evraklarımızı toparlasınlar. Saglık meslek liselerinde birkaç pansuman nasıl yapılır dersine giriyoruz.(corona surecinde interneten online tabii ki) internetten başvuru yapıyoruz. Böylece ; Doçentlik sonrası prof luk evimize geliyor.Böylece hiç yorulmuyoruz.Maaşımızı hakettiğimiz gibi alıyoruz. Etrafta binlerce prof vs varken tıbba yaptıgımız katkılarla aşı yapamayıp yapanların faz 3 çalışmasına gönüllü olarak katılarak tıbba destek veriyoruz. Ben bu hizmete 'like' atacagım Bunu begendim
49
Cevapla
hekimbaşı
muayenehane kapanınca üniversite ortamında doçent olmanın iki amacı var. maaşında iyileştirme oluyor. eah da isen sen de kişiye özgü şartı sağlıyorsan prof olursun,emekl aylığın uzmandan iyi olur ama "kişiye özgü" şarta haiz olacaksın. tıp fakültesi mebzul miktarda. doçentliğin tek yararı, devlette bunalır da özel hastaneyle anlaşırsan özel hastane seni reklamlarında kullanır. xy kliğinimiz doç dr zz yönetiminde hizmete girmiştir. patron sözünde durduğu parayı ödemezse o doçentliğin de yararı yok arkadaş doğru demiş iyi olanı bozmada, unvanları itibarsızlaştırıp kendimize yontmada üstümüze yok... almanya ile nufusumuz aynı bizde vakıf dair 90 tıp fakültesi var. 1/2 si son 2o yılda açıldı. almanyada tıp sayısı 39.son 50 yılda sadece 1 tane açılmış. hayatın kuralıdır,iktisat kuralıdır: " zenaata dayalı ürünlerde sürüm artarsa kalite düşer"
14
Cevapla
medico
sayın "kel" rumuzlu meslekdaşım. yazın güzel. teşbihte hata olmaz denir ya, sadece ek bilgi olarak yazıyorum. tanzanya ve etyopya gibi ülkelerde scı kapsamına giren dergi yok. türkiye de pubmed kapsamında parasız dergi var ama tıpta scı-e kapsamında dergi olduğuna emin değilim. paralı dergilerin çoğu pubmed/index medicus'ta kalıyor. scı-e kapsamına paralı online dergi çok az. onlar da malın kıymetini biliyor. makale başı 2-3 bin dolar.yayın işi tam bir işkenceye dönüştü. tüm dünya akademisyenleri yayına hucum yaşıyor. şimdi doçentlikte sınav kalktı. eski sitemde sözlü yazılı sınav 80 öncesi ders anlatma aşaması vardı. sözlü sınav iyi bir şeydi. kişi hayatınd son kez uzmanlık dalının temel kitabını baştan aşağı okurdu. bazı dallar yayına müsayittir.farmakoloji gibi. bazı dallar da zor çıkar cerrahi dallar.ama sadece dosya ile olur mu.adayın el becerisini gör, hastaya yaklaşımını ölç. "online cerrahi doçenti" olunur mu.? gastro doçenti olunur mu? hiç olmazsa bir endoskopi becerine bak... doçent bize Almanların yaptığı 33 reformundan kalma. Almanya avusturaya isviçrede halen var. orada privat doçent var. üniversite ortamı dışından olan (EAH vb) kişilere verilir. üniversitede kadroya atanırsan doç olursun. 80 öncesi bizde üniversitede doçent, EAH da şeflik sınavı olurdu.EAH da şef olamk tıp fakültesinde doçent olmaktan bazen daha avantajıydı. çünkü EAH şefi muayenehane açar , şef diye hastası çok olurdu. üniversitedeki doçent açamazdı taa ki 2 yılllık prof olana kadar. 7-8 yıl var daha. sınavı verir kadro çıkmazsa adın üniversitesi doçenti idi. kadroya geçersen doçent olunurdu doçent latince "doçentıs"dan gelir. öğretici demektir. ben 80 öncesi cerrahpaşa mezunuyum. bzim zamanımızın doçentleri tam doçentti. bir ara prof olmak için doçentlikte 5 yıllık süre gerekiyor ya,TBMM de doçentler kanun çıkartmaya çalıştı. mecliste geçen süremiz doçentlik süresine sayılsın. neys e zor bela olmadı. sen siyasetin profesörüsün artık. akademik pro fluk için meclisi karıştırma. derdi ne. derdi bir sonraki dönem seçilmezse boşa çıktığında bir yere prof atanabilsin. hey yavrum hey... rektor anglikan kilisesi sorumlu papazı demektir. dekan papaz mekteplerinde on kişilik öğrenciyi yöneten deka (on) sözünden akademiye geçmiştir. işte böyle işler kolaylaştı kalite düştü şimdi her gelen doçente , unvanı= eşittir işini iyi bilir demeyeceksin. hekimlik zenaat akıl birikim deneyim işidir. unvanlarla ölçülmez.
26
Cevapla
Dr.Cevdett
Ünvanların, makamların, kurumların '' layüsel=sorgulanamaz'' olduğu dönemden ''elini sallasan ellisi'' dönemine geçtik. Bir türlü kantarın topuzunu ayarlıyamayoruz. Topuz bir o yanda, bir bu yanda...El becerisi olmayan bir adam rahatlıkla cerrahi profu olabiliyor. Yazık ki yazık...
26
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir