Medimagazin logo

11. Ulusal Aile Hekimliği Kongresi: Kongrede sağlık çalışanlarına şiddet kınandı

11. Ulusal Aile Hekimliği Kongresi: Kongrede sağlık çalışanlarına şiddet kınandı
Sağlık Çalışanlarına Şiddeti 11.Ulusal Aile Hekimliği Kongresi'nde katılımcılar siyah bileklikler takarak kınadı.
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

AİLE 2012 - 11. Ulusal Aile Hekimliği Kongresi (CANLI YAYIN)

"Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği'nin (TAHUD) düzenlemiş olduğu 11.Ulusal Aile Hekimliği kongresi; Aile 2012 Çarşamba günü altıyüz kişiyi aşan bir katılımla başladı

 

 

HABER ve FOTOGRAFLAR: Dr.Erdinç YAVUZ

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KONGREDE 4. GÜN'DEN NOTLAR (19 MAYIS)

 

11. Ulusal Aile Hekimliği kongresi kapsamında 19 Mayıs 2012 günü “Obezite ve sağlıklı beslenme mümkün mü?” konulu bir tartışma gerçekleştirildi.

Konuk Konuşmacının Prof.Dr.Canan Efendigil Karatay ve tartışmacıların Yrd. Doç. Dr. Memet Işık, Yrd. Doç. Dr. Gamze Erten Bucaktepe, Öğr. Gör. Dr. Ediz Yıldırım, Uzm. Dr. Derya Nurhan Elçim; ve moderatörün Doç Dr. Kurtuluş Öncel olduğu tartışmada Prof.Dr.Canan Efendigil Karatay çok ilgi toplayan ve tartışma sürecince de oluşan ilgiyi kaybettirmeyen bir sunum yaptı. Mesajları sağlıklı beslenme davranışı üzerine dikkate değerdi:

“Sağlıklı doğal yağ (sızma zetinyağı, köy tereyağı, doğal omega 3 içeren besinler – fındık, fıstık, yumurta)

Sağlıklı protein

Sağlıklı karbonhidrat

Zeytin dünyanın gelmiş geçmiş en sağlıklı meyvasıdır. Çünkü zeytinde karbonhidrat yoktur, yağ içerir, zeytin % 100 liftir. Zeytin yemekten korkmayın. Türkiye zeytinin cennetidir. Sadece kardiyovasküler hastalık ve hipertansiyon hastaları tuzsuz üretilenleri tercih etmeli.”

Karatay yumurta ve et yemenin beslenmedeki önemini, karbonhidrattan çok protein ağırlıklı beslenmenin daha sağlıklı olduğunu, mümkün olduğunca doğal besinlerle beslenmemiz gerektiğini, sağlıklı yağların tüketilmesinde sakınca olmadığını önemle belirtti.

Memet Işık kendi hastaları üzerindeki deneyimlerini paylaştı. Yaygın sık sık az az yeme alışkanlığının zararlı olduğunu vurguladı. “Obezite tedavisinde temel etken yaşam tarzı değişikliğidir. Günlük hareketlilik miktarını artırmak ve beslenme tarzını radikal olarak değiştirmek mümkündür. Birinci basamak hekimleri obezite yönetimi konusunda deneyimli olmalı. TAHUD bu konuda bir klinik rehber hazırlamalı” dedi. 

Gamze Erten Bucaktepe gıdaların saklanmasında kullanılan polimerlerin, alüminyum folyoların ve poşetlerin zararlı olduğu, bunların yerine cam ambalaj kullanılması gerektiği, diyet yapanlar arasında ve endüstriyel gıda katkısı olarak kullanılan Aspartam’ın zararlı olduğu, artık E 621 koduyla pazarlanan Mono Sodyum Glutamat’ın kanser yapıcı etkisi olduğunu vurguladı. “Bu gıda katkı maddelerinin hayatımızdan tamamen çıkması mümkün değil, ancak kullanımını minimuma indirmek mümkün. Çocukları, gebeleri ve süt veren anneleri hazır gıdalardan uzak tutmak gerekiyor” dedi.

Ediz Yıldırım çocukluk çağı obezitesinin erişkin obezitesi için hazırlık dönemi olduğu, dünyada ve Türkiye’de görülme oranının hızla artmakta olduğu, bu durumun hipertansiyon, hiperlipidemi, diyabet gelişimine zemin hazırladığı, obez çocukların % 50’sinde metabolik sendromun eşlik eden durum olarak var olduğunu belirtti. Beslenme alışkanlıklarının değişmesi, hareketliliğin azalması ve yeterince anne sütü almamış olmanın temel nedenler olduğu, tanı sonrasında çocukta değişim anlamında istek ve motivasyon yaratmanın, çocuğu sağlıklı beslenme davranışı geliştirme konusunda desteklenmenin, hareketliliğin yaşam biçimine dönüştürülmesinin; katı diyet uygulamaları, ilaç tedavisi ve bariatrik cerrahi uygulamalarına gerek bırakmadan sorunun çözümü olacağını vurguladı. Bu konuda en çok aile hekimlerine görev düştüğü, bu amaçla aile hekimlerinin kanıta dayalı kilo yönetimi becerilerinin artırılması, klinik araçlar ve eğitim programlarına ulaşmalarının kolaylaştırılması, toplum merkezli fiziksel aktivite programlarına bizzat dahil olmaları gereği üzerinde durdu.

 


 

Genç Aile Hekimleri,Vasco da Gama Hareketi (VdGM: Vasco da Gama Movement) çalıştayını yaptı.

VdGM aile hekimleri, Avrupa deneyimleri ile Türkiye’deki aile hekimliği uygulamasını karşılaştırdı.

Türkiye’de son 3 yılda çalışmalarını daha da aktifleştiren grup, aile hekimi asistanlarının ve ilk 5 yılındaki aile hekimi uzmanlarının yararına çalışmalarını devam ettiriyor.


 

 

Günün ve kongrenin son ASM oturumunda ilk olarak söz alan Uzm.Dr.Selami İBİLİOĞLU,krizin beklenmedik anda  aniden gelişen; bir örgütün, bir toplumun varlığını veya hedeflerini tehdit eden ve acilen önlem alınması gereken gerilim yaratan olağan dışı durum olduğunu aile hekimliğinde krize sebep olabilecek her şeyi mümkün olduğunca çok öngörülmeye çalışılması ve bu öngörülenlere karşı tedbirler alınması gerektiğini,öngörülemeyen sebeplerle ortaya çıkabilecek krizlerin de nasıl ve kimlerle yönetileceğine önceden karar verilmesinin çok önemli olduğunu vurguladı.İkinci konuşmacı Uzm.Dilek KUŞASLAN AVCI "Ofis ve Personel Yönetimi" isimli konuşmasında Aile Sağlığı Merkezleri'nde aile hekiminin başarılı,verimli, huzurlu, mutlu bir iş ortamı yakalayabilmesi için iyi bir yönetici olması gerektiği ve bununla ilgili olarak iyi bir yöneticide bulunması gereken vasıfların neler olduğu, dikkat edilmesi gereken hususlar, ofis ve personel yönetiminde uygulaması gereken altın kurallar konusunda bilgi verdi.Bu şekilde aile hekiminin hem kendisinin hem de birlikte çalıştığı ekibinin motivasyonunu yükselterek çağdaş, modern bir sağlık hizmeti vermesi mümkün olacağını belirtti.


 


Uzm.Dr.Levent Tuna ŞENGÖZ

SGK'un SUT uygulamaları günün diğer ASM oturumunda Uzm.Dr.Levent Tuna ŞENGÖZ ve Dr.Cemil Işık SÖNMEZ tarafından tartışmaya açıldı.Sağlık ve ekonominin iç içe olduğu,sağlıksız bir toplumun ekonomik olarak güçsüz bir toplum olacağı ve SUT uygulamalarının aile hekimlerinin klinik pratiğini etkilediği ve hastaları zor durumda bıraktığı belirtildi.Gelecekte bu tür kısıtlamaların kalkması dileği dile getirildi.

 


 

Günün ilk çalıştayında EGPRN (WONCA Avrupa Aile Hekimleri Araştırma Ağı) yönetim kurulu üyesi Prof.Dr.Mehmet UNGAN  EGPRN'in kuruluş amacı ve faaliyetleri hakkında bilgi verdi.Sonrasında Doç.Dr.Pınar TOPSEVER ise katılımcıların araştırmalar ile ilgili tecrübelerini paylaştıkları bir workshop düzenledi.Burada birinci basamakta hangi çalışmaların yapılmasına gereksinim olduğu,bu çalışmaların yürütülmesinde uyulması gerekenler ve araştırma süreçleri ile birlikte katılımcıların yayınlanmış olan ya da hazırlık aşamasındaki çalışmaları tartışıldı
 

 

Doç.Dr.Mehmet AKMAN'ın Türkiye Aile Hekimliği Dergisi ile ilgili açıklaması:
 
"Birinci basamağı ilgilendiren orijinal araştırmaların ilk ve öncelikli adresi olan Türkiye Aile Hekimliği Dergisinin yönetim kadrosunun yenilenmesi ile birlikte dergimizde yeni bir dönem başlamış oldu. Bu dönemdeki yenilikleri kısaca sıralamaya çalışırsam, öncelikle dergiye her zaman destek veren TAHUD MYK artık derginin resmi ve mali sorumluluğunu hukuki boyutta da üstlenmiş oldu.  Ayrıca dergimiz artık online yazı kabul ediyor. Tüm yazarlar derginin web sitesinde yer alan linke tıklayarak bir online makale kabul sistemine ulaşıyorlar ve buradan yazılarının değerlendirme sürecini takip edebiliyorlar. Online sistemin en büyük avantajı hızlı ve nitelikli bir makale değerlendirme süreci yapabilmemize olanak sağlaması. Dergimizin web sitesinin yenilenme çalışmaları da devam ediyor. Çok yakında ayrıntılı bir arama motoruna sahip modern görünümlü bir web sitemiz olacak. Bir de derginin kabul ettiği yazı tiplerini revize ettik. Ayrıntısı dergi web sitesinde bulunabilir. Bu anlamda önemli bir değişiklik derleme makaleleri artık sadece davetle kabul etme yönündeki kararımız oldu. Buradaki amacımız konunun otörlerinden birinci basamak pratiğine yönelik nitelikli derlemelere yer verebilmek. Orta vadede dergimizin odaklandığı hedef yer aldığımız indekslerin yayında uluslar arası indekslerde de kendimize yer bulabilmek,  birinci basamak odaklı orijinal araştırma makalelerinin sayıca ve nitelik olarak artmasına katkıda bulunabilmek. Bunun için tabii birinci basamakta araştırma yapan yazarların dergimizi tercih etmesi, nitelikli yayınlarını gönderebilecekleri dergi listesinde Türkiye Aile Hekimliği Dergisinin de olması çok önemli.
 
Aile 2012'nin dördüncü günü Danimarka'dan Dr.Niels Kristian KJAER'in "Eğitimde Öğrenme Hedeflerini Nasıl Kullanalım" konulu konferansı ile başladı. Konferansta Dr.KJAER Danimarka'da aile hekimliğinin mezuniyet sonrası 6 yılda zorlu bir eğitim sonrası verildiğini söyledi ve eğitim ile ilgili tecrübelerini paylaştı .Ana salonlardaki günün panellerinin ilkinde "Bellek bozuklukları:Unutkanlığı olan hastaya genel yaklaşım, Alzheimer Hastalığı ,demansiyel süreçteki hastaların birinci basamakta izlem ve bakımı" tartışıldı. Diğer panelde ise "Depresyon ve anksiyete komorbiditesi" konunun uzmanlarınca masaya yatırıldı.
 

 

Bugünkü sözel sunu oturumlarında genç araştırmacılar çalışmalarını kongre katılımcıları ile paylaştılar.Örneğin Uzm.Dr.F.Gökşin CİHAN'ın oturum başkanlığını yaptığı D salonundaki sözlü sunum oturumunda Türkiye'nin çeşitli illerinde gerçekleştirilmiş 6 farklı araştırma yazarları tarafından katılımcılara sunuldu.Oturuma Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr.Füsun YARIŞ da katıldı. Kongre bilimsel sekretaryasından Doç.Dr.Dilek TOPRAK 11.Ulusal Aile Hekimliği Kongresi'ne 300'e yakın bildiri gönderildiğini bunların içinden 42'sinin sözel sunum olmaya layık görüldüğünü kalanların ise poster olarak katılımcılarla paylaşıldığını açıkladı.Aile 2012'nin özellikle genç araştırmacılar tarafından çalışmalarının paylaşılması amacı ile tercih edilmesinden mutluluk duyduklarını da sözlerine ekledi.
 


KONGREDE 3. GÜN'DEN NOTLAR (18 MAYIS)

 

Uzm.Dr.Erdinç YAVUZ(sağda) ve Uzm.Dr.Murat ÇEVİK

Öğleden sonraki ASM oturumunda ilk olarak Uzm.Dr.Erdinç YAVUZ "Aile Hekimliği'nde Kayıtlar;AHBS ile karşılaşılan sorunlar" konusunda bir konuşma yaptı.Aile Hekimlerinin tuttukları kayıtlar ile ilgili yükümlülükleri konusunda bilgi verdi ve AHBS yazılımı yapan firmaların veri bankalarını Sağlık Bakanlığı sunucularına taşıdıklarını böylelikle AHBS ile karşılaşılan pek çok sorunun çözüleceğini belirtti.Oturumun ikinci yarısında söz alan Uzm.Dr.Murat ÇEVİK "Tıbbi Uygulama Hatalarında Hekim Sorumluluğu ve ZMSS" konulu konuşmasında tıbbi uygulama hatalarının oluş sebebleri ve hekimlerin karşılaşabileceği yasal süreçler ile ilgili bilgi verdi.Özellikle tıbbi kayıtların  önemine vurgu yapıldı.Aile Hekimlerinin de kamuda çalışan diğer hekimler gibi ZMSS'nın yarısı ödemesi gerektiği,bunun aile hekimlerinin kamu hizmeti veren diğer kamu görevlisi olarak kabul edildiğini belirten resmi yazıların bir gereği olduğu anlatıldı.
 

 

Bugünkü ‘’Tartışmalı Konular, Vergiler, Ceza Puanları, Performans Kesintileri’’ isimli 3. ASM oturumunda konuşmacılar Uzm. Dr. Ata Deniz ve Uzm. Dr. Tevfik Selver idi.

Uzm. Dr. Ata Deniz konuşmasında, Aile Hekimlerine uygulanan ceza puanlarının açıkça tanımlanmamış ifadelere dayandığını dile getirdi. Başka hiçbir kamu görevlisine uygulanmayan negatif performans yerine, pozitif performans uygulamalarının tercih edilmesi gerektiği çeşitli ülkelerden örneklerle açıklandı.

‘’Aile Hekimlerinin yüzde yüze yakın aşılama başarısına özellikle metropollerde performans kesintisi nedeniyle değil; insanlık ve hekimlik öğretisi nedeniyle ulaşıyoruz. Negatif performans uygulaması bu anlamda suç olmayan bir eyleme karşı ceza vermektir’’ diye belirtti.

 

 

Uzm. Dr. Tevfik Selver yaptığı konuşmasında Aile hekimlerinin maruz kaldığı karmaşık vergi mevzuatından, damga vergisi ve tevkifat gibi yükümlülüklerden bahsetti. Sözleşmeden dolayı kesilen damga vergisinin usulden hatalı olduğu ve yargı kararlarıyla geri alındığı, tüm Aile Hekimlerinin bu yola başvurması gerektiği vurgulandı. Aile Hekimlerine bireysel duyarlılık konusunda hassas olmaları gerektiği önerildi.

 


"11.Ulusal Aile Hekimliği Kongresi’nin 3. Gününde açılış oturumunda TAHUD başkanı Prof. Dr. Okay BAŞAK ‘’25. Yılına Doğru TAHUD-Hedef 2015’’ adında bir konferans verdi. Bu konferansta dünyada ve Türkiye’de aile hekimliğinin gelişimini, TAHUD’un gelecekteki hedefleri  ve yapması gerekenler açıklandı.

 
Günün paralel oturumlarından ilki ‘’Öksürük: Tanısal Değeri ve Hasta Yönetimi’’ paneli idi. Bu panelde birinci basamakta öksürük ile gelen hastalara yaklaşım tartışıldı. Diğer panelde oturum başkanlığını Doç. Dr. Mehmet SARGIN’ın yaptığı ‘’Diyabet-Güncelleme’’ konulu panelde özellikle Prof. Dr. İlhan SATMAN’ın ‘’Tip 2 Diyabet Tedavisinde Güncel Uygulama’’ isimli konuşması ilgi çekti."

 

 

 

 

KONGREDE 2. GÜN'DEN NOTLAR (17 MAYIS)

 

Aile Hekimliği Uygulamasında Ev Ziyaretleri ve Evde Sağlık Hizmetleri

Günün ikinci ASM oturumunda, sahada çalışan Aile Hekimleri  Uzm. Dr. Ruşen Topallı ve Uzm.Dr. Onur Sürmegözlüer   ‘Aile Hekimliği Uygulamasında Evde Sağlık Hizmetleri’ konusunu masaya yatırdılar.

Evde sağlık hizmetlerinin  aile hekimliği pratiğinin önemli ve vazgeçilmez bir parçası olduğu belirtildi. Ancak Türkiye’de uygulamada ilden ile farklılıklar olduğu; buna neden olarak da gerek Aile Hekimliği Mevzuatında gerekse Evde Sağlık Hizmetlerini düzenleyen mevzuatta belirsizlikler olduğu vurgulandı. Evde Sağlık Hizmetleri kapsamına giren uygulamaların hangilerinin Aile Hekimlerince, hangilerinin ise hastanelere bağlı Evde Sağlık Hizmetleri birimlerince yapılacağı konusunda anlaşmazlıklar yaşandığı dile getirildi.

 


Zaman zaman Aile Hekimlerinden Evde Sağlık Hizmetleri kapsamında enjeksiyon, pansuman ve benzeri hizmetlerin talep edildiği ve bunun da Aile Hekimliğinin günlük pratiğinin etkilediği, aslında bu tip hizmetlerin Evde Sağlık Hizmetleri birimlerince verilmesi gerektiği vurgulandı. Bazı illerde Aile Hekimlerinin çalışma programlarına Evde Sağlık Hizmetleri için ayrı bir süre ayrılmasına izin verilmediği ve bu hizmetlerin mesai saatleri dışında ya da hafta sonu verilmek zorunda kalındığı belirtildi.

Son olarak Evde Sağlık Hizmetleri verilen hastalara farklı katsayı uygulanmasının  ve Evde Sağlık Hizmetleri mevzuatındaki belirsizliklerin giderilmesi  gerektiği  öneriler olarak sunuldu.

 


11.Ulusal Aile Hekimliği kongresi yoğun bir tempoyla devam ediyor. Günün ilk oturumunda verdiği konferansta WONCA Avrupa Genel Sekreteri Job METSEMAKERS WONCA'nın Avrupa'da aile hekimliğine katkılarını ve çeşitli Avrupa ülkelerine aile hekimliği uygulamalarını geliştirme amacı ile verilen yardımı anlattı.

 

İki ana salondaki panellerin konuları "Motilite Sorunları" ve "Çocuklarda büyüme ve gelişmenin değerlendirilmesi" idi.

 

En kalabalık oturumlardan ilki "Uzmanına Danış" oturumunda Prof.Dr.Enis Alpin GÜNERİ'nin konuşmacı olduğu "Vertigolu hastaya yaklaşım" ve Türk Halk Sağlığı Kurumu Başkan Yardımcısı Dr.Halil EKİNCİ'nin katıldığı ASM oturumu idi.

 

Dr.Halil EKİNCİ özellikle aile hekimliği uzmanlık eğitiminde aksayan yön olan saha eğitimleri ile ilgili aile hekimliği ana bilim dallarının da paydaş olduğu bazı önemli düzenlemeler hazırlığında olduklarını ve bu konuda TAHUD'un da görüşlerine başvurmakta olduklarını açıkladı.

 

Daha sonra da katılımcıların sorularına yanıt verdi.Öğleden öncenin diğer bir ilgi çeken toplantısı oturum başkanlığını Türk kardiyoloji Derneği Yönetim Kurulu üyesi Prof.Dr.Mehmet AKSOY'un yaptığı  "Statinler mercek altında" isimli Tartışma Grubu idi.

 

Statinlerin özellikle sekonder korumadaki öneminden ve kamuoyunda çıkan haberler yüzünden bu korumaya muhtaç hastaların bir bölümünün bu korumadan yararlanamadığı belirtildi.

 


 

 Aile hekimi Dr.M.Hakan ÖZSARAÇ ın dünyadan  manzaralar adlı fotoğraf sergisi TAHUD tarafından düzenlenen 11. Ulusal Aile Hekimliği kongresin de görücüye çıktı. Pakistan, Almanya, Portekiz, Senegal, Yemen, Güney Afrika Cumhuriyeti gibi dünyanın çeşitli ülkelerinde ve Türkiye’de çektiği manzarla fotoğraflarını Aile Hekimlerinin beğenisine sunan Dr. M. Hakan Özsaraç, fotoğrafları sağlık taraması yapmak için gittiği ülkelerde ve fotoğraf gezileri  esnasında Türkiye’de çektğini ifade etti.

www.mhakanozsarac.com

facebook.com: hakan  özsaraç

 


KONGREDE 1. GÜN'DEN NOTLAR (16 MAYIS)

 

Kongrenin açılış panelinde "Bulaşıcı olmayan hastalıklarla mücadele programları" masaya yatırıldı. Diyabet, hipertansiyon ve KOAH gibi hastalıklarla mücadelede yürütülmekte olan programlar ile ilgili bilgi verildi.

Açılış paneli sonrası açılış törenine geçildi. Kongre Genel Sekreteri Prof.Dr.Hüseyin Avni ŞAHİN konuşması ile açılan törende WONCA Avrupa Genel Sekreteri Job METSEMAKERS kongrelerin eğitime katkısına vurgu yaptı ve bu yıl ikincisi kutlanacak olan  Dünya Aile Hekimleri Günü'nü (19 Mayıs)Türkiye'de aile hekimleri ile beraber karşılamanın sevincini yaşadığını belirtti.

Türkiye Halk Sağlığ Kurumu Başkan yardımcısı Dr.Halil EKİNCİ yaptığı konuşmada aile hekimliği ile ilgili kısaca bir durum değerlendirmesi yaparak katılımcıların iyi bir kongre geçirmelerini diledi.

Son olarak TAHUD genel başkanı Prof.Dr.Okay BAŞAK söz alarak TAHUD'un geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiği eğitim faaliyetleri hakkında bilgi verdi.

Törende ayrıca geçtiğimiz sene genç yaşında kaybedilen TAHUD Merkez Yönetim Kurulu üyesi Uzm.Dr.Rıdvan ŞAHİN anıldı. Özellikle İstanbul’un aile hekimliğine geçişinde verdiği katkılardan humanist kişiliğinden ve yazdığı güzel öykülerden bahsedildi.

Törende yine öldürülmesi ile tüm sağlık çalışanlarını yasa boğan Op.Dr.Ersin ARSLAN anıldı ve sağlık çalışanlarına şiddet kınandı. Bunun bir göstergesi olarak tören sonrası katılımcılara üzerinde “Hekime şiddete sıfır tolerans” yazan siyah bileklikler dağıtıldı.

Saat 20:30'da başlayan ve beş ayrı salonda devam eden kurslardan en çok "Tütün kontrolü ve tütün bağımlılığ tedavi kursu" ve "Diyabette insülin tedavisi ve insülin kullanımı" ilgi gördü.Bugün beş ayrı salonda 24 oturum ile kongre devam edecek."
 

 

 

ai̇le 2012
tahud
kongre
okay başak
Yorum (2)
uzm.dr.bahri yıldız
AİLE HEKİMLİĞİNDE ULTRASONOGRAFİNİN KULLANIMI -RADYOLOJİ DIŞI HEKİMLİK PRATİĞİNDE USG AİLE HEKİMLİĞİ-RADYOLOJİ DIŞI BRANŞLARDA ULTRASONOGRAFİNİN KULLANIMI Aile hekimlerininin kliniklerinde geleneksel ekipman olarak steteskop ,oftalmoskop ,refleks çekici, kulak burun boğaz seti,ekg gibi aletler uzun zamandan beri kullanılagelmektedir. Modern teknolojik gelişmelerin geldiği boyutta aile hekimleri ve hastaların atalardan kalma bu aletler ile tatmin olmayacakları aşikardır. Öyle ise aile hekimleri kliniklerinde mevcut yararlı aletlere teknolojinin sunduğu nimetlerden hangisini eklemelidirler.? Bu sorunun muhtemel cevabı son yıllarda tıbbi muayenenin invazif olmayan ve bazılarınca ‘geleceğin steteskopu ‘(1) olarak adlandırılan ultrasonografidir.Ultrasonografi daha önceden pahalı ve radyoloji uzmanlarının kullandığı hastanelerde ayrıcalıklı bir yeri olan alet durumundaydı.Bununla birlikte cihazın fiziki boyutlarının küçülmesi,ve fiyat olarak daha uygun bir hale gelmesi ile diğer uzmanlarda kendi hekimlik pratiklerinde cihazı kullanmaya başlamışlardır.Kadın doğum uzmanlarının çoğu ,tüm cerrahi branşlar ve diğer dahili uzmanlık alanları da ultrasonografiyi kendi kliniklerinin demirbaşları arasına yerleştirmişlerdir. Çok güçlü ve oldukça yararlı olan bu teknolojiyi kullananlar kervanına Aile hekimleri de katılsınlarmı tartışmasından önce bu teknolojiyi yakından irdelemek gerekir.Ultrasonografi yöntemi tetkiki yapanın deneyimine oldukça bağımlı ,subjektif yanılgılara çok çok açık olması gibi sınırlamalarına karşılık ,ultrasonografi tanıda en çok kullanılan görüntüleme yöntemi haline gelmiştir.Bunun başlıca nedenleri ucuz ve her yerde kullanılabilen bir teknoloji olması yan etkilerinin neredeyse önemsiz olması ,her yaşta ve istenilen sıklıkta ,anında görüntü oluşturan real time potansiyeli ile çeşitli girişimlerin izlenerek yapılmasına uygun olmasıdır. Her klinisyen ultrasonografi ile kesin teşhisin konulması için sıklıkla uzmanlık becerisinin gerektiğinin bilincinde olduğu gibi ultrasonografinin teşhis için güçlü yönünün bilincindedir. Öte yandan temel tecrübeleri ve normal ultrasonografik bulguları tanımlamak zor olmaktan uzaktır. Ultrasonografiyi kullanmak kalbi dinlemek için steteskop kullanmaya oldukça benzer bir yönü vardır.Normal bir sonografik incelemeyi tanımlamak göreceli olarak normal kardiak sesleri tanımlamak kadar basittir.Üfürüm saptanan hastalarda lezyonun kesin tanımını ve doğasını belirlemek zordur ve en doğru tanı için bu konuda uzmanlık becerisine sahip bir kardiyoloji uzmanının konsültasyonuna ihtiyaç vardır.Bu yüzden aile hekimliğinde ultrasonografinin kullanımı kesin teşhisi koyma amacından çok anormalliteyi belirleme amacını taşır.Elbetteki doğru olan tanıyı koymaktır fakat bunun nihai sorumluluğu ultrason uzmanınındır. Aile hekimliğiuygulamasında ultrasonografi kullanımı Aile hekiminin ultrasonografi uzmanının yerini alacağı anlamı çıkarılmasın.Aile hekimliğinde ultrasonografi kullanımının en gerçekçi amaçları: 1-İlişkili belirli organların normalliğini doğrulamak 2-Belirgin lezyonları yorumlayabilme yeteneğini kazanma (safra taşları gibi) 3-Yorumlayamadığı şüpheli lezyonları ileri araştırmalar için uzmana sevk etmek . 4- Herhangi önemli bir lezyonu gözden kaçırmamak. Bilmemek her zaman ; kendine güvenme hissinin düşüreceği yanlışlıktan daha iyidir. Biri teşhisten emin değilse yardım için sevk etmelidir. Her ne kadar decrey ve arkadaşlarının birinci basamakta ultrason kullanımının değerlendirilmesi isimli prospektif çalışmalarında birinci basamakta ultrasonografinin etkinliği tam olarak kanıtlanmış dayanakları olmayan bir unsur olarak ifade etmişlersede Yukarda sıralanmış makul amaçlarla Aile hekimliğinde ultrason kullanımı hastalar ve doktorların büyük fayda göreceği aşikardır. Ultrasonografi ile iç organları görme yetisine sahip olmak; doktorun teşhisi koyma yeteneğine fazladan güç katacaktır Örneğin .Safra taşlarına bağlı oluşan dispepsilerde olduğu gibi hastalığın doğasının fonksiyonelmi yoksa organikmi olduğunu açıklamada olduğu gibi doktor için önemli bir stres kaynağı olan klinik belirsizlik çözülebilir. Kötü lezyonların erkenden tesbit edilmesinin yaşamı kurtaran aynı zamanda doktor için mesleki bir tatmin kaynağı olacağı ortadadır.Aile hekimliğinde ultrasonografinin kullanım gerekliliği üzerine çok şeyler söylendi amam asıl önemli olan sorun ise Bu teknolojinin aile hekimlerine nasıl kazandırılacağıdır.Uygun eğitim ve düzenli pratik ile bu yeni tekniğin öğrenilmesi en doğru olandır.Kişinin kendi kliniğinde bağımsız olarak yapmaya başlayana kadar başlangıçta standart ve güçlü bir prosedürle becerinin kazandırılması gereklidir. UZMAN DOKTOR BAHRİ YILDIZ BEYTÜŞŞEBAP DEVLET HASTANESİ -temel ultrasonografi kursu (fetal tıp derneği ve obstetrik jinekoloji derneği) -acil tıpta radyoloji derneği kursu(acil tıpta radyoloji derneği) -ileri düzey ultrasonografi kursu (ian Donald –obstetri jinekoloji derneği) .
0
Cevapla
Fatma D.
Aile hekimleride USG yaparsa Radyologlar ne yapacak peki?. Radyoloji ihtisasını kapatalım Beyin cerrehi ve Nöroloji BT ve MRa baksın Klinisyenler ve aile hekimleride USG baksın . Radyologlar boşuna hiç yetişmesin bari.
1
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir